OTUZ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

21 8 0
                                    

Aracın penceresinden bana el sallarken gözüm bir yandan bizden uzaklaşan Neriman ve Kamil'i gözlüyordu. Kadir'in gidişinden sonra Muhsin'in elinden tutup otogara girmek için başka kapıya yöneldim.

- Nereye abla? Burdan girelim.
- ne gerek var ikisi de aynı. Şu kapıdan girelim.
- Ama .. derken arkasını döndüğünde birbirlerine sarilan ikiliyi gördü. Onu bu ana şahit etmek istemedigim her halimden belliyken kolumu çekiştirip:

- Abla bak bak. Ordaki Neriman abla degil mi? Kime sarılıyor acaba.

Kamil'in yüzünü gorememisti neyseki.

- Bilmiyorum kardeşim. Hadi gidelim.
- Yoksa sen biliyor musun abla ? Durmuştu ve bana bakıyordu:
- Neyi?
- Neriman ablanın bir sevgilisi olduğunu.
- Nerden bilecegim Muhsin. Bende senin gibi yeni gördüm. Bizi görünce utanmasın diye bu kapıdan geçmemiz en iyisi olacak.

Muhsin'in kafası arkada onlara bakarak yürürken beni de bir korku almıştı. Neriman'ın yine şahit olmak istemedigim gizli işlerine bulaşmıştım. Bunu Kadir'e nasıl söylerdim. Ķöy otobüsüne binip koltuklara yerlestikten sonra Kamil'de otobüse bindi. Onunla gozgoze gelmemek için pencere kenarında oturan Muhsin'e bakıyordum.

- Merhaba. Diye başımızda dikilmesi ise en beklemedigim andı.
- Merhaba Kamil abi, dedi Muhsin.
- Merhaba. Diye istemsizce cevap verdigimi belli etmek ister gibi sesimi tiz çıkardım.

Arka sıramızdaki koltuga oturdu. Huzursuzdum. Yanimda eve gittigi icin mutluluktan saatleri sayan kardeşimi göremiyordum.

Köy otobüsü ile yolculuğumuz 1 buçuk saati bulmuştu. Yolun kenarında inip valizlerimizi almaya çalışırken ordan babamın sesini duyduk.

- Ben alırım. Hangisi gösterin diyordu bize.
Koşarak babama sarıldık. Yanımızdan Kamil'in geçmesiyle babaminda yüzü asıldı. Daha öncesi durumları biliyor kendini mahcup hissediyordu ona karşı. Muhsin 'in elinden tutup sokaga girdik. Bizi biraz bekletip fırına uğradı ve sıcak ekmek aldı.
- Nasil gecti yolculuk anlatın.
- Guzeldi baba. Çok acıktım ama.
- Bende baba.
- Anneniz hazırlıyordu kahvaltıyı. Hemen yeriz.

Avluya girdigimizde etrafimizda yemlenen tavuklari görünce Muhsin koşarak birini yakalamaya çalıştı.
- Gelmez onlar sana oğlum.
- Bir tane yakalayıp kucağıma versene baba. Derken annem kapıyı açtı. Bu kez ben koşarak ona sarildim.
- Hoşgeldin kuzum, dedi. Orada oylece kalıp zamansizca uyumak isterken Muhsin'in kucağına aldigi tavuğun sesiyle ona dogru koşan horozun gelmesiyle eve kaçması bir oldu. Hep birlikte buna gülerken ahırda bağıran Çizgili' nin sesini duymak bile güzeldi. Evimi özlemiştim.

SADECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin