1.Bölüm: BAŞLANGIÇ

3.9K 138 55
                                    

Merhaba, bu benim ilk hikayem ve farklı bir kurgu seçmek istedim‚ beğenmeniz dileğiyle ^~^

İyi okumalar :)

**

Hiç ses yok, her zaman şikayet edilen şu gürültü de yok. Çevremdekilerin dudak hareketleri kadar anlayabildiklerim. Sözcüklerim.. Onların bana bahşettikleri kadar. Ellerim.. Tek yardımcılarım. Dudaklarımdan dökülemeyen kelimeleri ellerim yardımıyla anlatmak ne büyük kısıtlık oysa ki. Özrüm.. Doğuştan varolan engelim.

Evet,annemin karnından sağır bir bebek olarak doğdum. Hayatımı oluşturan tek bir sese bile şahitlik etmişliğim yok. Babam? Miray? Ve çevremdekiler... Hiçbirinin nasıl bir sesi olduğuna dair en ufak bir fikrim yok. Beni dünyaya getirirken ölmüş benim annem. Çok zor bir doğum olmuş benimkisi. Riskliymiş zaten fakat bunu bile bile dünyaya getirmiş annem beni. Kendi canı pahasına. Ada koymuşlar benim adımı. Annemin adını vermişler.

Annem ölelden bu yana 21 sene geçti. Annemsiz 21 sene,sessiz sedasız hiç konuşamadan geçen koskocaman 21 sene. Duyamadığım için konuşamıyordum da. El hareketleriyle anlaşıyordum çevremle. Yakınlarım benim için işaret dilini öğrenmek zorunda kaldılar. Onlar hiç zorluk çekmediğini söylerken bu durum benim için zorunluluk kavramını öne çıkarır. Şu an kafama fırlatılan bir yastık olmasaydı daha da dertleşmek isterdim aslında.

Arkamı dönmemele bana otuz iki diş sırıtan Miray'ı görmem bir oldu. Kendimi bildim bileli tanırdım Miray'ı. Benim çocukluk arkadaşımdı.

"Tıkıldın kaldın odanda ! Hadi hazırlan çiftliğe gidiyoruz."

El hareketleriyle anlatmıştı bunları. Bazılarını yapmayı becerememişti ama bozuntuya vermedim. Alışmıştım artık bu deli kıza. Onu anlamam eskisi gibi zor olmuyordu.

"Nereden çıktı şimdi çiftlik?"

"Kenan amca söyledi. Hadi çok konuşma da hazırlan."

Miray'ın nam-ı değer Kenan amcası evet, kendisi benim babam olur. Beni hep mutlu etmeye çabalayan babam.

"Tamam beş dakikaya hazırım." diyip gönderdim Miray'ı.

Altıma siyah dar pantalonumu üstüme de lacivert bol tişörtümü geçirdim. Öyle renkli giyinmeyi ve fazla süslü olmayı hiçbir zaman sevmemişimdir.İnsanlara karşı soğuk davranmak en büyük hobilerim arasında. Kısacası tam dışlanmalık bir tipim. Bana katlanabilen bir Miray var çevremde. Hoş Miray'ın da bu çılgınlıklarına katlanabilen sayılı insanlardanım sanırım. Sessiz (!) biri olarak Miray gibi bir arkadaşımın olması fazla ironi.

Ben bu düşüncelerle odamdan çıkıp Miray'ın yanına gittiğimde tam da beklediğim gibi Miray boya küpü bir suratla beni karşıladı. Makyaj yapmayı aşırı seven birisi olduğu için şaşırmama hiç gerek yoktu zaten. Alışmıştım ben ona. Tam ZIT bir ikili olduğumuzu kabul ediyorum. Bence doğal hali daha hoş ama gel de bunu Miray'a anlat. Neyse ki kıyafetler konusunda zevklerimiz çok olmasa da uyuşuyordu yine. Hiç değilse ikimiz de salaş takılmayı seviyoruz ve fazla renkli değil, suratını saymazsak tabi.

"Hadi ya amma yavaşsın ben ata binmek istiyorum bir an önce."

"Tamam hazırım işte, gidelim."
Kolumu çekiştire çekiştire beni arabaya sürükledi. Kolumun çekiştirilmesine her zaman sinir olduğumu bile bile yine yapmaktan vazgeçmemesine ayrıca sinir oluyordum.

Arabaya bindiğimizde istemsizce gülümsedim. Arabada yolculuk edip camdan dışarıyı seyretmeyi her zaman çok severdim. Dışarıda sıralı ağaçların hızla teker teker kaybolmaları,kaybolan ağaçların yerlerine yeni ağaçların, kaldırımların, dükkanların ya da insanların gelmesi ve bunların hepsinin bir göz yanılması olabilecek derecede çabuk gerçekleşen saniyelik hareketler olması.

ÇelişkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin