"BENİMLE MİSİN?"
Kendime gelememem nedeniyle soruyu tekrarlamıştı.
Gerçekten hiçbir yerimi hissetmiyordum. Elimi hapsettiği elim hariç. Zaten o elimde karıncalanma ve yanmadan dolayı titriyordu.
Elimi yavaşca ellerinin arasından çekerek ona doğru döndüm. Gözlerine bakmaya çalışsam da gözlerimi kaçırmadan edemiyordum.
"Şey... ya şu an kafam o kadar çok karışık ki. Doğru düzgün cümle bile kuramayabilirim. Bana biraz zaman versen?"
Tek nefeste söylediğim bu cümlelere ben bile inanamıyordum. Mertten hoşlandığım halde neden böyle dedim ki şimdi ben?!
O da öyle hissetmişti galiba çünkü dediklerim karşısında afallamış bir yüz ifadesi takınmıştı.
Ama lisede ondan hoşlandığımı bilmiyordu. Benden bir anda nasıl hoşlandı ki diye geçirdim içimden.
"Aslında bugün sabah hiç aklımda böyle bir şey yapmak yoktu. Ama lisede benden hoşlandığını öğrenmemle işler değişti." demişti bir anda. Ağzım bir karış açılmadan ona döndüm.
"Ne! Nereden öğrendin?!"
"Ozan kardeşim sağolsun" diyerek sırıttı.
Ahh tabii ki Ozan! Ama ben ona söylememiştim ki. Birkaç kız arkadaşım hariç kimse bilmiyordu. Tabi şimdi Mert'e de 'Ozan'a kim söylemiş yaa' falan diyemezdim.
"Ayrıca sevgilinin olmadığını da Hazal'dan" diyerek pis pis sırıttı.
Gülümsedim çünkü Mert Hazal'a böyle bir şey sorduysa canım arkadaşım Hazal cevap vermeden susmazdi tabii ki. Bir de eskiden Mertten hoşlandığımı bildiği için daha bir hevesli cevaplamıştır kesin.
"Onlardan bunu öğrendiğim an sana daha değişik bakmaya başladım. Kardeşimi getirdiğimde Elis'e olan bakışların ele vermişti seni zaten."
"Yuh! Ona bile dikkat mi ettin ?! Kendimi çaktırmıyorum diye iyi avutmuşum yalnız."
"Aslında doğrusunu söylemek gerekirse öylece bakışlarımı grubun üzerinde gezdiriyordum. Sonra Elis "abi şuna bak" diyerek koluyla havaya dirsek atar gibi seni işaret etmişti. Hemen dibimde olduğu için fısıltısını gayet iyi bir şekilde duyabilmiştim. Bakışlarımı ve tüm dikkatimi sana verdiğimde senin bakışların Elisteydi ve kusura bakma ama 'yaklaşma, sikerim!' modu almıştın. Işte o an sana karşı bir şeyler hissedebileceğim duygusu onaylandı.
"Yani o andan öncesine kadar sallantıdaydı." diyerek saçma bir şey söyleme girişiminde bulunmuştum.
"Bir bakıma öyle diyebiliriz."
Mert beni daha fazla ne kadar şaşırtabilirsin! Düşündüğüm bütün saçma şeyleri onayliyorsun be canısı.
"Senden zaman istemiştim ama sanırım gerek yok. Şimdi cevap verebilirim ama önce cevabımla ilgili bir ipucu vereyim 'cevabım sallantıda' diyerek göz kırpmıştım.
Şu an fena halde öc almak istiyordum. Kendi lafıyla onu mat etmiştim. Tamam o kelime ilk önce benim ağzımdan çıkmış olabilirdi ama o da onaylamasaydı. Zaten cevabımın olumsuz anlamda çıkacağını anlayınca yüzünü buruşturdu. Hayır anlamında kafasını sallayarak "Ah hadi ama Rüya. Şaka yapıyor olmalısın. Bu konu üzerinde dalga geçip, şaka yapacağın bir şey değil."
Şu anın bir anda güzelliğini kaybedip, böyle sinirli bir ortama dönüşmesine göz yumacaktım çünkü cevap vermezsem rahat edemezdim.
"Şaka mısın? Cidden uzaktan dalga geçen veya şaka yapan bir tipim mi var?! Hiç nazik olamıycam çünkü şu anın üzerine harika bir şekilde sıçılırdı ve sen de bunu harika bir şekilde yaptın." diyerek sinirle ayağa kalktım ve parkı turladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİLSİLE
Подростковая литератураHayatınız, bir kitaptır. Siz ise o kitabın başrolü. Her kitabın kendine özgü bir hikayesi ve her başrolün ise kendine has rolleri vardır. Gelin şimdi, başka bir hikayeye tanık olalım. Babası hapiste olan Rüya'nın hikayesine... Tüm hakları göz kapa...