"Şunu bilki yüreğim seni çok sevdi...!" Şaşkınca notu okuyan Ezo bir an ne düşünmesi gerektigini unutmuş gibiydi. Bir
itiraf mektubu muydu yoksa tam tersi bir veda mıydı bilemedi.Baran kendisine aşıktı bunu anlayabilirdi lakin bu not bu odaya nasıl gelmişti? Doğan ondan önce bulsaydı ve okusaydı? Tedirgin olan genç kadın notu kitabın arasına bıraktı ardından dolabanın pekte görünmeyen kısmına sakladı. Bunu Baran'la konuşmalı ve mantıklı bir açıklama almalıydı. Banyoya yavaş adımlarla geçen genç kadın bir noktada yanılmaktaydı.
Söz konusu aşksa mantık geri planda kalıyordu...
Bedenine değen ılık suyla rahatladığını hisseden Ezo şimdilik ne Doğan'la olan berbat evliliğini nede Baran'a olan garip hislerini düşünmemeye çalıştı. Evlenmeden önce ki Ezo olaçaktı bugün. Sadece kendini ve ailesini düşünen biraz bencil fazlasıyla hayat dolu...
Üzerinde ki yorgunluktan arındığını hisseden genç kadın kısa süren duşun ardından odaya geri dönmüştü. Dolaba yönelerek uygun kıyafetler giydi.Saçlarını da kurutarak odadan çıktı. Aşağı konak halkının yanına inerek onların yanında oturmuştu.Konak halkı eğlenceli bir sohbet havasındayken Doğan köşede elinde ki telefonla uğraşıyordu.
"Yarın Sultan hanım gelecekmiş.Umreye gittiği için Doğan'nın düğününe katılamamıştı." Gülistan hanım haberi verirken sıkıntılı tavrı Ezo'nun gözünden kaçmamıştı. Kızların yüzü düşmüş ve oflamışlardı.Doğan annesine bakarak kaşlarını çatarak önüne dönmüştü. Ezo fazlasıyla meraklanmıştı. Kimdi bu Sultan hanım ?
"Offf...Acaba yarın hangimize iğnelerini batıraçak? Hangimizi gömecek?" Bıkkın bir ses tonuyla konuşan Dicle haklı isyanını dile gelmişti. Halası tam bir baş belasıydı. Herşeyi en ufak noktasına kadar eleştirir birşey bulamazsa neden gözünün üzerinde kaşın var diyebileçek kadar insanı bunaltana kadar sorular sorardı.
"Kim olaçak Dicle? Tabiki de Ezo! " En az Dicle kadar bıkkın bir ses tonuyla konuşan Rojda istemsizce kıkırdamıştı.Halasıyla geçen bir konuşmasını hatırlamıştı. Rojda'nın dudağının üzerinde bulunan ufak beni dakikalarca eleştirmişti.Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarabiliyorsa eğer şüphesiz ki bu kadının dili yılan için intihar sebebiydi...
"Kim bu Sultan hanım? " Meraklı yanı deminden beri "Kim bu kadın " diye aklını başından alırken dayanamayan Ezo sonunda sormuştu.
"Kendisi büyük halam oluyor Ezo yenge. Babamın ablası. Sağolsun kendileri pek bir uysal, anlayışlı ve tatlıdır da(!)" Alaylı konuşan Dicle konuşmasın kaldığı yerden sesine kattığı gizemli tonuyla devam etmişti.
"Hazırlan Ezo yenge. Yarın seni büyük bir sorgu bekliyor. Allah yardımcın olsun..."
" ÖSYM bile daha insaflı Ezo..Söylemedi deme!" Rojda 'da pek bilmiş konuşmuştu. Ezo gerçek anlamda ürkmeye başlamıştı. "Kim lan bu kadın ?" İç sesine kulak vermemeye çalışan genç kadın dudaklarını ısırdı. Karısının tedirgin olan yüz ifadesini gören Doğan kızkardeşlerinin oynadığı oyunu devam ettirmişti.
"Şöyle ki Ezo aksi, sinirli ve kendini beğenmişin biri... " Muzip bir ses tonuyla konuşan Doğan bu durumda pek bi eğleniyordu.
"Yani senin gibi Doğan...Bende bu adam kime çekti diyordum!" Ezo'nun sözleri aileyi gülümsetirken Doģan'ı öfkeldirmişti.
"Ya sabır!" Çeken genç adam ayaklanarak
odasına geçmişti ardından diğerleri de iyi geceler dileyerek sohbeti sonladırmışlardı.
***
Alarmın rahatsız edici yükseklikte ki sesiyle uyanan genç kadın sabahı zor etmişti. Aklında dün ki sohbet geldikçe daha bir tedirgin oluyordu. Duştan yeni çıkmış kocasına kısa bir bakış atan Ezo kısık sesle konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAMIN GÖLGESİNDE
Romance"Ben bakire değilim...!" Diyerek haykırdı genç kadın. Kocasının an be an değişen yüz ifadesini , şaşkınlık ve öfkeyle irileşen gözlerini umursamadı. Ölüm ile yaşam arasındaki ince çizgideydi ve o tehlikeyi oynamaya devam ediyordu. Doğan hala duyd...
