Hilal, başını genç adamın omzundan kaldırıp yüzüne baktı.
"Kalkalım mı artık?"
Leon başını salladı. Hilal doğrulup eşarbını düzeltirken ayağa kalkan Leon, elini ona uzattı. Hilal boşta kalan eliyle Leon'un elini sımsıkı tuttu, diğer elindeki kitabı göğsüne bastırdı.
Leon, genç kadını evin olduğu yöne değil, tam tersine doğru ilerletince Hilal duraksadı.
"Nereye gidiyoruz?"
"Bir vakitler şu bankta otururken değil öpmek, sarılmak, elini tutmama bile izin vermezdin"
Hilal gülümsedi.
"O vakitler öyle icabederdi.. de ne alakası var şimdi?"
"Şimdi de böyle icabediyor küçük hanım. Karımla el ele sokaklarda dolaşmak istiyorum"
Hilal gülümseyerek başını omzuna yatırdı, Leon'un yüzüne baktı.
"Öyle olsun bakalım"
Bir kaç adımda bir saçını düzelten Leon'un bu sürekli hareketlerini izledi Hilal. Genç adamın saçları öyle uzamıştı ki yerinde durmuyordu bir türlü. Hilal seviyordu bu saçları, yakışıyordu da genç adama. Lakin onlarla bu kadar uğraşması da çok eğlendiriyordu genç kadını. Takılmadan edemeyecekti. Genç adama biraz daha sokulup seslendi.
"Leon?"
"Hım?" dedi Leon kadına bakarak. Önüne düşen bir tutam saçı daha geriye itti.
Hilal'in eli Leon'un saçına uzandı.
"Örse miydik acaba? Eline, yüzüne dağılmazdı"
Leon, genç kadının neden bahsettiğini anlamaya çalıştığı bir kaç saniyede kaşlarını çatarken, Hilal gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı, elini adamın saçlarından çekip yürümeye devam ederken konuştu.
"Ya da toka falan mı taksak? Zorlanıyorsun böyle ikide bir elin saçında"
Genç adam, kadının saçlarıyla dalga geçtiğini anladığında tek kaşını kaldırdı. Hilal'in elini sıktı, sahte bir kızgınlıkla konuştu.
"Küçük hanım siz kocanızla dalga mı geçiyorsunuz?"
Hilal ciddi bir ifade takınmaya çalıştı.
"Yoo, ne münasebet. Hiç yapar mıyım ben öyle şey?"
Genç kadın ne kadar uğraşsa da sesindeki kahkahayı gizleyememişti. Leon görmesin diye yüzünü diğer tarafa döndü. Genç adam çenesinden tutup kendine bakmasını sağlarken gözleri parlıyordu.
"Bunu evimize gidince etraflıca konuşuruz küçük hanım"
Leon'un sesindeki tını Hilal'in başını döndürünce genç kadın başını sallamakla yetindi. Leon, genç kadını afallatmaktan memnun, gülümsedi.
Bir kaç metre sonra evlerine giden sokağa yönelen genç adamı çekiştirdi Hilal.
"Hilal, nereye gidiyoruz?"
Hilal gözlerini devirdi.
"Söyledim ya Leon, ablamla eniştem akşam yemeğine bekliyor bizi"
Leon ofladı.
"Evimize gitsek?" dedi omuzlarını düşürerek.
Hilal onun bu haline gülmeden edemedi.
"Hadi Leon! Hem kitabı onlara da göstermek istiyorum, ablam ne kadar sevinecek kimbilir"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sınırsız
FanfictionAy ışığı ve yıldızlar şahit oldu verdikleri sözlere. Kalpleri ve ruhları gibi bedenleri de bir olmuştu artık. Yeni bir ortak noktaları vardı. Leon Hilal'e, Hilal Leon'a asla doymayacaktı.