Çiftlikte oturmaya devam ediyorduk sohbet baya koyuydu. Barlas'ın telefonu çaldı. Birden bire bana büyük gözlerle bakmaya başladı. Nolmuştu durup dururken? Kafamı noldu der gibi salladım. Bir süre öyle bakıp başını yere ellerini sıkmaya başladı.
-Akel biz hadi kalkalım.
-Neden ne güzel oturuyordunuz Barlas.
-Yok Kemal gidelim biz. Hadi Akel.Kafamı olumlu şekilde sallamıştım. Pamuk yanaklarından öpüp Gökçe'ye el salladım. Arabaya bindiğimizden beri ağzını bıcak acmıyordu. Hiç böyle görmemiştim onu.
-Barlas beni eve bırakcaksan kendi evime bırak annemgili çekmem.
-Akel...Durgundu hemde çok durgundu. Kelimeleri bir türlü birleştiremiyordu.
-Barlas söyleyecek misin?
-Akel baban...
-Nolmuş babama!
-Biraz rahatsızlanmış görelim dedim.
-Normal rahatsızlanmış.
-Evet.
-O zaman gerek yok Barlas.
-Akel beni dinle 5 dakka uğrayalım tamam.Bu adamın içine bir şey mi kaçtı(!) Ya da kişilik bölünmesi yaşıyor.
-Peki Barlas uğrayalım Makbuşu özledim zaten. Sürekli de senin yüzünden hariç yüz görmüş olurum.
Eve geldiğimizde olduğundan daha sessizdi.
-Dur!
-Noldu Akel?
-Senin gelmeme gerek yok. Sağol.
-Sacmalama.
-Istemiyorum. Dedim! Yanında zorla tutuyorsun ben seni istemiyorum. Bir de makbule Teyzenin karısına seninle geçmim çok üzülür.
-Akel...
-Barlas Allah aşkına yeter tamam mı? Bu sefer bari müdahale etme!Hiçbir şey demeden arabaya binip sigarasını yaktı. Birden yağmur başlamıştı. Hemen eve girdim... Uzun uzun zille bastım ama açan olmamıştı...
-Hah! Makmuşum...niye bu kadar geç açtın.
Yüzü çok asıktı. Noluyordu böyle gene benim bilmediğim bir şeyler vardı.
-Hoşgeldin güzel Kızım.
-Neyin var senin bakim?
-Benim bir şeyim yok Akelimm.
-Aman sen iyi ol.
-Ama...
-Ama ne?
-Baban...
-Barlas söyledi hastaymış.O kadar donuktum ki umrumda bile değildi. Midem kaldırmıyordu.
-Akelimm çok hasta bence bir odasına çık.
-Çok mu hasta! Ama biraz dedi bana...
-Telaşlanma diye demiştir.Ne olursa olsun ben onun evladıydım. Yukarı merdivene doğru hızlı adımlarla çıktım. Annem yoktu. Çok garipti. Kapıyı usulca açtım. Küçüklüğümden beri kapıyı yavaş açar kapatırdım, babam çok kızardı...odada aşırı hastane kokusu vardı. Halbuki eskiden onun kokusuyla doluydu bu oda. Kolunda serum ve kalbinin ritim sesi kulağımı dolduruyordu. Usulca yaklaşıp yanına oturdum. Bu hastalık normal hastalık değildi. O güçlü kuvvetli adam erimiş bitmişti. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Elini tutunca hafiften gözlerini açtı.
-Baba...iyi misin?
Beni görünce bu kadar mutlu olacağını düşünmemiştim. İçten gülümsedi. O bana bakıyor ben ona bakıyordum. Birden dolan gözlerimi serbest bıraktım. Gözümden düşen damlaları silmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞUURÂ
Genç Kız EdebiyatıBir adam düşünün kapkaranlık ve bir o kadar acımasız! Bir kadın düşünün acıları masumluğunu çalmış, bedenini kirletmiş, hissizleştirmiş... İki baba düşünün çabalayıp karanlıktan çıkaran, birde kendiyle sürükleyen... Bi...