(Multide Masal var ..)
Başladığınız saati buraya yazın ..
'' Masal , korkarak söylemem gerekiyor ki; siz komşusunuz.'' Dalga geçerek gülmüştü bir de . Olamaz ya . Ama ben Araf'ı daha önce hiç görmedim. Araf hiç yoktu buralarda.
Araf annesinin çok uzaklara gittiğini söylemişti. Sinan amcanın eşi de vefat etmişti. Demek Araf annesini kaybetmiş. Bunları düşününce onu gördüğüm ilk anlar geldi aklıma.
O sokakta öylece oturup söyledikleri zihnime dolunca ağlamak istedim. Bu çok acı verici bir şey . Kedi yavrusu gibi karşımda durmuştu bir de .
Uzay arabadan inince kendimi toparlayıp ben de indim . Uzay Araf'ı uyandırıp arabadan indirdi. Sarhoş haliyle sağa sola yalpalandı ama Uzay onu tutmuştu.
''Bırak beni !'' öfkeyle çemkirdi . Kolunu Uzay dan kurtarmak istese de başaramadı. Çok öfeli görünüyordu şu an .
''Bırak dedim lan sana ! Bırak !'' diye haykırdı bu kez Uzay da öfkelenmişti haliyle .
''Oğlum sen bir ayıl , bak bakalım ben sana ne yapıyorum.'' Bu kez sırıttı Araf. İki eliyle Uzayın yanaklarına dokunup sıktı.
''Kızdın mı sen ..'' dedi tatlı tatlı. Bu hallerine gülmeden edemedim. Kafasını çevirip bana döndü. Yine o tatlı gülüş.
''Öykü ? Sendemi buradaydın ?'' gülümsemem yüzümde dondu kaldı.
''Masal ! Adım Masal . Öykü değil.'' Ben çemkirince gülümsemesi genişledi.
''Neyse Uzay sana iyi geceler. Ben eve gireyim artık.''
''Masal kusura bakma tekrar. ''
''Tamam , önemli değil.''
''İyi geceler.'' Dediğinde gülümsedim ve yanından geçip kapının kolunu tuttum. Tam o sırada yine duyduğum ses ile durdum.
''Öykücüğüm nereye , daha avokado kesecektik ?'' sen şakamısın ya . Yüzümü buruşturup yüzüne baktım . Aptal aptal sırıtıyordu. Başımı sağa sola 'olamaz' anlamıda sallayıp eve girdim.
Saat epey geç olmuştu .Kimse ortalarda yoktu , ben de doğruca odama çıktım. Önce telefonumu şarj edip açılmasını bekledim. O sırada pijamalarımı giyindim. Daha sonra telefonumu da alıp odamın balkonuna çıktım . Balkondaki , sallanan hasır koltuğuma oturduğum gibi birden büyük bir gürültü duydum. Bu ses yan taraftan geliyordu. Yani Sinan amcaların evinden . Ve muhtemelen Araf'fın sesiydi.
O kadar şiddetli bağırıyordu ki ne söylediğini buradan bile duyuyordum.
''Sen benim hayatıma karışamazsın !'' diye bağırıyordu . Araf tan başka kimsenin sesi yoktu. Ayağa kalkıp balkon demirlerine yöneldim. Sanırım bahçede tartışıyorlardı. Görebilirim belki diye biraz bakındım.
Şimdi onları görebiliyordum. Araf ,Uzay ve Sinan amca vardı. Araf elini kolunu delirmiş gibi sallıyor , çıldırmışçasına bağırıyordu. Sinan amca sakin bir şekilde ona bir şeyler söyledi. Hafifçe koluna dokundu ama Araf dinamik bir şekilde öfkeyle çekti kolunu. Hızlı adımlarla onların yanından uzaklaşıp eve girdi. Uzay , Sinan amcayla kalıp konuştu.
Bir süre sonra tam karşımdaki odanın ışığı yandı. Balkon kapısı ve pencereleri açık olan odanın içini net görebiliyordum. Olamaz bu Araf'tı . Ne yani Araf'ın odası tam benim odamın karşısında mı ? İnanamıyorum. Buna gerçekten inanamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA KOLEJİ
Teen Fiction''Bana masal okur musun ?'' her şey üç kelime, tek cümleyle başladı. Araf'ta kalan bir Masal ... Masal'da kaybolan Küçük prens... Prensese ihtiyacı olan bir Prens... *** ''Neden aşık olmazmışsın sen ?'' ukala bakışlarını üzerimden bir saniye ol...