Merhaba yine ben. Kitabımız 1 K okuma olmuş çok mutluyum. Hepinize ayrı ayrı öpücük ve teşekkür gönderiyorum. İyiki varsınız.
İyi okumalar canlarım...
"Melek?" Duyduğum sesle bilincim yavaş yavaş yerine gelirken, Selçuk'un ses tonu yüzünden uyuma isteğim de artıyordu. Bu saçma durumun içinden sıyrılıp gözlerimi araladım. Araba durmuştu, ormanlık bir alandaydık. Dışarısı ağaçlarla doluydu ama güneş çoktan battığı için pek belli olmuyorlardı. Başımı sol yanıma çevirdiğimde Selçuk'un gözlerini gördüm. Bana doğru eğilmiş, beni uyandırmaya çalışıyordu. Gözlerime tuhaf bakıyordu. Acaba uyurken salyam filan mı aktı diye düşünmeden edemedim. Doğrulmaya çalıştığımda boynumun acısıyla inledim. Ne kadar süredir böyle hareketsiz yattım acaba? Bütün kemiklerim tutulmuştu. Yol bu kadar uzun mu sürmüştü? En önemlisi: Neredeydik biz? Aklımdaki bütün soruların cevabını son soruyu sormakla alacağımı anladığımda Selçuk'a döndüm. Bana hala garip garip bakıyordu. Anlam veremeden sorumu sordum:
"Neredeyiz? Hem, niye öyle bakıyorsun bana?"
Yakalanmanın verdiği dürtüyle gözlerini ön camdan dışarı çevirdi. Bende dışarıya baktığımda nutkum tutuldu. Burada bir dağ evi vardı ve müthiş görünüyordu. Tek katlıydı ve ağaçtan yapılmıştı. Evin önündeki verandaya sokak lambasının ışığı vuruyordu. Burada sokak lambası olması garibime giderken, ileride bu eve benzer başka evler olduğunu gördüm. Bakışlarımı Selçuk'a çevirdiğimde yine bana baktığını gördüm. Kaşlarını çatarak ona 'Ne oldu?' bakışı attım. Gülümsedi ve beni yanıtladı:
"Bizim dağ evimize geldik. Burada magazincilerden uzakta oluruz. İkinci sorunun cevabına gelirsek: Çok güzel uyuyordun. Belki de seni bu işlere bulaştırmamam gerekirdi. Magazincilerin baskılarına nasıl dayanacaksın bilmiyorum. Olur olmaz şeyler söyleyip senin moralini bozarlar. Aslında kızıyorum kendime, hayatının düzenini bozdum." Gülümsedim ve elimi elinin üzerine koydum. Hey! Fesat anlamayın. Sadece sakinleşmesi için.
"Selçuk, bunları konuştuk dimi? Kimse kimsenin hayatını mahvetmedi. Hem, senin de düzenin bozuldu. Beni de merak etme, baş ederim onlarla. Hadi çıkalım şu arabadan. Ben evi çok merak ediyorum. Ayrıca her tarafım tutuldu." Sözlerim bitince kapıyı açıp dışarı çıktım.Selçuk da gülen yüzüyle peşimden çıktı. Dışarıdan bakanlar bizi gerçekten severek evlendik sanabilirdi. Bu yüzden onun yanında rahattım. Oyuna gerçeklik kazandırmak için gerçek gibi yapmalıydık. Ne demiş adamın biri: 'Yalanınıza inanmalarını istiyorsanız önce ona siz inanın.' (Böyle bir söz gerçekten var mı bilmiyorum.)
Selçuk çantaları bagajdan aldı ve önüme geçti. Bende arkasından etrafıma bakarak yürüyordum. Gerçekten çok güzeldi. Hava serindi ve sonbaharda olduğumuz için ağaçlar yaprak dökmüştü. Kurumuş yapraklar ayaklarımızın altında çıtırdarken bu sesin bana huzur verdiğini hissettim. Kenarda öbek halinde duran kuru yaprakları gördüğümde içimdeki çocuğa dur demedim ve en sevdiğim mevsimin tadını bu yaşımda da çıkardım. Yaprak öbeğine koştum ve küçük bir kahkahayı dudaklarımdan salarak öbeğe atladım. Sırtüstü yattığım öbekte bakışlarım gökyüzündeydi. Gecenin karanlığının hakim olduğu gökyüzüyle bakışmamı Selçuk böldü. Başını onaylamazca iki yana sallayıp kendini yanıma attı. Huzurla dolduğumda ve dümdüz yattığımda sebepsizce kahkaha atasım geliyordu. Yine öyle oldu ve kahkaha atmaya başladım. Başımı sağ yanıma çevirdiğimde Selçuk'un anlamayan bakışlarıyla karşılaştım ve bu durum kahkahamı büyütmeme neden oldu. O da bana katıldı ve erkeksi kahkahasının dudaklarından firar etmesine izin verdi. Birkaç dakika daha kahkaha attıktan sonra kahkahalarımız kıkırdamalara dönüştü. Doğruldum ve yanımdaki yapraklardan bir avuç alarak Selçuk'un yüzüne attım. Surat ifadesiyle kıkırdamam tekrar kahkaha olurken o da doğruldu ve bana yaprak attı. Yaklaşık on dakika daha yaprak savaşı yaptığımızda her tarafımız kuru yaprak kırıntıları ve birkaç gün önce yağdığı belli olan yağmurun sebep olduğu çamurla kaplanmıştı. Ama çok eğlenmiştik. Tekrar yaprakların üzerine yatıp gökyüzüne baktık. Bir süre sonra Selçuk'un sorusuyla ona döndüm:

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞMA
ChickLit(Ilk bölümlerde saçmaladığımı biliyorum. Finalden sonra düzenleyeceğim.) Annesini ve babasını kaybettiği kazadan sadece kardeşi kalan bir kız; Melek YILMAZ Yaptığı kaza yüzünden ablasının anlaşmalı bir evlilik yapmasına neden olan bir çocuk; Ufuk Y...