Hani insanın hayatını boka saran olaylar olur.
Ne yapsan da onu asla unutamazsın, hayatından atamazsın. Sadece alışırsın. Boşadır alışkanlığın ama çaresizsindir.
Çaresizlik bütün vücudunu ele geçirmiştir, bedenine yayılan bu umutsuzluk duygusu belki de hayatının en önemli dönemecinde seni yıkar, mahveder.
Belki de çaresizlik, umut denilen duygunun baş düşmanıdır. İnsan yok etse de beynindekileri, görmemeye çalışsa da içindekileri aslında hep bir yerlerde olduğunun farkındadır.
İsmine hayat denilen bu serüvenin yanısıra başına gelen kötü olaylar, yaşadığın bu anlamsizliklar karmaşası seni hep dibe çeker.
İşte ben bu yüzden hep unutmak istedim. Yok etmek istedim belki de bu rüyaları.
İsmi bana verilse de hayatımın büyük bir parçasını sanki oyuncak gibi oynatıyordu.
Ben ona hakim olamasam da gün içindeki ruh hallerimi, davranışlarını bile etkiliyordu.
Dün yine rutin bir gün geçirmiştim ve her gün aynı şeyleri yapmak insanın canını sıkıyordu. Aslında bazen her şeyi bırakıyor ıssız, bilinmeyen, kimsenin uğramadığı bir köyde küçük bir kulübede yaşamak için kaçma planları kuruyordum.
Küçük yaşlarımdan beri anneannemlerin yanına giderdik. O beton yığınlarının arasından böyle doğa harikası bir yere kavuşmak bana verilen en güzel hediyeydi belkide.
O yüzden gidesim vardı işte.Kaçasım, yok olasım hatta.
Yatağımda doğrularak hayatımı düşünmeye başladım. 20 yaşındaydım ve rutin giden bir hayatım vardı.
Kimsenin hakkımda konuştuklarını takmaz, arkalarından da konuşma gereği duymazdım. Kardeşimle bazen dünya savaşı açacak kadar kavga etsekte hemen sonra barışırdık.
Babam ise annemin dediğine göre bir cinayet işlemişti ve hapisteydi. Ama ailemizde kimse ona suçlu gözüyle bakmazdı çünkü o evimizi ayakta tutardı, evde olmasa bile. Belki de yaşadıklarım yaşıma göre hayli ağırdı ama ben baş edebilmiştim.
Gözlerimi bir noktaya diktiğim için gözlerim ağrımaya başladı ve kalkmak için yavaşça doğruldum.
Annemin odasına giderek yanağına bir öpücük kondurdum. Nasıl da melekler gibi uyuyordu.
Yıllardır bize hem annelik hem babalık yapıyordu, babamın eksikliğini bize hissettirmemeye çalışsa da babam gittiğinden beri annemin yüzünde oluşan mutsuzluğu görebiliyordum. Bize hep gülümsese de içinde neler koptuğunu anlayabiliyordum.
Anneme sarılıp kokusunu içime çektim. Kardeşimin odasına gidip onu da öptüm. Güne iyi başlamak buna denirdi.Sessizce mutfağa yöneldim ve kahvaltı yapmak için kendime bir şey hazırlamaya başladım. O esnada telefonum çalmaya başladı arayan Hazal'dı. Gülümseyerek telefonu açtım.
"Efendim canım"
"Nabersin kızımm günaydın bu arada. "
Sırıtıyordu, emindim.
Tam bir çatlak, sabah sabah güldüren psikomanyak bu kız.
"Sanada günaydın, hayırdır sabah sabah ne oldu yine "
"Kütüphanedeki kitabı almayı unutma diyecektim, malum o kitap için günlerdir senin gevezeliklerini çekiyorum."
Ben ? Geveze ? Miyim ?
"Ne diyorsun ya? O kitabı okuyup bitireceğim, sana kapağını göstermeye bile niyetim yok" deyip yüzüne kapattım ve gülmeye başladım.
Gülmekle meşgulken gelen mesaj sesiyle irkildim.
"Okulda görüşürüz Rüya "
Tekrar gülümseyip kahvaltı masasını topladım. O arada masada ne varsa silip süpürmüştüm.
Üstümü giyinip anneme bir not bırakarak okula doğru yol almaya başladım. Her zaman gittiğim yolda bir karışıklık vardı, sanırım birileri taşınıyordu.
Kendi kendime söylenip yolumu değiştirirken annemin aradığını farkettim. Notumu gördüğünü akşam evde olmayacağını bir arkadaşına gideceğini söyledi.
Annemle konuşurken kütüphaneye vardığımı farkettim ve içeri girdim.Rafa yönelip kitabı alıp sayfalarını karıştırırken içinden siyah renkli bir zarf düştüğünü farkettim.
Üstünde ismim ve soy ismim yazıyordu.
Üstüne üstlük bugünün tarihi de vardı.
"Hey! Ne oluyor yine?" diye bağırdığımda etraftakilerin birden irkildigini farkettim. Özür dilercesine bakışlar attım ve sessiz bir köşeye geçip yırtarcasına zarfı açmaya başladım.
Açmamla birlikte ellerimin titreyip kağıdın düşmesi bir oldu. Çünkü kağıtta yazanlar beni korkutmuştu...
"OYUN YENİ BAŞLIYOR RÜYA."...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİLSİLE
Novela JuvenilHayatınız, bir kitaptır. Siz ise o kitabın başrolü. Her kitabın kendine özgü bir hikayesi ve her başrolün ise kendine has rolleri vardır. Gelin şimdi, başka bir hikayeye tanık olalım. Babası hapiste olan Rüya'nın hikayesine... Tüm hakları göz kapa...