ŞUURÂ

SORULARLA DOLU ADAM

O an gördüğüm gözler korku doğurdu içimde napacaktım şimdi yutkunurken boğazımdaki düğümler birbirine dolanıyor yerin dibine girercesine batıyordum o karanlık gözlerinde...

-Barlas Hanzander çekirge bir sıcrar iki sıcrar üçüncüsunde. ..
-Komser o çekirge dediklerin senin gibiler bende sizin eğiten rakamlarım!
-Hala kibirinden ödün vermeyen şerefsiz bir adamsın! Kardeşimi bir maşa olarak kullanmanın cezasını ödeyeceksin !
-Kardeşin sana nazaran kıymet biliyor unutma o koltuğunda kardeşinin sağlığınıda  bana borçlusun!

Bu konuşmaların nereye gideceğine hâlâ kestiremiyordum. Bu adamın daha ne tür pislikleri çıkacaktı acaba.

-Akel hadi gidiyoruz.
-Bana bak Hanzander o kadını rahat bırak hiç bir yere gelmiyor senin hakkında iddaları var!

Diyip Komser kendine doğru çekti beni... deliye dönmesi bir oldu artık başıma geleceklerden korkar hâle gelmiştim.

-Bana bak o elini çek karımın üstünden!
-Ben senin karın değilim!

Benim ne tür bir cesareti vardı bilmiyorum ama onun karım deme ihtimali beni sinir ediyordu. O sırada odaya amir girmişti...

-Noluyor burda ? Bu gürültü de ne ?
-Sonunda yakaladık efendim görüntüler var elimizde Barlas ve ekibinin. Buyrun bide siz izleyin...

Aman Allah'ım bir insan bu kadar soğuk kanlı olabilir mi ? Sanki adeta taştan insan demeye bin şahit istenecek bir adam. Gerilim ve korku içimde büyüyordu artık zamanı gelmişti senden de kurtulma zamanı gelmişti!

-Bu görüntüler bizim elimize çok önceden geçti fakat sen nasıl aldın anlayamadım bu dosyayı sana vermemiştim Evlat!

Bu nedemek şimdi bunu bile bile bu adamı nasıl tıkmazlar anlamıyorum bu sefer çok büyük oltaya düştüm hemde çok büyük !

-Karım bu video çalışma masasında görünce korkmuş başıma bela alacağım zannetmiş eşi dahi olsa bir suçu asla affetmez...
-Ya zorla evde tutuğun nolacak ?
-Haddini bil! Şuan ben izin verdiğim için karşımda oturup konuşabiliyorsun! Zor zamanlar geçiriyoruz anlamanız lazım Kudret Bey...
-Amirim Bu adam tam bir aşağılık bu kızı da alet ediyor oyunlarına bu şeytanın ben!
-Kendine gel! Bu dosya sana ait bir durum değil ayrıca işleyen belli kabul eden belli sana kendine geleni söylüyorum oğlum hey!

Genç adamı kimse durduramıyordu. Simsiyah gözleri kalın omuzların adeta tutanların canın acımasına sebeb oluyordu. Gerçekten mükemmel bir yüz hatlarına sahip olan ve beni kurtaracağını söyleyen adam şuanda öfke ve nefreti kusuyordu... O sırada kolumdan tutan Barlas beni sürüklercesine götürüyordu başıma gelecekleri bilmiyorum ve çok korkuyorum fakat bunu ona belli etmemeliyim. Hızla çıkıp arabaya soktu beni o kadar hızlı sürüyor ve o kadar çok direksiyonu sıkıyordu ki! Bütün siniri yeterince belli oluyordu. Uzun uzun sessizlik devam ediyordu ve o karanlık bakışlar o sert cümleler beni bekliyordu.

-Sana evden çıkarken ne dedim? Ha! Aptal
-Bana bağırma! o zaman bırak bırak gideyim neden anlamak istemiyorsun!
-İn aşağı! İn diyorum sana ! İnnn!

Boş bir araziye gelmiştik önümde hızlı hızlı yürürken beni nereye götürüyor anlamıyordum. Yavaş yavaş yaklaştıkça koca bir önümde beliriyordu napacaktım şimdi kaçmam lazım arkama bakmadan koşmam lazım...Veeee koşa!

-Burda yatanı merak etmiyor musun? Sana diyorum?

Arkamdan bağıran Barlasa baktığımda bana yeri gösteriyordu neyin peşindeyi ayaklarım ona doğru gitmesine izin vermiştim...
Tam konuşucağım zaman o saçlarının rüzgarlara karışmasıyla işaret parmağını dudağına götürdü:

-Şiş!  Sessiz ol ve o sesi dinle
-Barlas ne saçmalıyorsun?
-Burda ki annem Akel annem

Sanki o buz duruşunu bozmak istemezcesine duruyor gözleri kan canağı olmuş bana bakıyordu. Korkuyorum, korkuyorum....

-Senin gibi ihanet edenlerin sonu bu işte Akel bu ! Ama ben seni öldürmicem! Baba'nın kaderi oğluna geçmiyecek duydun mu beni duydun mu!
-Ne tür bir canisin sen ne tür hiç bir insan kötü doğmaz kötü olur derken sen koca bir canavar olmuşsun!
-Sen ne anlarsın da bana ders veriyorsun ne çabuk unuttun yaptıklarını ha! Senin benden bir farkın var mı ? Söylesene var mı? Ya da sus ben kendim gibi acı çeken yaralanan benim gibi hisseden kanayan biriyle karşılaşmayı beklerken senin bana duyduğun kine bir bak!
-Ne bekliyorsun benden senin gibi bir adam ne anlar Söylesene sevgi denen şeyin aşk denen şeyin tarifi bilebilir misin?
-Doğruyu bilen tabi sensin. O yüzden mi tecavüze sevdiğin adam uğratı o yüzden mi aşkın seni uyurken çekip gitti Söylesene o yüzden mi yattın o hastaneden bu kadar acıyı hangi aşk için çektin Akel cevap ver!

Söyledikleri beni benden etmiş yere yığılıp kalmıştım gözlerime hakim olamıyordum ve bağıra bağıra o acı hisleri yok etmeye çalışıyordum bağıra bağıra ağlıyordum tüm acımı yankılanan sesim de bırakıyordum. Barlas bi an yere oturup kolları arasına sardı beni böyle bir şefkat beklemiyordum ondan, birden feryatlarımı kestim...

-Neden ben Söylesene o zaman neden ben Allah'ın cezası niye ben!
-Bana bak gözlerimin içine bak !

İlk defa o gözlere bakıyordum bu kadar yakından hipnoz  edercesine bakıyordu bana...

-Akel sen benim varisimsin duydun mu? Bir tek bu Barlas Hanzanderi sen sıfıra çekebilirsin.
-Ben zaten yeterince yara almış bir insanken sende kendini umursayıp benden seni senle bırakmamı istiyorsun sen kimsin sen benim neyimsin, neyimsin ki ben kendimi parçalım senin içinde bir nebze his yokken birde benimle konuşuyorsun bu çok aptalca hakaretlerin bittiyse beni evime götür çok yorgunum artık sadece uyumak istiyorum.
-Sana artık diyecek tek sözüm yok geldiğin gibi git o halde Akel!

Arkamı dönmüş usul usul adımlarla yürüyordum beni böyle bir yerde bırakıp git demesi çok düşüncesizceydi fakat ona minnet etmiyecektim ona istediklerini vermiyecektim giderken hızlı adımlarla bana yaklaşan gölgeyi gördüm ve o an da belimi kavrayıp yüzümü avuç içlerine almış ve dudaklarına doğru çekti beni göğüsüm alev topu olmuştu avuç içerim terliyor elerini yüzümden çekmeye çalışırken hiç beklemediğim şeyi yaptı...