15~Aşk(!)

26.3K 1.3K 47
                                    

Ben geldiiiiiim :) Biliyorum sözümü tutamadım ve 100 voted'ı çoktan geçmiş olmasına rağmen bölümü ancak yayınladım :( Ama tamamen geçerli sebeplerim vardı :( Sonuç olarak bir haftalık bir geçikmeyle sizlerleyim :(

Umarım beğenirsiniz ve yorumlarınızı eksik etmezsiniz. Açıkçası tutkulu okuyucular gördükçe seviniyorum :) Çalışıyorum ve vaktim kısıtlı ama elimden geldiğince yorumların hepsini okuyup yanıtlıyorum. Fikirleriniz benim için çok değerli çünkü hikayeyi buraya taşıyan sizlersiniz :)

Bu arada 40.000 olmuşuuuuuuuuuz :))))))

Sanırım hayal görüyorum 40.000 nedir? Ben sevinçten havalara uçup geliyorum :D

Tamam sizi rahat bırakıyorum ve yüzleşmelerle dolu bir başlangıca merhaba demenizi rica ediyorum :) İyi okumalar :))

Not : Gittikçe çenem düştü ama sizle bir düşüncemi paylaşacağım :) Sanırım hikayekolik oldum! Her dakika aklıma hikaye fikirleri geliyor ve kendime dur demem gerekiyor. Sonuçta tek hikayeye anca bölüm yazyorum ona nasıl yazacağım :( Ama şunu bilin -her ne kadar final yakın olmasa da- şimdiden başa bir tarihi kurgunun temelleri zihnimde atıldıııı :) Tamama tamam bıraktım konuşmayı :D Hoşçakalııııııın canlarım :)

Yağmurdan sonraki toprak kokusunu,

Güllerin açtığı zamanı,

Bozkırda arkama bakmadan koşmayı,

Uyumadan önce hayal kurmayı severdim.

İstemesem de bu saf listeye kalbim zorla bir tane daha eklemişti.

James'in dudaklarının dudaklarıma değdiği anı seviyordum.

Aklımın başımdan gitmesini, kalbimin sanki yerinden çıkacakmış gibi atmasını, sesini sanki herkesin duyacakmış gibi olmasını ve daha önce hissetmediğim o ağır duygunun yüreğimde yer etmesini de sevmeye başlamıştım.

Gözümden bir damla yaş yanağıma doğru süzülürken James yavaşça dudaklarımızın ayrılmasına izin vermişti. İkimizde nefes nefeseydik. Baş parmağıyla süzülen gözyaşı damlasını sildi. Titreyerek gözlerine baktım.

'Böyle olmaması gerekiyordu.' diye fısıldadım.

James gülümsedi. İlk defa yüzünde samimi bir tebessüm görüyordum.

Ve bunun da elimde olmadan sevdiklerim listesine eklendiğin fark ettim...

'Böyle olmamalıydı.' diye mırıldandı. 'Öptüğüm kadının ağlamaması gerekiyordu.' dediğinde elimde olmadan gülümsediğimi fark ettim. Ardından toparlandım biriken yaşları geri göndermek için arabanın tahta tavanına baktım.

'Bahsettiğimin bu olmadığı sen de çok iyi biliyorsun. Böyle olmamalıydı. Hissetmemem gerekiyordu. İçimde oluşan, kalbimden çıkıp bütün benliği ele geçiren bu yabancı duygu... İşte o duygu sayesinde ihanet etmişim gibi geliyor. Yüreğim acıyor. Canım yanıyor.'

James sinirle nefesini dışarıya doğru verdi. 'Bütün bunların sana acı verdiğini biliyorum. Bunu yaşamak istemediğini de biliyorum ama bazen de kaderin bize getirdiklerini yaşamamız gerekiyor.'

Sahte bir kahkaha attım. 'Benim hayallerim böyle değildi James. Hayallerimde vatan haini sayılmıyordum, kendi öz babam tarafından reddedilmiyordum. Şimdi tamamen yalnızım.'

Hızla kolumu tutup başımı göğsüne bastırdı 'Yalnızım da ne demek İngiliz. Ben senin kocanım. Artık geçmişi geride bırak ve ileriye bak.'

Vicdanıma kulak tıkamak bu kadar kolaymış gibi konuşuyordu ama öyle olmadığını en az benim kadar biliyordu. Beni koynuna alarak, soyadını bana vererek, evini açarak ve dudaklarını dudaklarıma değdirerek her gün kendi vicdanına ihanet ediyordu. Uğruna hayatını ortaya koyduğu intikam planını riske atıyordu. Kendi halkına ihanet ediyordu. İçimdeki sıkıntının ağırlığı gözlerime yansırken yavaşça uykunun kollarına bıraktım kendimi. Bir kaçıştı bu benim için. Düşünmekten kaçıştı... Kendimi bilinmeyen huzura bırakırken hayal meyal sesini duydum. 'Ben her zaman senin yanında olacağım.' Kalbim deli gibi inanmak isterken onun susturdum. Çünkü inanırsam peşinden giderdim...

RehineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin