Eveeeet sizlerleyim :) Arayı çok açmadığımı düşünüyorum bu sefer :) Lütfen yorum yapmayı ve votedlamayı unutmayın :)) Açıkçası uzun uzun yorumlarınızı özledim :) İyi okumalar sevgili okuyucularım :))
Dudaklarımdaki baskıyı hissettiğmde ayılmak üzereydim. Gözlerimi yavaşça kırpıştırdım ve onunla göz göze geldim. Aklıma gelen ilk soru 'Bu adam deli mi?' oldu ve cevabını da kendimden emin bir şekilde verdim 'Evet, kesinlikle!'.
James göz göze geldiğimiz an bir çocuk utangaçlığıyla hızla doğruldu ve oturduğu yerden kalktı. Ellerini gür saçları içinde gezdirdikten sonra çaresizce bana baktı. Yıllar gibi gelen bir sürenin ardından dünyanın en mantıksız mazereti sessizliği bozdu.
'Şey... Sandığın gibi değil. Ev sahibine eşim olduğunu söyledim. Ne kadar üzgün olduğumu belli etmek için. Yani... Bilirsin işte sevgi gösterisi yapmak için...'
Yattığım yerden yavaşça doğrulurken onu yanıtladım.
'Odada kimsenin bulunmadığının farkındasındır umarım. Yani bu sahte sevgi göterini kimseler göremedi.'
James çaresizce bana bakınırken içeriye genç bir kadın girdi. Eteğine yapışmış iki minik çocukla beraber.
'Ah uyandın demek.'
Kadına tebessüm ettim 'Evet, sayenizde uyandım. Teşekkür ederim yardımlarınız için.'
Genç kadının evini bize açması büyük bir kibarlıktı. Söz konusu yanımdaki odun herif olduğunda böyle kibar insanlar nadir bulunuyordu.
'Ne demek. Umarım yaralarınız iyidir. Onları ılık suyla temizledim. Ama zorlamasanız iyi olur.'
Kadının endişeli sözleri karşısında gözlerim bu hale gelmeme neden olan adama takıldı. Sanki bütün suç ona ait değilmiş gibi etrafı inceliyordu.
Pek de kibar olmayan bir tavırla öksürdüm.
'Şey... Biz gitsek iyi olur.'
Kadın telaşla yanıma geldi.
'Bu halde yola çıkmanız çok tehlikeli. Ya size saldıran adamlar tekrar karşınıza çıkarsa?'
Gözlerim şaşkınlıkla aralandı 'Ne saldırısı?'
Kadın sözlerim karşısında bir an afalladı 'Eşiniz demişti. Yolda saldırıya uğrayıp bu hale gelmişsiniz.'
Şaşkınlıkla James'e baktım. Bir yandan çenesini kaşıyor öbür yandan da eline aldığı oyma bibloyu inceliyordu. Umursamazlığı sinirimi bozsa da aldırmamaya çalıştım.
'Ah evet! Şaşkınlığımı mazur görün lütfen. Yaşadıklarımı hatırlamak zor geliyor.'
Yavaşça oturduğum yerden kalktım.
'Kibar teklifiniz için müteşekkirim ama ne yazık ki eve gitmemiz gerekiyor. Çocukları anneme bıraktım. Bilirsiniz ufaklıklar biraz yaramaz oluyor.' sözlerimi bitirirken kadının eteğini siper alıp bana bakan ufaklıklardan bir tanesine göz kırptım.
Ev sahibi durumumu anlamış olacak ki 'Ah! Tabi haklısınız. Ben size yol izin azık hazırlayayım.' dedikten sonra ortadan kayboldu.
Üstüme çeki düzen verirken bir anda yanımdaki hareketlilikle başımı kaldırdım ve James'in alaycı surat ifadesiyle karşılaştım.
'Demek evde çocuklar bekliyor ha! Gerçekten yaratıcısın İngiliz.'
Yüzümdeki donuk ifadeyi bozmamaya çalışarak 'O kadına kibar bir hayır cevabını uygun gördüm. Çünkü senin vereceğin kaba yanıt kesinlikle böylesine nazik insanların hak etmeyeceği cinsten. Hem yola çıkma konusunda çok hevesli olduğun daha yeni ölümden dönmüşken beni dörtnala giden bir atın sırtına atmandan belli seni uçkuruna düşkün herif!'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rehine
Historical Fictionİntikam uğruna kaçırılmış genç bir İngiliz Leydisi, kalbi buzla kaplanmış İskoç bir adam...Sonsuz nefretten aşk doğacak mıydı peki?