(Ilk bölümlerde saçmaladığımı biliyorum. Finalden sonra düzenleyeceğim.)
Annesini ve babasını kaybettiği kazadan sadece kardeşi kalan bir kız; Melek YILMAZ
Yaptığı kaza yüzünden ablasının anlaşmalı bir evlilik yapmasına neden olan bir çocuk; Ufuk Y...
Merhaba canlarım. Uzun zamandır bölüm atamadığım için özür dilerim. İnternetimizde sorun olduğu için yazamadım. Ama telafi edeceğime söz veriyorum.
İyi okumalar:)
BİR HAFTA SONRA(NİKAH GÜNÜ)
MELEK'TEN
Sabah telefonumun mesaj sesi ile uyandım. Yatağımın kenarındaki komidinden telefonumu alıp ekranı açtım . Selçuk'tan mesaj vardı.
-Günaydın :) Bu bir haftada aramız gerçekten güzeldi. Hele ki ailesiyle tanıştıktan sonrası rüya gibiydi. Bu süre içerisinde annesi Semra hanımla da çokça vakit geçirmiştim. Gelinlik için ısrar etse de gerek olmadığını belirttiğimde anlayışla karşılamıştı. Ama elbisenin beyaz olmasını özellikle istemişti. Ve beraber seçmiştik. Selçuk'un aşk evliliği yapacağımız sanıldığı için bana ılıman ve güler yüzlü davrandığını düşünüyordum. Ilıman derken adamla hiç kavga etmemiştik ki! Acaba sinirlenince nasıl biri oluyordu? Şirketine gittiğimizde onu ciddi olarak görmüştüm, onun aksine bana karşı hep çok iyi olmuştu. Bence bu iş bittikten sonra arkadaş hatta dost olabilirdik. Ama beni düşündüren asıl şey bu değildi. Selçuk –sanırım alışmaya çalışıyordu- bana annesi yokken bile çok iyi davranıyordu. Sanki bu bir oyun değilmiş gerçekten severek evleniyormuşuz gibiydi ve bu yalan yok çok hoşuma gidiyordu. Selçuk'un bu değişimi ailesine gittiğimiz akşamdan sonraki gün başlamıştı. Tahminimce bu oyunun farkına varmıştı.
Düşüncelerimle boğuşurken hep yaptığım gibi tavanımı izliyordum. Bir mesaj daha gelince kendime geldim.
-Umarım bugün saat 14.00'da nikahımız olduğunu unutmamışsındır. Kendime geldim ve mesajına cevap verdim. -Günaydın ve nikahımızı unutmadım merak etme :) Anında cevap geldi: -Birazdan birileri gelecek ve saçınla makyajını yapacaklar. Tabi arkadaşın Nazlı'nın da. İtiraz istemiyorum ve ardından Ufuk sizi nikah salonuna getirecek. Orada görüşürüz :) Ağzım açık kalmıştı ama Selçuk'un itiraz istemediğini de anlamıştım. Üstelemedim ve ayağa kalktım. Banyoya girip rutin işlerimi hallettim. Odaya geçtim ve dolaptan elbiseyi çıkardım. Yatağın üzerine koydum ve çalan kapıya bakmak için odamdan çıktım. Kapıyı açtığımda karşımda Nazlı vardı. Hemen birlikte mutfağa geçtik ve kahvaltı hazırladık. Saat dokuz buçuk olmuştu bile. Ufuk da uyanınca onlara kahvaltıda Selçuk'un attığı mesajdan söz ettim. Saat 10 gibi kahvaltımızı bitirmiş masayı toplamıştık. Sonrasında da hazırlanacağımız için Ufuk'u evden resmen kovmuştuk. Bulaşıkları makineye yerleştirirken kapı çaldı. Kapıyı açtığımda üç bayan vardı. Ellerindekilere bakarak onların Selçuk'un bahsettiği kişiler olduğunu anlamıştım. Hemen içeri buyur ettim ve Nazlı'ya seslendim. "Nazlı yardımcılar geldi odama gel." Nazlı'dan onayı alınca odama gittim. Yardımcılar eşyalarını çıkarmışlardı. Nazlı da geldiğinde kıyafetlerimizi alıp giyindik. Ben beyaz uzun kollu, dizlerimin biraz üzerinde ve etekleri siyah dantel işlemeli bir elbise giymiştim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.