ONUNCU BÖLÜM♣️

57 60 7
                                    

İş çıkışının ardından Muhsin'i de okuldan alıp daha önce köye gitmeden uğramam gereken bir yer olduğunu hatırlayıp  imkanım yettiği kadar bana birkaç kıyafet aldık. Aslında gönlümde kardeşime de yeni kıyafetler almak vardı ama elimizdeki imkanlar şu an için buna yetiyordu. Bu kez kalbimde uçuşan kelebekler beynimdeki mantığın önüne geçmişti. Koşa koşa Neriman ile gitmek ve orada belki Kadir'i görerim umuduyla günü bitirmek bana sadece hayallerimin üçte birini tamamlayabilme umudu veriyordu. Aslında neyin içine girmiştim bilmiyordum. Kadir benden hoşlanıyor muydu şu an buna emin bile değildim. Bana vermiş olduğu kutunun içinde ne vardı onu bile bilmiyordum. Kadir'i arayıp" kutunun anahtarı nerede" diye sorabilmek için cesaretimi birkaç kere toplamam gerekti.Lakin bunun bile arkası gelmedi. Belki bu konuyu Neriman biliyordu, onunla da konuşmak istemiyordum. Sonuçta ben ilk defa böyle duygular yaşıyordum ve bu  konuları açmak beni uyandırıyordu.

Mağazada Muhsin ile birlikte yaptığımız alışverişimiz:

- Abla çok güzel oldun, demesiyle son buldu. Elimde iki poşet ile birlikte  yol boyunca Kair'i görsem nasıl davranırım ne yaparım gibi soru işaretleri karşısında Muhsin'in yanımdan uzaklaştığını fark etmemiştim. Nerimangilin evinin kapısına geldiğimde bir an kardeşimin yokluğunu hissettim. Telaşlı bir halde etrafıma bakarak:

- Muhsin! Muhsin! diye bağırdım.

Onu göremiyordum.Yine yanımdan kaybolmuştu. Bu yaptığı kaçıncı kayboluştu!.  Onu kaybetmenin verdigi heyecana daha fazla dayanamadım ve biraz ileride büyük parkın olduğu yere gittim. Muhsin'i orada biriyle konuşurken gördüm. İşte yanımdan ayrılıp birisiyle konuşmaya gitmişti.

- Muhsin ! diye bağırarak hızlıca parka doğru ilerledim. Bana doğru döndü ve:

- Abla, dedi geri kalan kelimeleri hatırlamıyordum çünkü Muhsin'in yanında beni heyecanlandıran birisi vardı.Onu görmek elimin ve ayağımın titremesine sebep olmuştu. Kadir ile birlikteydi. Kadir' in ne zamandan beri kardeşimin yanında olduğunu merak ediyordum.

- Merhaba, dedi .
- Merhaba, diyebildim.
-  Seslendim ama duymadınız.

  Bize seslenmişti, Muhsin onu duymuştu ama ben duymamıştım.Kardeşime anlamsız bir bakış attım. Elimi sımsıkı tuttu.

- Evet duymamışım. Biz de size gidiyorduk.
-Biliyorum söyledi Neriman, isterseniz birlikte gidelim.
- Olur,dedim .

Muhsin elimi sımsıkı tutarken ben de Kadir'in yanında yürüyordum. Onunla deniz kenarında yapamadığımız konuşmayı yapmak istiyordum ama bu cesareti kendimde bulamıyordum.Zaten Muhsin bir şeyler seziyor gibi  bana bakıyordu. Daha ilkokula giden bir  çocuğun  aşk konularında bir adım önde olması anlaşılması zor bir durumdu.

Evin önüne geldiğimizde kapıyı dedesi Abdullah Bey açtı.Onunla selamlaştıktan sonra salona geçtik.Evin dış kapısından ilk giriş bölümü salona aitti. Salondan yanlara açılan dört kapısı vardı.Kendine has bu küçük eve geldiğimde mutlu oluyordum. Fakat  Neriman evde yoktu.Babaannesi bizi karşıladı. Kadir'in Neriman'ı sorması ile birlikte ninesi :

-Neriman'ın acil bir işi çıktı gelecek, dedi.

Nereye gitmişti onu bile bilmiyorlardı.Bir süre evin içinde oturduktan sonra ninenin bize hazırlamış olduğu çay ve börekleri yemeye başladık. Muhsin ninenin elinden böreği çok sevmişti ve bayıla bayıla yiyordu. Kadir karşımdaki koltukta  oturmuş bir yandan yavaş yavaş çayını yudumlarken önünde duran böreğin bir tanesini Muhsin'e ikram etti.

- Sen bunu çok beğendin delikanlı. Afiyet olsun, dedi.

Müdahale etmek istedim ama Kadir'in bana bakarak bakışlarıyla konuşması  sözlerimi başlamadan bitirmeme sebep oldu. Evin içinde Abdullah dedenin camiye gitmesi ile birlikte dört kişi kalmıştık.Arada ninenin mutfağa gidip gelmesi ile birlikte Kadir'le başbaşa kalıyorduk. Daha önce bu evde kalmıştım ama onu hiç görmemiştim. Şu an evden çıkmak istemiyordum fakat Neriman'ın sesi ile ayağa kalktım:

- Hacer çabuk gel, dışarıda bekliyorum, dedi.

Hızlıca dışarıya çıktım ve Neriman'ın elinde bir defter olduğunu gördüm.  Defteri hızlıca karıştırıp bana bakarak gülümsüyordu. Yanına vardım ve:

- Bu nedir Neriman, dedim.
- Bu benim günlüğüm Hacer. Küçüklükten beri yazarım.Bunu arıyordum kaç gündür.Neler yazmışım bir okusana.

Beni elimden tutup bahçeye bakan merdivenlerinin bir köşesine oturttu:

- Bak bak burada ağabeyimle bisiklet sürüşümüzü  anlatıyor. Şuraya baksana ilk çorba yapışımı anlatmışım. Ne kadar da güzel değil mi?

Neriman günlüğünde yazanlar hakkında konuşmaya devam ederken benim aklım bir süre abisi ile birlikte  yaptıkları etkinliklere gidiyordu.Onun hakkında bilgi edinmeye çalışıyordum. Salonda oturan Muhsin ile Kadir'in konuşmalarını da bir yandan duymaya çalışıyordum. Neriman  elindeki defteri bana uzatarak :

- Bunu okumanı istiyorum Hacer, dedi.

Şaşırmıştım:

- Nasıl? Senin günlüğün bu.
-Bu benim günlüğüm ama içinde benden bir parça bulacaksın.

Anlamadım der gibi baktım. Neriman göz ucuyla Muhsin ile birlikte oturan Kadir'i işaret etti.Ne demek istediğini şimdi farketmiştim. Neriman, Kadir'i tanımamı istiyordu.

SADECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin