Kardeşime sarılıp uyumak beni rahatlatıyordu.
- Yarin gidiyorsun abla, dediğinde cevap bile verememisken bana dogru döndü.
- Beni düşünme. Her şey icin teşekkür ederim. Sen olmasan buralarda zor kalırdım. Iyi ki varsin ablacım.Ağlıyordum. Muhsin'im bana sarılmış, içindeki gözyaşlarını tutuyordu. Bunu biliyordum.
- Sende iyi ki varsın canım kardeşim. Cok çalış ve derslerini başarıyla geç. Sen yüksek yerlere geldiginde ben cok mutlu olacağım.
Konuşmanin devami gelmesin diye uyuyormuş gibi yaptım. Ama uyumamış güneşin doğuşuna şahit olmuştum.
Hep birlikte kahvalti yapıp vedalasma zamani geldiginde gözlerimdeki yaşlara engel olmak istememiş gibi uzun uzun ağladım. Sonunda babam dayanamayip:
- haftasonu gelir Muhsin yanımıza. Yeter aglama artık , dedi.
Onu arkamda gözü yaşlı bırakıp otobus terminaline dogru yol aldık.
Bizi sevinçle karşılayan annem bir yana , her gun Muhsin' i ziyarete giden Kadir' de gönlümde kocaman bir yer edinmişti. Muhsin yurda alışmış arkadaşı Rahmi ile güzel vakit geçirdiğini söyledikçe ailecek sevinir olmuştuk. Ev islerinde anneme is birakmamak icin sabah erken kalkip sobaya odun atmalarim, kahvalti sofrasini hızlıca hazirlamalarim tamamen kafamdaki soru isaretlerinin bir süreliğine kaybolmasina sebep oluyordu.
Babam havalar duzelmeye baslar baslamaz tarla işlerine gitmeye hazırlanırken bende Neriman ve ailesinin gelmesi konusunda heyecanlaniyordum.
Sonunda geldiler ve Kadir karşımda elinde bir buket çiçekle duruyordu. Muhsin arabadan inmiş kosa kosa babama gelmiş ona sarılmıştı. Okulunda yaşadıklarını anlatirken mutluydu. Neriman kolumdan tutup beni uyandirasiya kadar mutfaga ne zaman geldigimi hatirlamaz olmuştum. Herkes mutluydu. Tek sorun havanin soguk olmasıydı.
- Cok heyecanliyim Hacer. Abim cok mutlu.
- Bende öyle.Kahveleri ikram ettikten sonra dedesi konuşmaya girdi ve :
- Allah tamamına erdirsin ". Sözünün ardindam el öpme merasimi başladı. Köyden komşularımız gelmişti ve küçük evimiz kalabalik misafirlerle tıklım tıklım olmuştu.
Arabaya binmeden kisa bir anda olsa yanima gelip:
- Yine gelecegim. Diyen Kadir' e gülen gözlerle baktiktan sonra akşamın karanlığı köyümüzün üstüne çökmüştü. Mutfakta bir o yana bir bu yana koşturan Muhsin, babamin elindeki çay bardağına çarpip butun çayı halının üzerine döktükten sonra bir köşede oturmaya başladi.
Annem onun yanına gidip:
- Bir şey olmaz, temizleriz olur biter. Dese de Muhsin için bu sözlerin faydasi olmadi. Haftasonunu yanımızda gecirmek icin gelmişti ve cok mutluydu. Simdi yüzünden düşen bin parçaydı.
- Ne oldu sana?
Dedigimde yatagima uzanmış ona bakiyordum.
Kapinin önünden yanima yaklaşıp:- Sen şimdi evleneceksin degil mi abla?
- Evet Muhsin.
- Şehre mi geleceksin. Benim yanima.
- Evet.
- Beni alacak misin?Yüzünü eğmişti. Bunu sorarken çekinmişti.
- Tabiki alacagiz. Hem bunu benden önce Kadir abin söyledi. Ilk şartım Muhsin' i yanımıza almak. Yoksa seni almam dedi. Artik seni nasıl sevdiyse.
Mutlu olmuştu. Belli ki yurtta ne kadar mutluyum rolü yapsa da gerçegi başkaydı.