Multi:MasalArkamı dönüp kapıya yöneldiğim an öfkeli bir bağırma sesi ulaştı kulaklarıma . O an yerimde donup kaldım .
‘’Araf!’’ Araf sessizce bir küfür mırıldandı ama ne dediğini tam seçemedim.Bu ses Sinan amcanın sesi.İyi de neden böyle bağırıyor şimdi ? Sinan amca böyle bağırmayı bırak sesini bile yükseltmez.Çok hoş ve naif bir insandır o.Uzun zamandır tanıyorum onu ve bana çok iyi davranıyor aynı zamanda çok da seviyor.Öz amcam yok ama o benim öz amcam gibi.Ben liseye geçtikten biraz zaman sonra taşındı buraya.O zamandan beri baya yakın olduk.Hatta bu okula gitmemi bile o istedi.
Taşındığı zaman tek başınaydı .Bir oğlu olduğunu bilsemde onunla ilgili hiç konuşmadım ,soru falan da sormadım belki özeldir diye.Ama eşini sormayı başarmıştım.Ondan bahsedince gözlerinin içi parlıyor adeta .Adının İnci olduğunu söylemişti.Acı olan şey eşinin hayatta olmamasıydı.Bunu duyunca çok üzülmüştüm.Onu daha fazla üzmemek için çok bahsetmemeye çalıştım.Bir keresinde bana fotoğraflarını göstermişti.O kadar güzel bir kadındı ki hayran kalmamak elde değildi.
Aslında şimdi düşündümde Araf annesine benziyor.Göz çevresi ve yüz hatları annesini andırıyordu , çenesi ,kaşları .. Çok benziyordu işte.Bir erkek çocuğu annesine ne kadar benziyorsa o kadar benziyordu. Babasına benzeyen yönleri de vardı elbette. Mesela annesi benim gibi mavi gözlüydü ama o kahvenin en güzel tonlarına sahipti.Bu özelliği babasına benziyordu işte.Sinan amcanın da gözleri böyle kahveydi.Ama Arafın öyle bir göz rengi vardı ki çok farklı , çok başka , ne bileyim çk güzel işte. Sanki bir tek onda var gibi.
Kafamı Arafa doğru çevirdiğimde görüş alanıma girdi.Az önce gülen yüzü gitmiş yerine daha soluk , bıkkın bir yüz ifadesi gelmişti. Ellerini öfkeyle geçirdi gür ve kumral saçlarının arasından . Kafasını hafif arkaya atıp gözlerini tekrar bana çevirdi.
Ben şaşkın şaşkın bakmayı sürdürdüm ama o seri adımlarla bana doğru yaklaştı ve yanımdan geçip kapıyı sertçe açtı , aynı hareketle odadan çıkarken kapıyı açık bıraktı. Kahretsin ya keşke gelmeseydim!
Kendime kızmaya devam ederken ben de odadan ayrıldım.Merdivenlere yöneldiğimde yavaş adımlarla inmeye başladım.Neden mi yavaş hareket ediyorum ? Bu halde burada olmam çok saçma olduğu için.Aynı zamanda Sinan amca sinirli gibiydi ve buna şahit olmak istemiyordum ama sanırım çoktan şahit oldum.
‘’Araf senin derdin ne , ne yapmaya çalışıyorsun ?’’ Sinan amca çoktan Araf’ı azarlamaya başlamıştı. Ben korkuyla basamakları bir bir inerken Araf’ın sesi de hiç gecikmedi.
‘’Niye , ne yapmışım ki ?’’ o nasıl bir ses tonudur Allahım. Çok rahat ve umursamaz bir ses tonuydu ayrıca alaydan çok uzaktı.
‘’Ben yaptıklarına sustukça daha da üzerime geliyorsun !’’ diye bağırdığında mevzunun gerçekten çok ciddi olduğunu anladım ve hemen buradan toz olmak istedim.
‘’Niye getirdin o zaman beni buraya ? Ha niye ? Madem ki bu kadar sorun oluyorum o zaman beni geldiğim yere geri gönder!’’ hiç beklemediğim kadar çok bağırmıştı.Kükredi resmen .Sesi bütün evi inletince Sinan amca da aynı şekilde cevap verdi .
‘’ARAF !..’’ beni görmesiyle sutu .İkisi de bana dönünce bir an afalladım.Sinan amca şaşırmış olsa da beni görünce bakışları yumuşamıştı. Araf bunu fark etmiş olacak ki bir bana bir de babasına baktı şaşırarak. Sonra alaylı bir gülümseme yerleşti dudaklarına ve başını sağa sola salladı.Gülüşü zevkten çok uzak öfke doluydu.
‘’Masal !’’ diye seslenince tebessüm etmeye çalışarak karşılık verdim.
‘’İyi akşamlar Sinan amaca .’’ benim küçük tebessümüme kocaman bir gülüşle karşılık verdi.Geldiğime sevinmiş olmalı.
‘’Kızım hangi rüzgar attı seni buraya ?’’ Araf gözlerini devirerek şok olmuş gibi babasına baktı .Tek kaşını kaldırıp konuştu.
‘’Kızın ?’’ soru dolu bakışlar attı. Sinan amca da ona gülümseyerek karşılık verdi .
‘’Masal benim kzım gibidir oğlum. Öz kızım gibi görürüm onu .’’ bunları söylerken bir elini Arafın koluna takıp bana dönmüştü.Ben ise gülümsemekle yetindim.Çünkü şu an kendimi diken üstünde hissediyorum.
Araf yine alaycı bir tavır takınırken kafasını sağa yatırıp gözlerini kısarak bana baktı .
‘’Demek öz kızın gibidir ha ?’’ bana avını görmüş timsah gibi bakıyordu.Ne yani kıskanmışmıydı ? Yok artık kazık kadar adam olmuş.Gerçi kazık kadar olmuş da ne olmuş !
‘’Evet çok severim Masal kızımı . ‘’ gülümseyip Arafa döndü . ‘’Hatırlar mısın bilmiyorum . Çok samimi bir arakdaşım vardı çocukluktan bu yana . Levent amcan . Levent Hancı . Masal onun kızı işte. Bu arada siz tanıştınız mı ?’’ başımı sallayıp ‘’ Evet.’’diye yanıtladım.Sesimin sıcak olmasına özen göstermiştim.
Araf hala aynı bakışları üzerimde gezdiriyordu.Nedense aşağı indiğimiz andan beri bir tuhaf bakıyor.
‘’Yeniden tanışmış olduk fena mı ? Memnun oldum Masal Hancı !’’ adımı bastıra bastıra söylemişti.Bakışlarına dayanamayıp yapmacık bir şekilde gülümsedim ama gülümserken dişlerimi de sıkmıştı.Bu yapmacıklıktan haberdardı.
‘’Araf , Masal kızımla iyi anlaş . Pek bir kıymetlidir bizim için .’’ Araf babasına dönüp gülümsedi ama gülüşü çok sinsice göründü gözüme .Ya da bana öyle geldi bilmiyorum.
‘’Sen merak etme baba . Senin kıymetlin benim kıymetlim demektir. ‘’ dalga geçer gibi sarf ettiği sözlere sevinsem mi , üzülsem mi bilemedim.
‘’Kızım sen niye gelmiştin ?’’ gözleri üzerimdeki micky li pijamalardaydı. Tabi bu halde burada ne işim olduğunu merak ediyordu.
‘’Şey..’’ diye mırıldandım.Yüzüme küçük bir gülümseme yerleştirdim ve devam ettim. ‘’Ben müzik sesinden rahatsız oldum da Araftan sesi kısması için ricada bulunmaya geldim .’’ Araf’ın gülüşü küçük bir kahkahaya dönüşürken dişlerimi sıkıp öfkeyle somurttum.Hatta sinirden tepemden dumanlar çıkarsa hiç şaşmayın.
‘’ Ricada mı bulundun ?’’ gözlerim ondayken sinirle kafamı salladım.
‘’Evet ricada bulundum !’’ üstüne cırladığımda kafasını sağa yatırdı.
‘’Ben daha çok odama dalıp müzik setini dövecek gibi kapattığını hatırlıyorum ama .’’ kahretsin sinirden resmen yüzüm sıcaklamıştı. Öfkeyle dişlerimi sıkarken ölümcül bakışlarımı üstünden ayırmadım.
‘’Bir kere ben ..’’ tam konuşacakken Sinan amca yanıma yaklaşıp kolumdan tuttu.
‘’Tamam artık neyse ne . İyi ki geldin , özlemişim seni .’’ deyip sarılınca ben de ona sarıldım ve karşımdaki man kafaya laf anlatmayı bıraktım.Dünya üzerinde bir insan ne kadar gıcık olabilirse o kadar gıcıksın Karabulut ! Kollarını bağlamış öylece bize bakarken ben de öfke dolu gözlerle baktım ona.
‘’Hadi hep beraber yemek yiyelim .’’ bu teklife yüzümü ekşittim .
‘’Yok ben gideyim artık .’’
‘’Aaa olur mu Öykücüğüm daha avokado sözüm var sana .’’ bana aptal bakışlarını ve salak gülüşüyle bir gönderme yaparken sinirlerim iyice gerimişti.
‘’Hay ben senin Öyküne ..’’ diye sessizce mrıldandım ve sadece o anlayabilmişti.Kahkahasını da eksik etmemişti paşamız.
‘’Canım hem annen ve baban bir iş yemeğindeler . Yalnız kalma yemekte .’’
‘’Öyle mi ? Ben uyuduğum için haberim yoktu. ‘’ demek ben uyurken çıktılar.Annem de yorgunum diye uyandırmamış demek .
‘’Evet kızım. O yüzden kırma beni .’’
‘’Sinan amca seni kırmak istemem ama ben yine de gitsem iyi olur .’’
‘’Tamam çok üstelemiyorum ama bir şey lazım olursa buradayız.’’ Sıcak bir gülümseme ile sözlerine karşılık verdim ki Araf sessiz kalamamıştı yine .
‘’Aaa kalsaydın Öykücüğüm (!)’’ gözlerimi devirdim ve içimden sabır dilendim. Cevap vermeye bile tenezzül etmeden Sinan amcaya sarılıp çıkışa yöneldin .
‘’Araf kapıya kadar geçirsene Masalı .’’ Sinan amacaya ‘gerek yok’ diyecektim ki Araf peşime takılmıştı bile.
‘’ İyi geceler Öykücüğüm (!) ‘’ kapıdan çıkarken kapının pervazına yaslanmış muzip bir gülümsemeyle konuşmuştu. Ben ise bu duruma karşılık yine yapmacık bir şekilde gülümsemiştim.
Eve doğru ilerledim.Hava çoktan kararmıştı.Nedense bakışlarını hala sırtımda hissediyordu.Saat kaç ki acaba ? Öfkeyle çıkınca telefon da almamıştım yanıma .
Bir dakika ! Aklıma gelen şey donup kalmama sebep olurken içimden kendime sövdüm. Telefon almamıştım ama asıl önemli olan anahtar da almamıştım. Ve en en kötüsü Melek abla bugün izinli. Annem babam da yok evde.
Kapıya doğru ilerlerken ‘Allahım ne olur ben yanlış hatırlıyor olayım . Melek abla evde olsun lütfen ‘ duvalarımla vardığım kapıyı tereddütle çaldım . Hala arkamdan banma baktığını hissediyorum .
Bu salağa rezil olamazdım.Bu şekilde dışarıda kalamazdım. Off hava da çok soğuk zaten .
İlk çalışta açılmayan kapıya umutla bakıp bir daha çaldım. Ama nafile , kapı bir türlü açılmadı. Kollarımı iki yana sarkıtıp dudak büzdüm. Kafamı gökyüzüne çevirip şansıma sövdüm.
‘’Allahım hayır yani ben senin lanetli kulun falan mıyım ? Niye bana böyle yapıyorsun ?’’ biraz daha böyle kalsam ağlardım artık.
‘’Ne o , Öykücüğüm ? Artık yıldızlarla mı konuşuyorsun?’’ işte o gıcık alaycı ses. Allahın cezası bir bu eksikti. Sabahtan beri beni izlediğini biliyordum zaten , pislik insan !Hatta hayır insan değil pislik hayvan . Y ada daha güzeli iguana kılıklı şempaze . Hah bu iyi işte . Tam ona göre .
Sadece kafamı ona doğru çevirip keskin bakışlarımı güzel ama parçalanası yüzüyle buluşturdum. Zevkten dört köşe olmuştu.Tabi sevinir öküz , eline düştüm ya bir kere. Elini kaldırıp ‘gel’işareti yaptı gayet rahat bir tavırla.
İnat değil mi işte gelmeyeceğim .Sırf senin gıcığına da olsa gelmeyeceğim. Öfkeyle yere basarak kapının önündeki merdivenlere oturdum ve kollarımı bacaklarımın üzerinde bağladım. Ona hiç bakmamaya çalıştım ve gözlerimi onun olmadığı her yerde gezdirdim.
‘’Kızım deli misin sen ? Üşüteceksin orada .’’ bağırmasıyla ona doğru döndüm.
‘’Sanane be istersem üşütürüm !’’ diye çemkirdim.
‘’Salak salak konuşma , gel şuraya .’’
‘’Sensin salak ! Katıksız mal , sığır, manda !’’ birden cırladım üstüne ama hiç istifimi bozmadım.
‘’Manda ha ? Bana ?’’
‘’Evet sana. Beğenemedin mi ?’’
‘’İyi lan , ne halin varsa gör!’’
‘’Görürüm tabi sana mı sorcam !’’ ben bağırırken içeri girip sertçe kapıyı kapattı. Kapının sesiyle yerimden sıçradım. Sokak kedileri gibi boynumu büküp dizime yasladım. Acaba bizimkiler çok geç gelirler mi ?
Yan kapı birden aynı sertlikte açılırken yine ürktüm.Araf hırsla bana doğru gelirken ne yapmaya çalıştığını anlamadım.Hızlı adımları yanıma varınca durdu. Tepemde dikilirken kafamı kaldırıp ona baktım.
‘’Sen şimdi gelmiyor musun ?’’ diye sordu .Sesi baya yüksek çıkıyordu.Şaşkın şaşkın bakarken bir an kendimi toparladım.
‘’E- ev-‘’ kekeleyerek kurmaya çalıştığım sözü ağzıma tıkayıp birden bir elini boynuma diğer elini iki bacağımın altına koyup beni kucağına alınca neye uğradığımı şaşırdım.
‘’Sen .. sen ne yap-‘’
‘’Şhh çok konuşma ! Bu kadar naz yeter ama dimi ?’’ elimi yumruk yapıp omuzlarına vurduğumda sanki hiç hissetmiyor gibi yürümeye devam etti.
‘’Bıraksana be !’’ kulağının dibinde cırlasam da nafile .Hödük bırakmıyordu.Bir de üstüne duymamazlıktan geliyor , gıcık! ‘’Bak bırak yoksa seni mahf ederim . Ya bıraksana be !’’ yumruklarımı seri şekilde omuzlarına geçirirken tamamen bir kas yığını olduğunu anladım.Kasları olduğu belliydi ama bu kadarı ..
Kapıya kadar geldiğimizde açık olan kapıdan içeri girdi.Ve ben hala kucağındayım.Düşmemek için boynuna tutunmuştum.Yani sadece düşmemek için , başka bir şey yok yani .Hem ne olabilir canım , dimi ?
‘’Ya getirdin işte hayvan herif , bırak arık !’’ kafamı kaldırmış ona bakarken o da kafasını eğdi ve bakışlarımızı birleştirdi. Şey ama öyle bakma şey şey . Yani şey şey derken .. Off öyle tatlı tatlı bakma işte. Masal kendine gel ne diyorsun kızım sen ! Hödüğün teki o . Tatlı bakmışsa ne olmuş yani . Ama ç
Bir ressamın fırçasından çıkmış kadar muazzam olan gülüşünü de suratına yerleştirip inci gibi dizilmiş bembeyaz dişlerini gözler önüne serdi.Niye bu kadar güzel gülüyorsun ki salak ? Sen gıcıksın bir kere o yüzden gıcık gibi gülmen gerek . Tek kaşını sorar gibi kaldırdı.
‘’Emin misin ?’’ aramızda hiç denecek kadar mesafe olması beni tedirgin ederken yutkundum ve gözlerimi kırpıştırdım.
‘’E ee –evet.’’ Kekeledim mi ben ? Salak kız! Niye kekelersin ki !
Ben daha ne olduğunu anlamadan Araf , beni tutan kollarını serbest bıraktı. Sırtımda ve kalçamda hissettiğim ağrı ile yüzüm gerilirken dudaklarımdan acı bir ‘’ahh!’’ sesi yükseldi.
Aptal insan birden ellerini çekip beni yerle buluşturmuştu.Elim ağrıyan sırtıma giderken gözümün önüne gelen saçları kafamı sallayıp yana attım öfkeyle.Ateş saçan bakışlarımı karşımda mal gibi sırıtan öküze çevirdim .
‘’Sen ne yaptığını sanıyorsun hayvan herif !’’ bak hala gülüyor.Tutmayın beni , ben bunu çiğ çiğ yerim .
‘’Sen bırak dedin , ben de bıraktım .’’ sinirle dişlerimi sıkıp söylemek istediğim binlerce küfürü dudaklarımın arasına hapsettim.
Yerden destek alarak kalkacaktım ki , bana uzattığı eli gördüm. Denize düşen yılana sarılır misaliydi.Ama cehennem kuyusuna bile düşsem bu zebaniye sarılmam .
Uzattığı eli es geçip yerden destek alıp ayağa kalktım.İlk düştüğümde biraz acısa da şimdi pek acımıyor. Arada öfkeli suratımı kısaca ona çevirip maymun gibi gülen suratına bakıyordum. Maymun mu ? Hadi ama Masal kabul et ne maymunu. Çarpılacaksın birazdan , Allah seni maymun edecek göreceksin gününü.
O sırada Sinan amca koridora geldi. Beni görünce şaşırmışa benziyordu.
‘’Masal ?’’ soran bakışları bana döndüğünde çekinerek baktım.Sonuçta önce gideceğimi söyleyip sonra gitmemiştim ve buradayım.
‘’Şey , ben evden aniden çıkınca yanıma anahtar falan almamışım. Melek abla da izinli olunca kapıda kaldım .’’ dedim mahçup bir ses ile . Bana kocaman gülümseyerek baktı.
‘’ Ne güzel işte , hep beraber vakit geçirmiş oluruz.’’ Ben tebessüm ederken Araf huysuzlandı yerinde.
‘’Yaaa ne güzel .’’ ima ile söylediği sözlere gözlerimi devirip ölümcül bakışlarımı ona gönderdim .O da öküzün trene baktığı gibi bakmaya devam etti.
‘’Hadi o zaman sofraya geçelim .’’ Sinan amca bana gülümsedi ve omzumdan tutup ilerlememi sağladı. Araf’a uyarıcı bakışlar atmayı da ihmal etmemişti.
Yemek boyunca biz Sinan amca ile sohpet ederken Araf öylece yemeğini yiyor ve arada bana kaçamak bakışlar atıyordu. Yemeklerimizi bitirdikten sonra Zehra abla sofrayı toplamaya geldi.Yardım etmek isteyince sürekli reddetti ama kabul etmedim.Sinan amca da aynı şekilde davransa da yardım etmek istediğimi söyledim.Hem ben Zehra ablayı çok severdim. Hoş sohpet biriydi.Aynı zamanda bazen Melek abla , ben ve o oturur dedikodu yapardık.Çok eğlenirdik o zamanlarda.
‘’Masal , sen otursana kızlar hallederler.’’ Kızlar dediği Zehra ablanın yanındaki diğer iki yardımcıydı.Biri bugün bana kapıyı açan ve ilk kez gördüğüm kız.Diğeri de adının Sema olduğunu bildiğim ama aşırı soğuk olduğu için pek konuşmadığım kız.
‘’Yok Sinan amca ben de yardım edeyim . Hem ben Melek ablaya da yardım ediyorum evde. ‘’ gülümseyerek ona baktığımda Arafın kulaklarıma dolan sesi ona bakmamı sağladı ama ona bakarken gayet sert bir yüz ifadem vardı.
‘’Bırak sen bu onların işi.’’ Dişlerimi sıktım.Küstah şey işte ne olacak.
‘’Sen sadece işin olan şeyleri mi yaparsın ?’’ diye sordum imalı ses tonumla. Dirseklerini masaya yaslayıp ellerini birleştirdi ve bakışlarını gözlerime dikti.
‘’Ben işim olmayan şeylere burnumu sokmam.’’ Sesi de yüzü gibi sertti. Meydan okur gibi kafamı salladım ve yüzümdeki ifadeyi bozmadan ona cevabını verdim .
‘’Bu senin problemin , beni ilgilendirmez . Hem ayrıca yardım etsen eline mi yapışır ?’’
‘’Onlarla aramızda bir sınıf farkı var . Bunu kafana soksan iyi edersin .’’ sözlerine sinir olurken dişlerimi iyice sıktım.Bu gidişle ağzımda diş kalmayacak bu genç yaşımda. Söylediklerinin Zehra ablayı ve kızları incittiğine adım gibi eminim . Ama üzülmeyin kızlar ben de Masal Hancı’ysam bunu onun yanına bırakmam .
Sinan amca da benim gibi tam öfkeyle onu azarlayacaktı ki ben ondan önce davrandım. Dlga geçer gibi güldüm ona bakarken.
‘’Biliyor musun insanları sınıflara ayırsalar seni ayırmazlar .’’ bana doğru biraz daha eğilip güldü o da aynı dalga tonuyla .
‘’O niyeymiş ?’’ gülümsememi genişletip ben de masada ona doğru yaklaştım.
‘’Çünkü seni adam yerine koyup da insandan saymazlar .’’ ben içimde zafer çığlıkları atarken suratı resmen kızardı.Kızlarda belli etmeden kıkırdarken Sinan amcanında durumdan gayet keyif aldığını görmüştüm. Öfkeden deliye döndü. Dişlerini sıkarak bana bakarken ben gayet rahat bir şekilde gülüyordum.
Ayağa kalkıp kızlara yardım ederken o da hızla kalkıp salonda bulunan koltuğa hırsla bıraktı kendini.Eline aldığı televizyon kumandasından çıkaracaktı resmen bütün hırsını.Sürekli düğmelere koparacakmış gibi basıp hızlı hızlı bütün kanalları geçti. Ne olduğuna bakmıyordu bile .
‘’Aferin kızım . Sonunda Araf’ı alt eden birini de gördüm .’’ Sinan amca keyifle gülerken ona mahçup olmuş gibi baktım. Onun olduğu yerde böyle konuşmam saygısızlıktı.Ama kendimi tutamadım.Hem benim suçum yok , o beni zorladı.
‘’Sinan amca kusura bakma senin karşında öyle demek istemezdim. ‘’ kolumu sıkıp bana baktı . Her zamanki gibi tebessümle bakıyordu bana .
‘’Ne kusuru , hak etti hayta .’’ bir şey diyemedim sadece gülümsemekle yetindim.
Her şeyi toparlayıp mutfağa geçtiğimizde Zehra abla hemen beni tutup mutfak masasına oturttu.
‘’Kız sen nasıl söyledin o sözleri Araf bey ‘e ?’’ şaşırdığı her halinden belliydi ama gayet memnun olmuştu .Bu durum baya hoşuna gitmiş olacak ki sırıtıyordu.
‘’Ayy Zehra abla bir de ‘bey ‘ deme ya şuna . ‘’ deyip yüzümü astım ama ardından kocam bir gülüşle devam ettim . ‘’ Ama iguana kılıklı şempaze diyebilirsin .’’ gülüşüm kahkahaya dönüşürken hepsi kahkahama eşlik etti .
‘’O ne ya öyle , iguna kılıklı ne ?’’
‘’İguna kılıklı şempaze , ben buldum .’’ kahkahalarımız iyice genişlerken kızlar çay falan hazırlıyorlardı.
‘’Masal sen bilmiyorsun bu çocuğu . Geldiğinden beri evde kıyamet kopuyor kıyamet.’’ Kaşlarımı çatıp Zehra ablaya baktım.
‘’Niye ki ?’’
‘’Sorma , geldiği günden bu yana hep kavga hep gürültü.Sinan bey ile pek anlaşamıyor sanırım. Halbuki melek gibi adam .’’ Zehra abla anlatırken ben de merakla onu dinliyordum. Gerçekten Sinan amca çok hoş bir insandı . Eminim bütün gıcıklık bizim şempazededir. ‘’ .. dün geldi zaten . Akşama kadar kaç kere bağırıştılar saymadım bile. En son büyük bir kavga koptu , bu da çıkıp gitti.Gece geldiğinde de sarhoştu.Kavgaları bütün evi inletti.’’ Anlattıkları aklıma dün geceyi getirirken dalmıştım öyle. Dün gece gerçekten kötü bir durumdaydı. ‘’Ama Sinan bey sabırlı adam . Ne yaptıysa sesini çıkarmadı. Yine bu akşam geldiğinde duydun zaten nasıl bağırdığını.Allah bilir yine ne yapmıştır?’’
Zehra ablanın söyledikleri kafamı kurcaladı iyice.Dmekki Emre’nin dediği gibi tam bir bela bu çocuk.
Çaylar hazır olunca kızlar her biri bir şey servis edince bana bir şey kalmamıştı.Hep beraber salona yöneldiğimizde Sinan amca koltukta oturmuş öylece oturuyordu. Araf ise almış eline telefonu telefonla oynuyordu. Geldiğimizi bile fark etmedi.
Ben geçip Sinan amcanın yanına oturunca onunla sohpet etmeye başladık.
‘’Eee Masal , okul nasıl gidiyor ?’’
‘’Güzel gidiyor. Tabi bazı pürüzler olmasa .’’ son sözlerimi Araf’a bakarak söylemiştim. Ama o bizi takmıyordu bile .Gözleri öylece telefon ekranındaydı.
‘’Bundan sonra Araf göz kulak olsun o zaman sana .’’ gülümseyerek söylediği şeye ben de dalgayla gülmüştüm. Aman aman onun gözünü de istemem kulağını da .
‘’Bence onun göz kulak olunmaya ihtiyacı var .’’ ikimiz de onun hakkında sessiz konuşmuştuk , fısıltı şeklinde. Ama gülüşlerimiz daha canlıydı.
Araf elindeki telefonu bırakıp bize döndü.
‘’Madem dedikodumu yapıyorsunuz , bari biraz uzağımda yapın da duymayayım .’’ ona bakarken bile gülmemizi kesememiştik.Sinir olmuş gibi bakıyordu bize.
‘’Şükür aramıza dönebildin evlat .’’ Araf somurtup babasına baktı. ‘’Aranızda olmak isteyen kim ?’’ tersleyici bir şekilde söyledikleri Sinan amcayı kırmıştı .Bu duruma üzülsem de sessiz kaldım , sonuçta aile içi bir mevzuydu. Sinir bozucu sessizliği dağıtmak için gülümseyerek Sinan amcaya döndüm.
‘’Sinan amca , oğlunun geleceğinden hiç bahsetmemiştin .’’ tam cevap verecekti ki Araf söze atladı. ‘’Niye , babam sana rapor mu veriyor ?’’ gözlerimi devirerek baktım ona . ‘’Hayır . Sadece biz sık sık sohpet ederdik ama geleceğini söylememişti.’’ Dedim kısaca . ‘’ Bakıyorum yokuğumda babamla baya iyi anlaşmışsınız . Seni öz kızı gibi benimsediğine göre?’’ her sözünde bir ima vardı.
‘’Ne o oğlum , yoksa kıskanıyormusun babanı ?’’ Sinan amcanın gülümseyerek sorduğu soruya ben de gülmüştüm.Araf ise alaycı bir tavır takınarak yanıtladı onu . ‘’Seni kıskanmayacağımı biliyorsun baba. Kıskansaydım bunu yıllar önce yapardım . Öyle değil mi?’’ sarf ettiği sözler üzerine Sinan amcanın bakışları donuklaştı.Avucunun içine sakladığı elini sıktığını gördüm. Belli ki sözleri canını acıtmıştı.
‘’Ben çıkıyorum . Size iyi geceler .’’ ayağa kalkıp ilerledi ve az sonra dış kapının kapanma sesi geldi .
‘’Neden böyle yapıyor ?’’ diye sordum merakıma yenilerek.Bana bakmadan öylece yere bakıyordu.
‘’Annesini kaybettikten sonra böyle yapmaya başladı. ‘’ ben ona eşinin ölümünü , oğlunu falan pek sormamıştım bugüne kadar.Özel hayat sonuçta , beni ilgilendirmez diye düşündüm.
‘’Acısını az çok anlayabiliyorum ama sana böyle davranması gerekmez .’’ içten içe kızıyordum ona .Hayattaki tek dayanağı babası iken ona resmen eziyet ediyordu.Üstelik babası onu bu kadar çok severken .
‘’Annesinin ölümünden beni sorumlu tutuyor .’’ duyduğum şey ile donup kaldım yerimde.Geçekten bu şaşırtıcıydı .
‘’Neden böyle bir şey yapıyor ki ? Hem Sinan amca senin İnci teyzeyi ne kadar çok sevdiğini ben gördüm. Adını duyunca gözlerin parlıyor hala .’’ şu an bile gözleri parlıyordu. Onunki çok masum bir aşktı . Tertemiz kirletilmemiş , ölüme uğurlayan bir aşktı. Araf bunu göremiyor mu ?
‘’Sen boşver kızım o hep böyledir . Alıştım ben .’’ eşini kaybetmişti .Belkide onunda tek varlığı oğluydu ama oğluna sığınamıyordu bile . Araf’ın yaptığı çok zalimce.
‘’Ama Sinan amca sen üzülünce canım yanıyor. Biliyorsun senelerdir beraberiz . Hem sen benim öz amcam gibisin . ‘’ ellerini tutup destek olur gibi sıktım. O da gülümseyerek bana yaklaştı ve başımı boyun girintisine yaslamama izin verdi.Çenesini kafama yaslayıp bir eliyle saçlarımı okşadı.
‘’Sen de benim öz kızım gibisin Masal . Bir kızım olsa ancak bu kadar severdim. ‘’ bir şey söyleyemedim .Sesinde bir özlem vardı sanki.Belkide bir evlada olan özlemdi bu. ‘’Senin o kadar güzel bir kalbin var ki .. ‘’ sesi titremişti bunları söylerken.Sertçe yutkunup sözlerine devam etti. ‘’ Sen o kalbi çok güzel taşıyorsun. Tıpkı onun gibi ..’’ gözlerim dolarken aklına eşinin geldiğini düşündüm. Sevdiği kadını özlemişti ve ondan kalan tek parçaya da yaklaşamıyordu. Gözümden damlayan tek damla yaşı o görmeden hızla sildim .
Dışarıdan gelen araba sesiyle kendimi biraz geri çekip Sinan amcanın yüzüne baktım. Sanırım bizimkiler gelmişti. ‘’Ben artık eve gideyim . ‘’ gülümseyip omuzlarımdan sıktı ben ayağa kalkarken. O da benimle beraber kalkmıştı.
‘’Tamam kızım. Kendine dikkat et . ‘’ dediğinde gülümseyip çıkışa yöneldim.Tam kapıyı açmıştım ki arkamdan sesini duydum.
‘’Masal ..’’ seslenişiyle yüzümü ona doğru dönüp sorar gibi baktım.
‘’Araf’a da dikkat et.’’ Başımı onaylar gibi sakladım.Bölüm sonu 😉
Nasıl buldunuz bölümü🤔
En beğendiğiniz yeri buraya yazın lütfen 😘
Sizi seviyorummm 😄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA KOLEJİ
Teen Fiction''Bana masal okur musun ?'' her şey üç kelime, tek cümleyle başladı. Araf'ta kalan bir Masal ... Masal'da kaybolan Küçük prens... Prensese ihtiyacı olan bir Prens... *** ''Neden aşık olmazmışsın sen ?'' ukala bakışlarını üzerimden bir saniye ol...