Bölüm adının çok müko olduğunu biliyorum, söylemenize gerek yok. Tşk.
. . .
"Selam! Nasılsınız?"
Bizim tayfanın yanlarına oturduğumda gözüme direk masadaki yemekler çarpmıştı.
Açım ben aç!
"İyiyiz, sen nasılsın?"
Bana bir tek Blaise cevap verdiğinde tuhaf bakışlarla Draco ve Bella'yı süzdüm.
"Ben iyiyim de, siz iyi olduğunuza emin misiniz? Ne bu suratlar?"
Bella omuz silkti. "Benlik bir şey yok. Ama Draco'ya bir şey olduğunu kesin."
Bella'nın sözleriyle yanımdaki Draco'ya döndüm. "Hey, ne oldu?"
Draco bana ters bir bakış attı. "Seni ilgilendirir mi?"
Draco'ya omuz silkip ağzıma bir parça yemek attıktan sonra cevap verdim.
"Yani, arkadaşlarımın sorunları beni tabii ki ilgilendirir. Yoksa ilgilendirmez mi? Yok canım, ilgilendirir ya."
Gözlerimi kısarak Bella'ya döndüm. "İlgilendirir mi sence?"
Bella umursamazca yemeğini yemeye devam ederken cevap verdi. "Beni ilgilendirmiyor ama seni bilemem."
Bella'nın cevabıyla omuz silkip Draco'ya cevap verdim. "Demek ki beni de ilgilendirmiyormuş, sormadım say."
Bu saçma tartışma sonrasında Draco bana garip bir bakış atmıştı ama bana ne?
Hıh! Çok da umurumda.
. . .
Önümdeki aşırı sıkıcı Sihir Tarihi ödevimi yapmaya çalışırken bir yandan da kısık sesle bir şarkı mırıldanıyordum. Fakat ödev o kadar sıkıcıydı ki şarkı bile kurtaramıyordu beni aq.
'Hogwarts dördüncü sınıf öğrencisi Pansy Parkinson saat yedi civarlarında Slytherin Ortak Salon'unda ölü bulundu. Ölüm nedeni: Profesör Binns'in verdiği Sihir Tarihi ödevinden dolayı olduğunu düşünülüyor. P. P.'nin ölümünden sorumlu olan Profesör Binns, öğrencilere fazla dozda sıkıcı ödev vermekten Hogwarts'dan kovuldu.'
Ne güzel bir ölüm ama! Özellikle Profesör Binns'in kovulması kısmı harika bence.
Ama işte: Hayaller VS Hayatlar.
Oflayarak ödevimi yapmaya devam ederken işleri daha az sıkıcılaştırmak için şarkı söylemeye devam ettim.O sırada yanımdaki sandalye çekilip yanıma Bella oturduğunda ona döndüm. Bella bana kaşlarını çatarak bakıyordu.
Gene ne bok yemiştim acaba?
"O söylediğin şarkı da neyin nesiydi?"
Bella'nın sözleriyle kaşlarımı kaldırarak ona baktım. "Bilmem, şarkı işte. Ne oldu ki?"
Bella kaşlarını daha da çattı. Ama sonra yüzünü normale çevirip omuz silkti.
"Neyse, boş ver."
Bella yanımdan kalkıp yatakhanelere doğru gittiğinde bir süre arkasından tuhaf tuhaf bakmıştım. Sonra ise omuz silkip önüme dönmüştüm.
Sanki ben çok normaldim aq.
. . .
Hogwarts bahçesinde oturmuş ve yapacak bir şey bulamadığım için etrafı gözetliyordum.
Susar mısınız? Birilerini dikizlemek gayet eğlenceli!
Etrafa ilginç bir olay bulma umuduyla dikkatlice bakarken bana fazla uzak olmayan bir yerde birkaç çocuğun onlardan küçük bir çocuğa bulaştıklarını görünce kaşlarımı kaldırarak onlara baktım. Seslerini duyamıyordum ama net bir şekilde görebiliyordum.
Üç çocuk artist artist çocuğa laf söyleyip gülerken o sırada o ezilen çocuk bir şey söylemişti. Çocuğun sözlerine sinirlenen diğer çocuklar ise bir anda çocuğa yumruğa çakmışlardı.
Ama ne yumruk...
Çocuğun yüzüyle kıçı yer değiştirmişti resmen aq.
Normalde olsa bu sahneye gülebilirdim çünkü birileri kavga ederken gülmek en büyük hobilerim arasındadır ama şimdi gülmüyordum.
Çünkü o çocuğa acıyordum.
Yani, hadi ama! Üçe tek! Ayrıca o üç çocuk bir üst sınıflar ve daha fazla büyü biliyorlar. O eziklenen çocuk ise hem cılız, hem küçük, hem de yeterince büyü bilmiyor bile!
Keşke çocuk kendisini koruyabilseydi be...
Ben tam arkamı dönmüş, oradan ayrılacakken duyduğum patırtı sesleriyle duraksayıp tekrardan arkamı döndüm ve hiç beklemediğim bir görüntü ile karşılaştım.
O eziklenen çocuk, diğer üç çocuğu fena pataklamıştı...
Çocuk benim karşımda o üç çocuğa işkence etmeye devam ederken ben hayretle onu izliyordum ve diyebileceğim tek bir şey vardı.
Vay amk!
. . .
Bella
Ortak Salon'da oturmuş elimdeki kitabımı okumaya çalışıyordum fakat Slytherin erkekleri neredeyse anırarak gülüştükleri için bu biraz zordu.
Acaba onlara bir iyilik yapıp eşeğe mi dönüştürsem?
Aklıma gelen bu fikir gayet güzeldi aslında. Hem onlar artık mutlu mesut anırırlardı, hem de ben artık onlar öğrenci olmadıkları için onları Hogwarts bahçesine atıp rahatlıkla kitap okuyabilirdim.
Bugün yine çok mu zekiyim ne?
Ben tam elime asamı alıp o çocuklara doğrultacakken çocukların bir anda Ortak Salon'dan çıkmasıyla yüzümü astım.
Ya ben ne güzel lanetleyecektim onları ama!
Neyse, en azından kitabımı okumaya devam edebilecektim.
Tam benim gibi mükemmel olan kitabıma dönmüştüm ki yanıma Pansy'ye Benzemeyen Pansy oturmuştu. Kısaca PBP. Evet, ona böyle hitap ediyordum, tabii içimden. Dışımdan söyleyecek kadar aptal değildim.
"Selam Bellatrix! Bak, Bellatrix dedim. Mutlu musun?"
Pansy'ye yarım ağız güldüm. "Hem de nasıl."
"Hey, biliyorsun değil mi, bu hafta sonu ilk görev var. Potter'ın ölümünü izlemek eğlenceli olacak."
Pekâlâ, bu kesinlikle ilgimi çeken bir konuydu.
"Tabii ki biliyorum! Ayrıca, hadi bahse girelim. Bence Potter kafası ezilerek ölecek, sence?"
Pansy bir süre düşündükten sonra cevap verdi. "Bence yüksek bir yerden yere çakılacak. Bu arada, ne kadarına?"
Omuz silktim. "Bana bir Kaymak Birası ısmarlayabilirsin."
Pansy de benim gibi omuz silkti. Özenti şey!
"Tamam, olur. Neyse ben gidip Draco'ya bakacağım. Şu sıralar pek iyi görünmüyor."
Pansy yanımdan ayrıldığında ben onun arkasından tuhaf tuhaf baktığımla kalmıştım.
Bu kızın nesi vardı?
Neredeyse bir aydır öyle tuhaf davranıyordu ki, onu yeni yeni tanıyor gibiydim. Örneğin, artık Draco'ya hastalıklı aşık gibi değildi. Normaldi. Ara sıra onun yanına gidiyor ve konuşuyordu. Tabii Draco onu tersliyordu ama o ayrı.
Benimle konuşmalarında bile bir tuhaflık vardı. Mesela, Pansy'ye ilgi çekici bir şey söylesem kulaklarımı kanatacak bir çığlık atardı normalde, fakat artık dediği tek şey 'Oha!' oluyordu.
'Oha' nedir Merlin aşkına?!
Kısacası, Pansy fazlasıyla değişmişti ve ben bunun nedenini bulmadan kesinlikle rahat bir uyku çekemeyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çakal [ Tamamlandı ]
FanfictionDikkat, dikkat! Hogwarts'da kaçak var! Kim mi? Tabii ki ben! Yaşlanmış ve tabuta girmeyi inatla reddeden Dumble Amca'nın inadına, Hogwarts'a kaçak gitmek pek de akıllı işi sayılmaz, değil mi? Akıllı olduğumu iddia eden bana zorluk çıkarmayıp intihar...