Babam inegimiz Çizgili' yi süt dağıtmaya götürdüğünde bende hızlıca sobanın yanına kıvrıldım. Lapa lapa yağan karı seyretmek çok güzeldi ama soğukta kalıp hasta olmak kötüydü. Annem elinde birkaç parça odunla geldi . Sobanın ağzını açıp içine odun attı. Yüzü gün geçtikçe soluyordu. Görüyordum. Çok hastaydı. Geçen kıştan bu yana iyileşmek yerine kötüye gidiyordu durumu .Ona ev işlerinde yardım ediyordum .
- Bırak artık anne, dinlenmelisin . Dememe rağmen beni dinlemiyordu.
- Ben oturmaya alışkın değilim . Hele ki önüme hazır konan yemeğe . Benim elimin değmesi lazım kızım. Diyerek beni hoşnut etmek için çabalıyordu.Odunun ateşiyle içerisi fırın gibi olmuştu. Mutfağa gidip anneme ilaçlarını getirdim .Artık bunlarında faydası olmuyordu .Kalbi gün geçtikçe ilerliyordu. Doktor bize " yediklerine dikkat etsin, kendini yormasın " demesine rağmen onu dinleyen kimse yoktu . Haplarını yutmasını seyrettim . On altı yaşında gelin olarak gelmiş, iki çocuk doğurmuş, ömrünü eşine ve çocuklarına adayan bir kadın. Yaşadığı zorlukları ve çileleri bizden hep saklayan kadın . Son yıllarda kalbinde duyduğu rahatsızlığı " aman geçer " diye diye geçiştiren, bahçede bayılan, doktorun " uzun zamandır kalp sıkıntın varmış, hiç mı hissetmedin " demesiyle:
- nasip" diyen kadın. Simdi gözümün önünde erimesine dayanamadım.Mutfağa hızla geçip gözyaşlarımı sildim . Kapının çalması ve annemin kalkması aynı anda oldu .
- Merhaba Asiye abla.
- Hoşgeldiniz.
- Hacer, burada mı?Mutfaktan çıkıp karşımda Neriman' ı görünce gülümsedim . Ona ihtiyacım vardı gerçekten.
- Hoşgeldin Neriman .
Sımsıkı sarıldık. Annem arkadan gelen nine ve dedeyi karşılamaya geçti.
- Artık vakti gelmişti Hacer .Bizi sürekli sıkıştırdı.
Gülümsedim . Misafirlerimizi içeriye davet ettik. Araçtan inince üşümüş olmalılardı.
- Nasılsın kızım? Diyen nineye :
- iyiyim nine , siz nasılsınız?
- Biz mutluyuz kızım.
- Bende , diyerek kısık sesle konuştum.Annem onlarla konuşurken bizde mutfakta Neriman ile başbaşa kaldık.
- Hani gelmemiş?
- Önce biz geldik .Duruma göre abim de gelecek .Muhsin de onunla gelecek merak etme .Kardeşim Muhsin . En kıymetlim. Onu şehirde tek başına bırakmak beni çok üzdü. Ne hayallerimiz vardı oysaki . Neyseki yalnız değildi. Neriman vardı, onun ailesi vardı . Kadir vardı. Bana kapıda el sallarken gözünden akan yaşları bile görmüyordu. Muhsin aklıma gelince duygulandım.
- Hacer ! Ağlama. Muhsin, okuyup meslek sahibi olunca seni daha iyi anlayacak . Hem annen de hasta . Sana burda daha çok ihtiyaç vardı .
- Bilmiyorum. Aklım hep onda .
Pencereden babamın Çizgili' yi getirdiğini duyunca annemi çağırdım.- Anne, babam izin verir di mi?
- Konuşuruz kızım, dedi ve kapıya çıktı. Neriman içeriye dedesi ve ninesinin yanına geçti . Ben ise babamla konuşan annemi izliyordum . Babamın yüzünde oluşan belirsiz ifadeler beni korkutuyordu . Neriman' ın başına gelenleri dayım yüzünden öğrenmişti. Onlara karşı bir tavrı vardı . Nasıl karşılayacaktı bilmiyordum.Kapıdan içeriye girip misafirlerimizle selâmlaştı. Ellerim tireye titreye çaylarını ikram ederken babam benimle konuşuyordu:
- Hacer, kardeşi için şehre gitmişti. Annesinin hastalığından dolayı tekrar köye döndü. Evde bize çok yardımcı oluyor. Sizlerde bilirsiniz , kızınız sizin her şeyinizdir .
- Öyle tabi, diye söze devam eden dede oldu .
- Evlatlarımız bizim için çok kıymetli. Bir yaştan sonra onların muruvvetlerini görmekte anne babanın hakkı di mi? Hacer kızımızı tanıdık ve sevdik . Oğlum ve gelinimi kazada kaybettik .Iki torunum bizim her şeyimiz oldu . Neriman ' ın abisi Kadir, evimizin direği. Artık onunda evlenip yuva kurması arzumuz için kapınıza geldik . Uygun görürseniz oğlumuzla birlikte gelelim.Babamın başını yere eğip sessiz kalması beni iyice tedirgin etti .
- Torununuzla geldiğinizde son kararı vermiş oluruz , demesiyle evdeki herkesin yüzü güldü. Annemde gülüyordu. Beni gelinlikle gorme arzusu gerçek olacaktı.
Artık vakit Kadir' in gelmesi ile başlayacaktı.