Yusuf alnına dayalı silahtan çok Zilhanın gözlerindeki ateşe şaşkınca bakakalmıştı. Murat donup kalan Yusuf'a doğru atıldı
-Zilha konuşmaya geldim indir şu silahı
Silahını indiren Zilha sinirle bir iki adım geri çekildi. Arabadan inip yanına gelen Murat'a
- Bu ne demek oluyor Murat. Biri yolumu kestiğinizi görse sadece Zilhay' la konuşacaktır mı diyecek. Hiç mi çalışmıyor kafan?
Yusuf gözlerini, elinde sıktığı silahı sağa sola sallayarak konuşan Zilha' dan ayırmadan indi arabadan. Olanlara inanamamıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu nasıl bir kızdı. Orantısız kilosuyla nasıl bu kadar çevik olabilmişti. Ya bu sinir de neydi böyle! Yolunu kesti diye bir insanı öldürebilir miydi gerçekten? Murat'ın sesiyle sıyrıldı düşüncelerinden
-tamam Zilha tamam hemen konuşalım.
- Ben evlenmek istiyorum. Gel sen de kabul et. Kıyamam kardeşime.
- Kardeşe kıyılmaz Murat ancak ne senin kardeşin ne de benim kardeşim masum değil.
-Esma kolunda kocası, eteğinde çocuğuyla süzülürken farkına bile varmadan elimi tutup yüzüme gülebilecek misin?
Murat, Esma ve eşinden sonra ki hiçbir kelimeyi duymamıştı bile
- Peki, bunca şey feda ettiğin Hasan'la Ceylan gerçekten birbirlerini seviyorlar mı sanıyorsun? Onlar oynadıkları oyunun sonunu göremedi. Törelere mahkûm kaldılar er geç ayrılacaklar bu sefer de beni geri göndermeyecek misin? Ceylan için gösterdiğin merhameti bana da gösterebilecek misin?
-Bu tufanın içine atlayıp oradan oraya savrulacağımı mı sandın!
Murat'ta Yusuf kadar şaşkın şaşkın bakıyordu Zilha'nın yüzüne
Yusuf girdi söze
- Bu evlilikte şartların olursa belki kabul edersin. Murat abim kendince olacaklara razı sende kendi şartlarını koyarsan belki bir ortak nokta buluruz.
