Ay! SINIRIN CANI CEHENNEME... DAYANAMADIM VE YENI BÖLÜMÜ PAYLAŞTIM ( AMA SİZ YİNE DE YORUM YAPIN TAMAM MI? 😉😉)
"Ezo,nerdesin sen?"Sesi buram buram öfke kokuyordu.Duyduğu ses kardeşine aitti. Buna emindi.Ya Ezo ailesini görmek üzere konağa gitmiş ya da Rojgül gelmişti.
Her iki durumda genç adamın sinirlerini bozmak için yeterli bir sebepti.Öte yandan Ezo adeta dili tutulmuş gibiydi.Telefonu hala elinde tutuyorken bakışları Rojgül'ün üzerindeydi.
"Ko-konaktayım Doğan." Sonunda şaşkınlığından sıyrılan Ezo titrek bir ses tonuyla konuşmuştu.Delicesine korkuyor, ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Daha ilk günden ailesi konusunda uyarmıştı Doğan."Hangi konak Ezo?" Alay dolu ses tonuyla konuşan Doğan hala öfkeliydi. Sakin olmak bu durumda aklına gelen son şeydi.
"Hangi konak olaçak Doğan? Elbette bizim konaktan bahsediyorum."Salağa yatmaya devam ediyordu Ezo. İnkar edeçekti.
"Ezo! Kafa mı buluyorsun benle? Senin orada ne işin var?"Sakinleşmek bir yana her dakika daha da sinirlenen genç adam kulakları sağır edebileçek bir ses tonuyla konuşuyordu. Ezo inkar politikasından vazgeçti. Bu saatten sonra pek te işine yaramazdı.Sessiz kalmayı tercih etti. Gözleri kendisine dolu dolu bakan Rojgül'deydi.
"Ezo bir açıklama bekliyorum senden! Oraya gitme sebebin neydi?" Tane tane konuşan Doğan delirmenin eşiğindeydi.
"Do-ğan ben ailemi görmeye geldim." Titrek bir ses tonuyla konuşan Ezo'nun gözleri dolu doluydu. Rojin'nin de ondan pek bir farkı yoktu. Kendisinin neye sebep olduğunu şimdi daha iyi anlıyordu. Doğan herzamanki Doğan'dı. Kaba ve sert!
"Sana bir ailen olmadığını söyledim Ezo! Sana onlarla görüşmeyeceksin dedim! Bunu anlamak ne kadar zor aptal kadın?"
"Doğan onlar benim ailem. Sen dahil hiç kimse bu gerçeği değiştiremez. Ha deyince silinmiyorlar ! " Ailesi onun için bu kadar değerliyken elbette karşısında kim olursa olsun susmazdı. Rojgül karşısında gururu yerle bir olmuştu ne yazık ki! Oysa aralarının çok iyi olduğunu anlatmış asla olmayaçak mutlu çift imajı yaratarak ailesinin onun hakkında endişelerini gidermişti. Her masalda olduğu gibi bu masalında kötü karakteri masala son vermişti. Onun masalının kötü karakteri kendi kocası Doğan Hanzade idi. Öte yandan Doğan kahkaha atarak Ezo'yu ciddiye almadığını göstermişti. O aileden biriyle görüşmesi asla kabulleneçeği bir durum değildi.
"Bu ne cüret Ezo? Sana bu şekilde konuşma hakkını kim veriyor ?"
"Ben senin karınım Doğan. Kölen değilim, emrinde ki adam değilim,uşağın değilim!" Herbir kelimesinin üzerine basa basa konuşan Ezo'nun kendini ezdirmeye pekte niyeti yok gibiydi. Bu adam artık birşeyleri kabullenmeliydi. Aksi halde yürütmeye mecbur oldukları bu evlilikte bir arpa boyu yol alamazlardı.
"Ezo inan bana emrim altındaki adamlar senden çok daha değerli benim nazarımda. Sen değil karım bir hiç bile değilsin.Sakın kendini olmadığın bir yerde görme! Şimdi bir daha asla gelmemek üzere o konaktan ayrıl.Bunu gelince konuşacağız!" Sözlerini bitiren genç adam telefonu suratına kapatmış Ezo'nun söyleyeçeklerini geri yutmasına neden olmuştu.Gururu paramparça olan Ezo boğazını dolduran hıçkırıkları geri yutup kendisine mahcupca bakan Rojgül' e cevirdi bakışlarını.
"Özür dilerim Ezo! Özür dilerim.Cihan'a kavuşacağım diye seni ateşe attım.Affet beni lütfen." Rojgül ağlamaktan catallaşmış sesiyle konuşuyor, adeta yalvarıyordu. Vicdanı rahat bırakmazdı onu. Farkındaydı! Belki de bu hikayedenin en masumu Ezo'yken bütün bedeli yine o ödüyordu. Dünya adaletli değildi! Hayat adaletli değildi! İnsanlar adaletli değildi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAMIN GÖLGESİNDE
عاطفية"Ben bakire değilim...!" Diyerek haykırdı genç kadın. Kocasının an be an değişen yüz ifadesini , şaşkınlık ve öfkeyle irileşen gözlerini umursamadı. Ölüm ile yaşam arasındaki ince çizgideydi ve o tehlikeyi oynamaya devam ediyordu. Doğan hala duyd...