Medya : Açelya
Zilin çalmasıyla herkes çantasına bişeyler değiştirirken rahat bi nefes verdim. Dinlerken bile yoruluyoprum ben bu dersi. Hangisi diye sormayın biliyorsunuz. MATEMATİK -.-
Sınıftan çıkarken Candan daha çantasına bişeyler atıyordu Deniz telefonla konuşuyor ben kapıdaki dikiliyordum. İkiside yanıma geldiğinde.
"Nerdesiniz ya. Ağaç oldum kök saldım meyve verdim. Çocuklar dallarımdan meyve kopardı. Yaşlandım kurudum çürüdüm... Siz yoksunuz" İkiside gözlerini büyüterek aynı anda (Bu arada okumanızı bölüyorum ama :D bunu %100 ben uydurdum gören olrusa ihbar edin çalmıştır kesin. Ruh öküzüme demiştim D:Adasd)
"YUH AÇELYA!!" Ne ya doğru ama bunlarda ayak yani ağrıdı beklemekten. Kapıdan çıktıklarında peşlerinden gittim. Okulun çıkışına yöneldiğimizde. Vedalaşacaktık kii. Deniz ağzını açtı.
"Ya gece bişeyler mi yapsak benim kuzenlerin mekanında hem tanıdık yer bişey olmaz korkmayın korurum sizi" dedi sonlara doğru gurur duyarmıs gıbı bı ses cıkararak -o nasıl ses oluosa artık :D das-
Ben gidermiydim bilmiyorum ama Deniz ve ben Candan a baktık.
"Annem izin veriri belki ama Babam?"
"Ya anlatırız hem yarın karneler alınıyor Candan nolooooorr" derken Deniz sadece seyrediodu.
"Of tamam sen izin alırsın ama" dediğinde havaya zıpladım sonra Deniz arabasına ilerlerken -araba dediysem son madel bişey değil normal orta hallide değil biraz eski bir araba-
"O zaman altı buçukta sizi alırım" kafamla onaylarken bir yandan da
"Tamam bizim evdeyiz" diye bağırdım. Candanla bizim eve yürürken. Birden önüne zıplayıp kirpiklerimi kırpıştırarak
"Senı üzgün gördüm canım" dedim şirin havalarına girmek için ama bu Candanı güldürdü hahahaha ama hala yüzü asıktı yürümeye devam ederken kısa zamanda eve gelmiştik. Kapıyı Emine teyze açtığında Annemin -herzaman ki gibi- iş yerinde olduğunu anladım. Hızla odamıza çıkarken merdivenleri tırmandık. Toprak renginin hakim olduğu ama çokta koyu olmayan odama girdik.
Candan yatağa sırt üstü kendini atıp sol kolundan eline doğru sıyrılan cantayı yere bıraktı. Bende yanına oturdum.
"Of anlat lan artık" diye çıkıştığımda Yastığımı alıp yüzüne kapattı ve boğuk çıkan sesını anlamam ne kadar zor olsada anladım 'SEVİYORUĞĞĞĞMM' dedi yastığı yüzüdnen hızlıca çekip
"Nee!" diye ciyakladım. Bu kez sırıtmaya başladığında hemen ayağa fırladı.
"Acıktım acıktım daha izin alacaksın yoksa gelmem haaa!" dedi elini gözüme sokacak şekilde salladı. Hızla odadan çıktığında ağzım açık arkasıdnan bı sure bakınca bende mutfaga ınmek ıcın dışarı çıktım.
--
Yemeğimizi yemiş ve çoktan hazırlanmıştık. Candan'ın babasından ızın almak zordu ama halletım ben ehehehe az sonra Denizin geleceğini umut ederken. Hala Candanın kimi sevdiğini ne yaptıysam öğrenmedim. Gıdıkladım olmadı. Yüzüne ruj sürmekle tehtit ettim oda gardını aldı. elbiseleri parçalmak gibi bi saçma blöf yaptım ama yemedi o yuzden Candan da yemedi. -.-
"Ne zaman öğrenicem ben o zaman" dedim ve sırıttığında.
"Tamam tamam söylüyorum. Ama kimseye demek yok"
"essah mı tamma mal kime diycem hadı söyle" tam ağzını açmıştıki Emine teyze odaya girip.
"Arkadaşın geldi kızım" Candana baktığımda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UFAKLIK
Romance©Tüm telif hakları saklıdır. Hiç AŞK'ı mecburiyete sığdırmak zorunda kaldınız mı? Mecburen aşık olmak! Saçma ve anlamsız gibi dursa da bazen; Kaderinizin o olduğunu anlamak o kadar zor olmasa gerek! Ne dersiniz?
