BÖLÜM 5

5.4K 260 484
                                        

Silinmiş yaniden yükledim...

Bu bölümü hikayemizin kapak tasarımcısı olan venusRM'ye ithaf ediyorum. İyi okumalar canlarım...

"Melek?" İsmimin söylenmesiyle gözlerimi açtığımda bizim evin önündeydik ve ben uyuduğum gibiydim. Selçuk'un omzunda yatıyordum. Yorgunluktan uyuyakalmıştım sanırım. Yaptığım şeyi idrak edince başımı kaldırmaya 'çalıştım'.

"Ah!" Nasıl becerdiysem saçımı önce küpeme sonra da Selçuk'un ceketinin düğmesine sıkıştırmıştım. Sesimi duyan Ufuk ve Selçuk bana dönerlerken ben hala saçımı kurtarmaya çalışıyordum. Selçuk sonunda elini ceketinin üzerine koydu ve saçımı kurtarmama yardım etti. Bir tutam saçım takılmıştı ve birkaç tel de cekette kalmıştı. Elim saçlarıma giderken canımın acıdığını farkettim. Gözlerimi kapatıp oflarken birden elimin üzerinde bir el hissettim. Gözlerimi açıp baktığımda Selçuk'un eliydi ve bana endişeyle bakıyordu.

"Çok acıdı mı?" dedi saçlarımı okşarken. Başımı iki yana salladığımda sessizliği Ufuk'un şaşkın sesi bozdu.

"Abla? Şermin teyze yine pencerede?" Bu sefer içten bir şekilde ofladım ve gözlerimi devirdim. Bu kadın resmen ayaklı gazeteydi. İşi gücü yokmuş gibi bütün gün gelen geçeni izler dedikodu yapardı. Ben onun dilinden nasıl kurtuluruz hesabı yaparken Selçuk bana döndü ve sormaması gereken şeyi sordu:

"O kim?" Ufuk'un kıkırtısı önce gülmeye sonra da kahkahaya dönüşürken öne eğilip onu dürttüm. Hele şükür sustu derken Selçuk'un cevap beklediği aklıma gelince ona döndüm ve anlattım.

"Şermin teyze mahallemizin ayaklı gazetesidir. Bütün dedikodular ondadır. Bizi böyle görürse neler neler kurar bilmiyorum." Bir süre düşündükten sonra arabadan indi ve gelip kapımı açtı. Ben şaşkınca ona bakarken elini uzattı ve bana göz kırptı. Ellerini tutup aşağı indim. Bunu Şermin teyzenin gözü önünde yapması, yarın bu kadın tarafından sorguya çekileceğimin işaretiydi. Bulunduğumuz yerden Şermin teyzenin bizi duymaya çalışması beni ürkütürken Selçuk da bunu farketmiş olacak ki yüzüme doğru eğildi ve herkesin duyabileceği bir ses tonuyla konuştu.

"İyi geceler nişanlım " sonra Ufuk'a döndü ve "ben taksi ile giderim sen de ablanı yalnız bırakma." Ufuk da benim gibi şaşkınlıktan sadece başıyla onaylarken Selçuk son kes elimin üstünü öptü, bana genişçe gülümsedi. Ufuk'a da başıyla selam verdi ve mahallenin çıkışına doğru yürüdü. Biz de birbirimize baktık ve Şermin teyzenin fır dönen gözlerinin esaretinde evimize girdik.

SELÇUK'TAN

O kadının meraklı gözlerinin altında Melek ve Ufuk'u öyle bırakamazdım. Emine abladan sonra bir de Şermin hanım çıkmıştı başımıza ikinci meraklı olarak. Melek'in mahallesinden çıkarken onları orada şaşkınca bıraktığımın farkındaydım. Melek, ah Melek... Annem ve babam onu çok sevmişti. Umarım bu oyun süresince ona çok bağlanmazlar. Tabii boşanmamızın bahanesi ben olacaktım. Boşandıktan sonrası ise meçhuldü. Benim tek istediğim şirketimin yönetimini elime almaktı. Aklımda olan diğer bir şey ise evlilik sözleşmesiydi. Saçmalama istersen bunu Melek'e sorarsan onu üzersin. Saçmaydı evet ama avukatım bunu aklıma sokmuştu. Başlatma avukatına. Sence o kız paragöz mü? Değil haklısın, saçmaladım işte. Yarı saçma düşüncelerimi rüzgarda yüzüme uçan saç telleri bozdu. Ceketime baktığımda düğmesine sıkışmış olan Melek'in saçlarını gördüm. Yüzümde bir gülümseme peyda olurken arabada omzumda uyuyakaldığı geldi aklıma. Melek'e uyumasını söylediğimde sanki bunu bekliyormuş gibi anında uykuya dalmıştı. O uyurken biz de Ufukla sohbet etmiştik. O an bana söyledikleri aklıma geldiğinde birbirlerine bu kadar sahip çıkan kardeşleri gördüğümde ne yalan söyleyeyim kıskanmıştım.

ANLAŞMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin