Bir miktar şu görüntülerin etkisiyle yazılmış bölüm:
Chanyeol
Yüzümü yıkamış neşeli bir şarkı mırıldanarak banyodan çıkıp yattığımız odaya girdiğimde minik sevgilimin az önce kafamı koyduğum yastığı kucaklamış, sırt üstü bir şekilde yattığını gördüğümde yüzümdeki sırıtış genişledi. Az önce perdeyi açtığımdan odaya giren ve direkt Baekhyun'un yüzüne düşen güneş ışınları onu rahatsız etmiş olacak ki yüzünü buruşturmuş yerinde kımıldayıp duruyordu uykusunda.
Sırıtarak yatağa oturup yastığı kollarından çekmeye çalıştığımda daha sıkı sarılıp huysuzca homurdandı. Hızla çekip aldığımda ağzının içinde anlamlandıramadığım bir şeyler geveleyip gözlerini açmaya çalıştı ama güneş ışınlarından rahatsız olduğu için vazgeçti. Sevimli haline kahkaha atıp üzerine eğildim. Parmaklarımla dudaklarına iki yandan baskı uygulayıp büzüşmesini sağladıktan sonra gürültülü bir öpücük kondurdum kurumuş olmasına rağmen yumuşacık olan dudaklara. Hareketimle kaşlarını iyice çatıp kafasını iki yana sallamaya başladı. "Chanyeol bıraksana ya!" Hala dudaklarını sıkıştırıyor olduğum için sesi boğuk ve anlaşılmaz çıkmıştı.
Yeniden az önceki gibi üzerine eğilip gülümseyerek konuştum. "Uyan sen de o zaman."
Yavaşça gözlerini aralayıp uykulu haliyle bana baktığında dayanamayıp bu sefer daha sessiz ama daha uzun bir öpücük kondurdum hala büzüşük duran kırmızı dudaklara. "Ağzımı rahat bırak." Söylenmesine rağmen öylece duruyordu.
"Çok mu rahatsızsın?" Alaycı bir gülüşle sordum.
Yaramaz bir bakış attı tek kaşını kaldırarak. Olduğu komik pozisyona göre aşırıydı bu hareketleri. "Bir daha öpsene." Dediğini ikiletmeden yaptıktan sonra dudaklarını rahat bırakıp çekildim üzerinden.
"Cidden kalkmalısın. Annenlere yemeğe gideceğiz, unuttun mu?" Homurdanarak yattığı yerden doğrulup ayaklarını yataktan sarkıtırken birbirine girmiş saçlarına ellerini geçirip karıştırdı. Hala tam açamadığı gözleriyle bana bakıp mırıldandı. "Gitmesek mi acaba ya? Çok üşendim, buraya çok uzak bizim ev."
"Baekhyun," direkt yüzüne bakıp ifadesizce söylediğimde kaşlarını çatıp bana baktı. Aynı ifadesizlikle devam ettim. "Üstüne atlamamak için zor duruyorum şu an."
Çapkınca sırıtıp tek kaşını kaldırdı yeniden. "Suho oldukça zengin aslında. Belki duvarları ses geçirmiyordur, ne dersin?"
Ciddi yüz ifademle "Denemeden bilemeyiz." dediğimde sırıtması genişlemişti.
Üzerine atlayıp karnını gıdıklarken bir yandan da boynuna huylanacağı şekilde öpücükler bırakmaya başladığımda Baekhyun'un çığlık ve kahkahaları birbirine karışıyordu. Bu ses ciddi anlamda beni hayata bağlıyordu. Kahkahaları yaşama sebebimdi resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ocean [bbh+pcy]
FanficBroccoli kitabının devamıdır. Arada mesajlaşırlar, arada paylaşım yaparlar, arada düz yazı olur... ama hep Chanyeol ve Baekhyun olur. 𝚌𝚘𝚟𝚎𝚛 𝚊𝚛𝚝: 𝚘𝚝𝚝𝚘 𝚍𝚒𝚡 - 𝚙𝚛𝚊𝚐𝚎𝚛𝚜𝚝𝚛𝚊𝚜𝚜𝚎 •𝚓𝚊𝚗𝚞𝚊𝚛𝚢, 𝟸𝟶𝟷𝟾•