Geliyordu. Onu oyle cok ozluyordum ki Şimdi sırtında okul çantası ile bana dogru koşuyordu. Nasil da sarılmıştı ablasına.
- Abla hoş geldin.
- Hoş bulduk ablam.
- Bir sey mi oldu yoksa anneme.Korku, gözlerine yansımıştı. Ona olanlari bir çırpıda anlatirken telefon sesiyle babamin bizi hastanede bekledigini ogrendik. Beraber hastaneye gidip dedenin odasinin kapisinda beklemeye başladık. Kadir de gelmişti o sırada.
Neriman babaannesini bırakıp gelememişti hastaneye. Geç saatlere kadar hastanede kaldık.
Muhsin pansiyona gitmek istemedi ve bizimle kaldı. Akşam geç vakitte Kadir babamla birlikte bizi kendi evlerine getirdi. Babaanne çok kötü durumdaydi. Hastaneye gidip eşini görmek istiyordu .
- Tamam babaanne, sabah ilk işimiz dedemi görmeye gitmek olacak . Hadi biraz bu hapi içte uyu, diyen Neriman'a bende destek oldum ve babaanneyi uyumasi icin ikna ettik. Ikimiz bir odada kalmıştık. Kadir babamı dayimlara birakmak icin gitmisti. Muhsin yorgun düşüp uyumustu . Sadece ikimiz vardik. Aglamaya başladı:
- Tam her şey yoluna girdi derken simdi de dedem canıyla uğraşıyor. Biz neden mutlu olamiyoruz Hacer?
- Olacaksiniz Neriman. Uzme kendini. Abdullah dedede iyileşip gelecek. Düğün yapacagiz daha. Sonra seni evlendirecegiz.
- Mutlu bir olayimiz var derken bunlar geldi başımıza. Zaten ben evlenmem boyle olursa.
- Nasil?
- Yalniz birakamam onlari . Cok uzdum hepsini. Benik yuzumden cok uzulduler. Simdi onlari birakip gidemem .- Evlenince gitmis olmuyorsun Neriman. Sende yuva kuruyorsun. Bak ben abinle evlenince bende bu eve gelicem. Onlar yalnız kalmayacak.
- Iyi ki varsin Hacer. Iyi ki abim seni sevmiş.
- Sende iyi ki varsin .
Beraber uyumadan anilarimizdan bahsettik. Kadir evee gelip direk odasina geçmişti. Sabah erkenden hastaneye gidecektik. Gun bizim icin uzun olacakti .
- Abla, abla, diyen Muhsin' in sesiyle uyandim.
- Telefonun çalıyor.Annem arıyor.
- Aç telefonu Muhsin.Telefonu açtı.
- Anne, evet ablam yanimda. Babam burda degil. Bilmiyorum ablama veriyorum...
- Alo, anne. Iyi misin?
- iyiyim kizim . Durumlar nasil?
- Dede hastanede anne. Bizde birazdan hastaneye gidecegiz.
- Tamam kızım, bende Çizgili ' ye bakmaya gidiyorum
- Anne!
- ne oldu kızım? Ha korkma dikkat ederim .
Dedi ve telefonu kapatti. Aklim ondaydi. Kendini yormamasi gerekiyordu. Hastaneden yeni çıkmıştı.
Kapıyı tiklatti birisi. Ardindaki Kadir'di.- Günaydın. Ben hastaneye gidiyorum.
- biz ? Biz de gidecegiz, dedi Neriman.Ne zaman uyanmıştı bilmiyordum. Onun sesini duyunca şaşırdım birden.
- Sizide almaya gelirim hazir oldugunuzda.
- Olmaz, bekle bende gelicem dedi.
Hizlica hazirlanmaya başlarken bende Kadir'e bakiyordum:
- Uyumadin mi hiç?
- Hayir. Sen babaannemin yanında kalirsin olur mu?
- Kalirim ben merak etme.Onlar gitti ve biz başbaşa kaldik. Agzina bir lokma ekmek sokmayan neneye Muhsin zorda olsa bir seyler yedirdi. Onun yanimda olmasi bana güç veriyordu. Birlikte çıkmıştık bu yola. O okuyacak kocaman adam olacakti. Aksam vakti Kadir bize sevindirici bir haberle geldi. Gözünü açmıştı dede. Herkes mutluydu. Özellikle nine hemen hastaneye gidip onu gormek istiyordu. Hep beraber hastaneye gittigimizde dayim ve babamda oradaydi. Dedenin agzindan:
- Iyiyim , sozunu duyduktan sonra otobuste başbaşa köyümüze dönüyorduk.Kadir bizi köye getirmeyi cok istemisti ama babam onun sehirde ailesinin yaninda kalmasinin uygun olacagini soyledigi icin bizi anca otogara birakabilmisti. Muhsin okul kapisindan bize el sallarken , dedeyi eve çıkarmışlardi. Yururken yanında kol degnekleri ile beraber destek alacakti .zorlu gecen birkaç günün ardından otobus camına kafami dayayip sira sira gecen agaçlari sayıyordum. Bir ağaç, iki ağaç, üç ağaç. Oylece uyudugumu köye girdigimizde babamin :
- Hacer kalk geldik , demesiyle anladim. Ikimizde yorgunduk ve havada kararmıştı. Elimizde çantayla evin bahcesine girmeden bize seslenen Fatma abla oldu:
- Geçmiş olsun komşu.
- Sagolun komşu.
- Nasil şimdi dünürler.
- Iyiler, toparlayacaklar yakinda .
- Hacer, bak kizimda geldi yanima . Bir ara gel de arkadaşını gör.
- Gozunaydin Fatma abla. Gelirim musait bir zamanda.Konusma kisa gecmisti ama Elif' in köye geldigini duymak bana iyi gelmemisti. Gecen sene düğünü olmustu. Düğününe gelememistim Muhsin okuyordu ve ben çalışıyordum. Annemle bana haber salmıştı:
- Hacer, benim yakın arkadaşımdı. Düğünüme gelmedi ona kırıldım söyleyesin teyze.
Bende bunun üstüne bir daha Elif'i görmemiştim. Simdi gelmişti annesinin yanina. Görmek içinde hevesli degildim.
Evin kapısını bize acan annemle birlikte yüzüm neselendi ve ona sımsıkı sarildim . Burnuma kokusu gelen yemek muhteşemdi. Iste tum sıkıntıların ilaci buydu . Anne yemeği..