Ezel?!
Lisede! Nefret! Ettiğim! Kızlardan! Biri!
"Çok pard... Aaa Mert naber yaa?" resmen sırıtarak Mert'e sarılmıştı. Burada biz varız dimi!!!
Mert kollarından ayrılırken "iyi senden Ezel?" diyebilmişti. Bir anda öldü sanmıştım çünkü kız öyle bir sardı ki çocuğu...
"İyi ya benden de ne olsun. Nasılsın ya bayadır görüşmüyoruz?"
Çocuğun içine düşmese bari.
"İyiyim dedim ya Ezel. Farkındaysan şu an işim var, seninle sonra görüşsek? "
"Tamam ama bana verdiğin numara yanlış çıktı Mert. Aradığımda yaşlı bi nine çıktı. Yavrum, kuzum deyip dedi bana."
"Neee? Hahaahhahaahahah"
İçimdeki ergen gülüşü durduramıyordum. Demek ki Mert başından savmak için yanlış bir numara vermişti.
"O hattımı değiştirdim ben Ezel ya. Yeni numaramla sana mesaj atarım ben, hadi görüşürüz acelemiz var" derken beni de kolumdan çekiştirerek masalara doğru götürüyordu.
Ezel arkamızdan baka kalsada daha sonra yoluna devam etti.
"Gerçekten çok itici bir kız."
Sessiz kalmıştım.
"Zaten yine yanlış numara verdim. Diğer verdiğim numarada nine çıkmış. Çok rahatsız etmeseymiş bari." diyerek gülümsedi.
"Ee sen çok sessiz kaldın ama?" diyerek gözlerimi gözlerine hapis almıştı.
Yıllar önce sevdiğim o gözleri aramaya çalışmıştım. Derinliklerinde kaybolduğum gözleri arıyordum ama bulamıyordum.
Titreyerek kendime geldim.
"Yok ya Ne sessi..." derken telefon çalmıştı ve ekranda yazan annem yazısını görünce gerçekten saatin geç olduğunu farketmiştim.
Annem diye fısıldayarak telefonu açtım.
"Efendim anne."
...
"Biliyorum anne hava karardı. "
...
"Biliyorum annee geç oldu."
...
"Tamam geli..." derken kulağımdan telefonu Mert bir hışımla çekmişti.
Annenin adı ne diye fısıldarken bir nefeste söylemiştim.
"Alo Selma teyze. Ben Rüyanın okuldan arkadaşı Mert. Kızınız benim yüzümden geç kaldı, sizden çok özür diliyorum." derken, ben onun konuşurken aldığı yüz ifadelerine tapmakla meşguldum.
Daha dün neyken bugün ne olmuştu?
Daha dün hayatın sıkıcılığından, monotonluğundan dert yanarken bugün hayatıma renk gelmişti. Gökkuşağı misali rengarenkti her taraf.
"Evet evet. Saat tam on buçukta Rüya kapıda. Size kendi ellerimle teslim edeceğime söz veriyorum."
...
"Tamam söylerim efendim. İyi akşamlarr." deyip, telefonu kapatıp derin bir oh çekmişti.
"Annen de ne zorlu kadın ya. Beni hatırlayamadığını falan söyledi. Zor ikna ettim gerçekten." deyip sırıtmıştı.
"Doğru ama tanımıyor. Hatta ben bile doğru düzgün tanımıyorum. Nerden bileyim beni kaçırıp kaçırmayacağını?" derken hem gülmüş hem de gözlerimi kaçırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİLSİLE
Teen FictionHayatınız, bir kitaptır. Siz ise o kitabın başrolü. Her kitabın kendine özgü bir hikayesi ve her başrolün ise kendine has rolleri vardır. Gelin şimdi, başka bir hikayeye tanık olalım. Babası hapiste olan Rüya'nın hikayesine... Tüm hakları göz kapa...