17 - Şerefsiz'e Teşekkürler

1.6K 157 72
                                    

"Ee, nasıl gidiyor?"

Bakışlarımı önümdeki parşömenden ayırıp yanımdaki Bella'ya döndüm.

"Sihir Tarihi ödevi mi? Bok gibi gidiyor. Profesör Binns'in bunu okuduktan sonraki surat ifadesini görmek isterdim."

Bella gözlerini devirdi. "Hayır ahmak, sizin şu görev nasıl gidiyor?"

Omuz silktim. "Her şeyi kardeşcağızlarım yapıyor zaten. Ben anca Hogwarts'ın keyfini çıkartıyorum."

Bella bana bir şey demek üzereyken kaşlarını çatarak bir yere bakmaya başladı. Bir süre gözleri orada oyalandığında bende merak edip baktığı tarafa döndüm. Az ötede Oliver denen velet bir çocukla konuşuyordu ve çocuk da pek kendinde gibi değildi.

Gözlerimi kısarak Oliver'ı süzerken Oliver'ın bu tarafa dönmesi ile başımı falan da çevirmedim, aynen bakmaya devam ettim.

Çünkü neden başımı çevireyim aq? Göz benim gözüm.

Oliver yanındaki çocuğa bir şey deyip bu tarafa doğru yürümeye başladığında Bella fazlasıyla ağır bir küfür mırıldanmıştı. Ben ise çocuğa dik dik bakmakla yetinmiştim.

Oliver yanımıza geldiğinde itici bir şekilde gülümsedi.

"Merhaba güzel bayanlar. Acaba size bir şey sorabilir miyim?"

Ben hâlâ çocuğu süzmeye devam ederken Bella gözlerini ona dikmişti. "Evet, tabii."

Ha?

Tuhaf bakışlarla Bella'ya döndüğümde hipnotize olmuş gibi Oliver'a baktığını gördüm.

Ah, demek Oliver'ın tuhaf bir etkisi olduğunu söylerken bundan bahsediyorlardı.

"Acaba hiç karanlık tarafa geçmeyi düşündünüz mü? Eğer düşünmediyseniz şimdi bir düşünün derim. Karanlık Lord'un güçlü olduğu apaçık belli. Bakanlığın gücü onun gücünün yanında bir hiç. Aptal birkaç Seherbaz Lord'u yenemeyecek elbette. Böyle bir durumda yenilen olmak yerine neden yenen tarafta olmayasınız? Eğer Lord'un tarafında olursanız-"

Oliver denen veletin sözlerini bağırarak kestim. "Sen ne anlatıyorsun lan oç! Bir siktir git şuradan! "

Oliver gözlerini sonuna kadar açarak bana bakarken Bella'da yerinden sıçrayıp kendine gelmişti. Bella etrafa tuhaf tuhaf bakarken Oliver kaşlarını çatarak bana bakıyordu.

"Benden etkilenmedin mi? Nasıl olur bu?"

Elimi yumruk yapmış ona bakarken yumruğumu suratına geçirmeden önce son bir şey söyledim.

"Böyle oluyor şerefsizcim." 

Sonra Profesörler beni Dumbledore'un odasında misafir ettiler falan.

.  .  .

"Ne?! Bu da ne demek?!"

Oliver'ın sesi neredeyse tüm Hogwarts'da yankılanırken ben gizlemekten bile çekinmeyerek kocaman sırıtıyordum.

Çünkü niye sırıtmayayım?

Oliver şerefsizi okuldan gidiyordu ulan!

"Lütfen zorluk çıkarma Oliver. Bu herkes için en iyisi."

Dumbledore'un sözleriyle Oliver öfkeyle soluyarak Ortak Salon'dan çıktı. Onun arkasından da diğer profesörler çıktığında tüm Hogwarts sevinç çığlıkları atmaya başlamıştı.

Tabii Slytherinliler hariç.

Anlaşılan herkes Oliver'ın gitmesinden fazlasıyla memnunlardı ki neden memnun olmasınlar? O çocuk yüzünden herkes neler çekmişti be...

Çakal [ Tamamlandı ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin