£. CIĞLIK. £

173 20 6
                                    

Nerden nereye diye düşünmekten alamıyorum kendimi, ben ya çok büyük bir infazın pençesindeydim ya da büyük bir intikamın içinde nasıl bu kadar güçsüz olabiliyordum!hala neden için için ağlıyordu yüreğim. Sevdiğim adamla geçirdiğim günleri koşa koşa geçerken bu yaşadıklarım neydi ?yüreğimmm...sızlıyorum verdiğim her nefes canımı yakıyordu, sanki gözlerimi açmak istemiyordum. Artık kendimi bir yere kadar kandırabiliyordum. Gözyaşlarım süzüldü kapalı gözlerimden bir el siliverdi gözyaşlarımı, gözlerimi açtığımda en son görmek istediğim o beni satın alırcasına konuşan adamdı...
Bana öyle bakıyordu ki kendimi geri çekmekten alamıyordum. Gözleri tehlikeli kan kuyusu gibiydi.Yan yan gülüşleriyle benim acı çekmem bu adama haz veriyordu... kalkmam gerektiğini düşünüp birden bilmediğim evin çıkışını aramaya koyuldum kapıyı açmamla gözlerimin büyümesi bir oldu...
Her yer siyah takım elbiseli adamlar gelen giden ışıklar...çıldırmak üzereydim.

-Bende tam olarak işte böyle düşünüyordum Akel.

Sebepsiz bir sinir bozucu gülüş koydu suratına. Bu adam tüylerimi diken diken edecek kadar soğuktu ürperticiydi...

-Beni elinde tutarak eline gecicek ha ne ?

O sinirle iteklemeye çalışmıştım ve yerinden bille kıpırdamamıştı...

-Senin gibi zavallı aptal bir kızdan ben ne isteyebilirim sen benim isteklerimi veremiyecek kadar zayıfsın...

Yüzündeki o tebessüm artık tamamen çileden çıkarmıştı beni...

-Bana bak pislik git o işlerini onlarla hallet sen ne kendini bilmez zorba küstahsın ne sanıyorsun kendini şu aptal gülüşünü de kes sinir bozucusun...

O kadar hızlı konuşuyordum ki nefretle bakan gözleri umrumda değildi ve o an kolumu tutup kendine doğru çekti şu an tiksiniyordum...

-Bana bak zaten bütün planlarımı altüst ettin! Canın kıymetini biliyorsan kapa çeneni ve anlatacaklarımı dinle geç şuraya otur.

Kolumdan tutup beni şöminenin yanındaki minderlere doğru iti aşağılık adi bunların hesabını bana çok pis verecekti bu kadar güçsüz olamazdım artık! herkesten çok kendime güçüm yetiyordu zaten .Düşüncelerimden beni alıkoyan dumanı içine çekişi siyah gömleğin içinde parlayan esmer teniydi anlamıyordum ne tür bir hayvandı gerçekten tiksinme sebebiydi...

-Oku iyice bak ki bana karşı gelmeye kalkma!

Mavi dosyayı açtığımda gördüklerim karşısında dona kalmıştım. Bir kaç ceset gözlerim açık midem bulunurcasına bakıyordum aman Allah'ım o ailem dediğim beni kimlerin eline bırakmıştı korkuyordum korkmamak elde değildi.

-Onlar bana ihanet etti küçük hanım. Ama merak etme sana bunların hiçbirini yapamam gördüğüm kadarıyla çok hasas vücudun var.

Dilim tutulmuş hiçbir şey diyemiyordum alaycı bir vaziyette gözlerine kısarak baktı bana dualar ediyor yardım diliyordum.

-Ne o demin ötüyordun niye sustun...

Ölecek kadar zaten ölmüştüm bir bahar iken soldurmuşlardı beni neydi ki ölmek benim için kaçıştı sadece ruhumu biran önce teslim etmekti.

-Güldürme beni benim yaşamak için bir sebebim yokken böyle senin saçmalıklarına karnım tok...

Şaşırmış bir şekilde suratıma bakıyordu fakat öyle bir duvarı vardı ki bütün mimiklerini tamamen ustaca kullanıyor karşısındakini delirticek noktaları çok iyi biliyordu.

-Biliyordum...Senin böyle biri olduğunu biliyordum.

O ne demekti? Gözleri parlıyordu bu cümleleri sarfederken.
Kapıya doğru yöneldim cevap verme tennezülünde dahi bulunmadım.

-Gidemesin bugün büyük gün...
-Durmadan sana soru sormaktan bıktım artık ne söyleyeceksen söyle anladık oyun oynamasını seviyorsun ama benimki de artık bir sabır.
-O dilini bana kestirme yukarı cık ve hazırlan mümkünse yanıma yakışır halde.

Allah' ım sabır ver bana napıcam? En azından gittiğimiz yerden sonra bir şekilde çıkardım hiç olmadı canım pahası o arabadan çıkmalıydım.
Hazırlanmak için yukarı çıktığımda iki kutu ile karşılaştım büyük kutuda muazzam bir elbise vardı ama bi o kadar seksi kendimi içinde hayal edemiyordum ve kesinlikle bu elbiseyi giymeyecektim. Öfkeli bir şekilde arkamı döndüğümde burnumun dibinde belirdi.

-Nasıl beğendin mi?

Pislik tahmin etmeliydim. Aşağılık herif ben neydim ne biri de arayı sordu mu beni meraklandı mı hayır.

-Ben bunu giymem git kendine başka yanında taşıcak süs köpeği bul!

Hoşuna gider gibi haz alıyordu söylediklerimden.

-Giyeceksin ve eğer giymesen ben giydireceğim bana sorarsan hiç tavsiye etmiyorum.

O an gözüm dönmüştü beni bir şırfıntı gibi göremez kimse haddini bildiririm tam tokat atacağım o an elimden tutu ve...

-Sakin ol hem bak sevgili arkadaşının ölmesini mi istiyorsun? O akıl hastanesinden seni ziyarete gelen o genç adam yaşasın mı yaşamasın mı? Güzel sanat eserlerimi gördün ne dersin?

Birde bana göz kırpıyordu aşağılık! Arkamı dönüp banyoya doğru gitim ve göz yaşlarımı serbest bıraktım hıçkırıklarımın içinde boğuluyordum sesim duyulmasın diye ısırdığım parmaklarımın acısını hissetmiyor ciğerlerim oluk oluk kanıyordu. Toparlanmam lazımdı istediği desin dursun aptal sonuç olarak bugün bir yolunu bulacaktım. Her şeyimi biliyordu üstelik yapboz bir türlü oturmuyor eksik parçalar birleşmiyordu. Elbiseyi elime tekrar alıp inceledim. Ağlamayacaktım gözlerim kapalı giymeye çalışırken üzerimde duran elbiseyi görünce kendim dahi şaşırmıştım bu kadar çekici olduğumu bilmiyordum. Hafif dokunuşlu makyaj yapıp aşağıya indim nasıl beceriyordum böyle her gün bir başka küllerimden doğmayı.
Merdivenlerden inerken karşımdaki adamı gördüğümde bir kez daha tiksinerek baktım bordo gömleği dar ceketi ve o anlamsız bakan gözleri o kadar soğuktu ki!
Sanki bu kadar beklemiyorcasına bakıyordu bana yaklaştı ve tam dudak kıvrımımda nefesini hissettmem bi oldu belimden tutup gözlerimin içine bakarken kolarından kurtulmaya çalışıyordum ve beceremiyordum. Kafamı sağıma çevirerek o bakılmayı kestim. Ardından çene dokunup kendine çevirdi. Gözleri parlıyorken bir anda çekildi köşesine.

-Hadi gidiyoruz.

Yol boyunca hiç konuşmadı çok anlamsızdı yaptıkları. Bir o kadar da sinirliydim...

-Bana bak eğer bana dokunmaya kalkarsan seni mahvederim anladın mı?

Şaşırmıştı bir an sonra toparlanıp:

-Bunu söylemek için gecikmedin mi ? Hem hoşuna gitti sanıyordum.
-Hoşuma gitmekmiş sana kulanacak söz bulamıyorum artık birden hayatıma girip nasıl böyle sarma duman olduğumu anlamıyorum.

Dediklerim de gülecek bir şey yoktu ama onu ilk defa kahkaha atarken duymuştum.

-Gerçekten çok tatlısın ama artık sonuna geldik in!
-İn! Git! Kalk! Otur! Sus ! Kes! Bana sen emir veremezsin tamam mı ?
-Bana bak beni burda rezil etmeye kalkarsan...

dişlerini sıkıyor sinir hastası gibi davranıyordu arabadan benden önce indi kapımı açtı.

-Gülümse ve hoş bir bayan gibi davran.

Aldırış etmeden önden yürüyüp içeriye girdim büyük bir otelin açılışıydı. İçeri girdiğim o an elimden sıkıca tutu ve nefretle gözlerime baktı ürkütücü ürkütücü ve o anda o hoşnutsuz soğuk insanlarla karşılaşmam bir oldu elimden tütmüş karşıda duran topluluğa doğru yürüyorduk o anda büyük bir silah patlaması oldu.

-Barlas sende ait bir şeyim var?

ŞUURÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin