ON ALTINCI BÖLÜM♣️

36 34 5
                                    

Muhsin, elimi sıkıca tutmuş yanımızda duran beyaz renkteki araca, yüzüne damlayan kar tanelerini silerek bakıyordu. Aracın içinden beklemediğim birinin çıkması beni iki duyguyu birden yaşamama sebep etti .Korku ve heyecan biraradaydı. Araçtan inen Kadir 'di.

- Araca binin, dedi .
- Neden ? Diye sordum .

Bakışlarının arasında biraz olsun şefkat ve sevgi ararken aksine yüz ifadesi sert ve anlamsızdı. Cevabını vermeden aracına bindi ve kapıyı kapattı:

- Abla, üşüyorum. Binelim .diyen Muhsin' e :
- Tamam .diyerek yol boyunca konuşmayan Kadir'in bizi nereye götürdüğünü öğrenmeye çalıştık. Kardeşim bana bakıyordu ama merakla da olsa :

- Abi, nereye gidiyoruz, diye sordu.
- Anlatıcam Muhsin .
Ona bakarak gülümsedi. Kardeşimi sevdiğini biliyordum. Benimle de konuşmuyordu uzun zamandır.
- Deden nasıl oldu ?

Arka koltuktan ona bakarken dikiz aynasından beni yakaladı :
- Iyi. Diyen sert ve biraz kızmış hali beni kabuğuma çekilmeye itti .

Yol boyunca caddelere kristal tanesi gibi dökülen karı izledim. Ağaçlara konarak onlara "bizde doğa harikasıyız" der gibi iz bırakmaları beni kendilerine hayran bırakıyordu. Yüreğim bir yandan Kadir için atarken diğer yandan Neriman' a buluşma yerine geleceğimiz konusunda söz vermiştim . Şimdi Kadir'in elinden nasıl kurtulacaktım. Ya da Neriman' a geç gelebilirim diye nasıl haber edecektim. Dayım bizi merak edecekti. Yengem, oğlu geldiği için bizim evden kaçtığımızı düşünecekti. Kuzenimin eşi bizim dayımlarla birlikte yaşadığımızı bilmiyordu? Bütün sorular kafamda dönerken acı bir öksürük sesiyle irkildim .Muhsin öksürüyordu yine:

- Muhsin, sana nane limon yapmalıydım.
- Istemez abla.
- Merak etme , ninem Muhsin için bir şeyler hazırlar .

Nine mı demeye kalmadan araç Kadirgilin evin önünde durdu.Aşağıya inip kapımızı açtı . Ben önce indim ve arkamdan Muhsin'i kucağına aldı. Hızla eve doğru geçti . Kardeşime göstermiş olduğu ilgi beni mest ediyordu.

- Gelmeyecek misin ?
Bana bakan gözlerine yakalandıktan sonra kafamı sallayarak eve girdim .Aslında dayımın evi ile Kadirlerin evi yakındı ama bana araçta uzun gibi gelmişti. Galiba kendimle kalıp hayallere dalmak için fırsat arıyordum .

Evde kimse yoktu. Muhsin'i koltuğa bıraktı ve mutfağa geçti:

- Evde kimse yok .
- Ben çıkmadan burdalardı.
- Hastalandılar mı yoksa .
- Merak etme. Bir şey olsa haberim olurdu.

Mutfağa yanına gittim. Cezvenin içine koyduğu suya biraz kuru nane birazda limon doğrayıp kaynamaya bıraktı . Onu hayranlıkla izlerken kapı sesi duyuldu.

- Gelmiş mi ?
- Evet.
- Anlatacak mıyız?
- Bekle. Evde birileri var galiba.

Konuşulanları ikimizde net duyuyorduk .Kapıyı Muhsin açtı ve dede ile sarıldılar . Yorgun sesiyle:

- Ablan da geldi mı? Diye sordu .
- Geldim dede.

Elini öpmeye çalışırken bana sarıldı. Nineye doğru geçtiğimde:
- Iyi ki geldin. Dedi kulağıma.

Şaşırmıştım . Dedenin bu sözlerini nineye sormak isterken Kadir mutfaktan çıktı:

- Nerden geliyorsunuz?

Ikisi birbirine bakarak kanepeye yavaş yavaş oturdular.

- Neriman' ın yanından. Diye cevap veren nineye bakarken ağzımın açık kaldığını ve Kadir'in yumruğunu sıkıp dişlerinin arasında dilini nasıl ezdiğini seyrederken kapı bir daha çaldı.

Bu kez gelen tahmin etmek istemedigim biri olabilirdi .

SADECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin