#YANIYOR İÇİM#

285 26 4
                                    

Hızlı hızlı çektiğim duman kaybolan hayatım gibi geçip gidiyordu elimden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hızlı hızlı çektiğim duman kaybolan hayatım gibi geçip gidiyordu elimden. Nerden nereye değil mi? Aşk için "senin için ölürüm" "kıyamam" "sensiz yapmamlar"... Hepsi yalanlarla ibarettir yani tam bir düzmece. Hayat sana iyi bişey öğretecek değil ya acının en güzel halini gösterir ve o senin için ölen vs... kendi hırsı ve çıkarları için sana kıyar ne trajedik değil mi? Ve sen hala bir umut aşk beklersin sonra mı? Oda güzel iltifatlarıyla kalırken kötü vicdanıyla kaybolur...Gitme! Beni bırakma? Sözcükleri bize ağır gelir çünkü biliriz kalmak isteyen kalır gitmek isteyen sen ölsende gebersende çığlık çığlığa geri dönmez... Ne yapacağız peki şu soktuğumun dünyasında hep mi yalnız kaybolucaz...
Sigara çoktan bitmiş küllüğe basarken yanan elimi hissetmiştim... Acı mı acı denen şey bizim için daha sadist bir duygu olsa gerek!
Alışverişe çıkma vaktiydi. Annem sayamadığım kadar aramış,babam sakinliğini korumuş makmuşum ise dualarla dolu sesli mesajlar atmıştı onun elinde büyümek gurur vericiydi ve o eve gitmemin tek sebebi...
Etrafa baksana! Kokoşlar etrafını aşağalayan sosyeteler yürüyen botokslarla doluydu. Beğenmedikleri insanlar benim gibi onlarla aynı yerde soluk almak istemiyordu. İşte hayat bir o kadar da adillik abidesiydi(!)
Aradıklarımı bulmuştum kırmızı sade ve bir o kadar şık balık günlük yırtmaçlı hafif bir elbise...
Ardından biran çıkmak istercesine hızlı hareket edip otele koyuldum bu tempolarımı bille özlemişim. Hep geçmiş hep geçmiş evet kızıyorsun kendine hatta sesli küfür ediyorsun ama izi o kadar derinken atamıyorsun bir köşede, unutup önüne bakamıyorsun. Onlara göre bizim gibiler tedavi olmalı halbuki insan yaşamadan göremiyor o en dibi. En azından bir şansımız var bizim:"Dipteyken daha kaybedecek bişeyin olmaz." Buda bizim stratejimiz sanırım.
Sade ve güzel renkte mat bir ruj ve o büyüleci kokulu parfümüm ama nedense birden sıkmaktan vazgeçtim. Düşünsene her elini attığın şey geçmiş taşıyor kanatıyor içini...
Artık bilmem kaçıncı maskeyi takma zamanı geldi. Evsanki bana ait bir yer gibi değilde bir kayboluş gibi geliyor insana,aslına bakarsan bu ısrarlar kafamı karıştırıyor onlar için bu kadar önem taşıdığımı zannetmem derken kasvetli eve gelmiştim bille...

-Akel benim küçük fidanımm
-Makmuşşum bu kadar özlediğimi tahmin etmemiştim.

Buruk buruk bakmıştı Makmuş suratıma gözleri su cenneti. Bir şeyler anlatmaya çalışıyordu belliki...İçeri geçip o beni maskelerle yalanla dolanla büyüten insanlara baktım hiçbir ifade yoktu suratlarında ben geldim kızınız diyip boyunlarına atlayamadım ulan! Ben sevilmedim sevilmedim...
Bunları düşünürken o kadar öfkeyle bakmışım ki yeni farketmiştim.

-Akel ne zaman sorumlu bir insan olacaksın sen ?
-Lütfen bunları konuşmayalım izninizle bir nefes alayım.
-Nasılsın?

O neydi şimdi konuşmayan babamın dili mi açılmıştı(!) donuk gözlerle bana bakıyordu. O deliler batağına sokan adam beni mi soruyordu içimdeki patlamanın hiçbir tarifi yok.

-Canım istersen yemeğe geçelim Akel açıktığından pek bir konuşası yok sanırım.

Tabiki çok güzel bir "U" dönüşü oldu benim için...
Yemekten sonra hiçbir zaman geçmediğim,ailecek bir gün olsun oturmadığım salona gelmiştik.

-Tatlım bugün büyük konuğumuz var geldiğin çok iyi oldu.
-Anne bu sefer ki kim?
-Barlas Hanzender

Tanıdık değildi anlaşılan ben gideli çok şey olmuştu...
Zilin sesiyle annemin ayağa kalkması babamın gerginleşmesi bir oldu.
Bian sanki herşey yavaşlamışcasına kapıya baktığımda o o o o o! Beni kurtaran sonrada ukala ukala sırıtan. Neydi şimdi bu nerden tanıyorlardı.

-Hoşgeldin canım.
-Hoşbulduk yine çok zerafetli gördüm sizi. Gerçiğ kızınız bu güzelliği sizden alması şaşırılacak bir durum değil.

Neydi şimdi bu?Durmadan soru soru soru...bana bakan gözlerini nasıl düşündürmezdi ki tutkulu bir o kadar fena,miden bulanmıştı kendimi geri cektim elini sıkarken...

-Haldun bey isterseniz odanıza geçelim.
-Başka zaman Barlas şuan kızımla vakit geçirmek istiyorum.

Kızımla? Tabiki dışarıdan görünsün iyi aile olduğumuz (!)
Barlas deninlen o ürkütücü bakışlarıyla babama bişeyler anlatmaya çalışıyordu sanki tehdit eder gibi uyarır gibi...

-Gerçekten bekletilmeyi sevmem odanızda olucam...

Küstah! Bu işin içinde bir şey var ve ben yerimde duramıyorum.5-10 dakka oyalanıp etrafta odaya gitmeliydim ve sonunda merakıma yenik düştüm yukarı çıktım.

-Barlas o parayı sana ödedim şirket desen eski seviyesine çıktı babanla aramızda geçen hususlar için pişman değilim...
-Kes! Bana icraat lazım icraat senin vaazlarını dinlemeye gelmedim. İstediğimi almaya geldim.
-Ne o nerden çıktı bu Akel sevdası sende! sen değilmiydin Akel'i istemeyen...
-Ben istersem alırım istemesem atarım bu seni alakadar etmez. Şuan istiyorum var mı bir itirazın?

Noluyor Allah aşkına kafayı yemek üzeriyim beni neyin içine alet ettiler. Nolur Allahım uyanayım bitsin bu kabus...Bu pislik hangi cüretle böyle konuşur ne zanneder kendini...

-Onunla konuşmama zaman ver. İnadından ölürde istemediği şeyi yapmaz...
-Beni bağlamaz anlatın anlatın anlatmadın kökünü kuruturum senin o yaptığın ihaneti hiçbir haltın ödeyemez...

Ne yapmıştı babam anlam veremiyordum bu hikayenin en safı ve bir o kadar suçlusu olmak delirtiyordu beni hırsıma sinirime hakim olamıyordum içeri girip söv say ve cık dercesine kabarıyordu içim... Ve lanet olası her zaman belli olan o sinirim...

-Bravo bravo... Anlatsana böyle bir adi teklifle yanına gelen adamdan hiç mi korkmuyorsun?
-Akel...
-Lütfen babacım lütfen sana baba dediğim için utanıyorum sen bay çok bilmiş ukala! Geldiğin gibi çık!

Korkutucu sırıtıyor adeta öfkem onu zevklendiyordu...Hiçbir şey demeden çıktı.
Hemen defolup gitmem lazım. Arkama bakmadan uzaklaşmam lazım detaylara girip o aptal gibi arkamdan izleyişlerinden bahsetmiyorum bille ve atım kendimi arabaya kaçla gittiğimi bilmiyor elim ayağım titriyor ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. hayır hayır lanet olsun durmayan gözyaşlarım...ben mal değilim malın bir değeri varken benim yok yok!
Etrafımdaki kalabalığa aldırış etmeden yukarı çıktım. Kendimi yatağa atmam bir oldu mutsuz insanları yapmak istediği tek şeydir uyumak sanki gecicek en azından biraz olsun unutmak düşünmemek için... Tam uykunun kollarına atarken kendimi...Bir Mesaj...Bir Mesaj Daha

-Doğrusu bu kadar çabuk öğrenmeni beklemiyordum.Daha iyi oldu benim için.
-O dediğin her cümle aklımda küçük hanım o büyük yaşantına rağmen çocuk yanın olmasıda ayrı bir saflık ama artık hazır olmalısın seni kendim için yetiştirip benim ilâân edeceğim...

Aptal çok korktum(!) kendini böyle bir bok zannetmesi ayrı bir ironi öldürüm ben bu adamı! bende Akelsem sana pabuç bırakmam savaşacak o kadar çok şeyim varken birde bu zorba çıktı anlamadığım saçma giden bişeyler var ve ben hala yapbozları bir araya toplayamıyordum.Uğraşamıcak kadar bitkin düşmüştüm bille...

Odamda yürüyen biri vardı sanki?sabah sabah tekrar şizofreni şeyler yaşıyorum. Dün yaşadığım hasas durumdan diye kendimi kontrol etmeye başladım. Bana yaklaşıyordu hissediyordum ve tam yüzüme dokunacağı an elinden tutum...

-İmda.....!!

ŞUURÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin