Arabaya bindiğimizde hala gıkım çıkmıyordu. Yaptığım tek şey kafamı cama gömüp dışarı izlemek oldu.Arabayı tahir sürecekti, Tahir arabayı yavaşça çalıştırdı, ve hareket etmeye başladık. Biz yol aldıkça ve ben Karadeniz'in her santimetre karesine baktığımda buraya dahada hayran kalıyordum, kokusu gibi burasıda cennet gibiydi.O beni farketmesede ben Tahirin bakışlarını dikiz aynasında farkediyordum, ve istemsizce bu hoşuma gidiyordu, kendi dikkatimi dağıtmaya çalışarak, dışarıya odaklanmaya çalıştım. Birsüre böyle sessizlik oldu, ama sessizliği Asiye abla bozdu.
A:Tahir.
T:Efendum Yenge.
A:Yengem, akşama misafir gelecek haberun olsun.
T:Kim gelecek?
A:Dağdevirenler yengem.Nefes guzum seninde haberin olsun onlar geldiklerinde yabancılık çekipte bunlar kim diyerek utanma. Dağdevirenler bu kız kimdir? diye sormazlar, sanmiyrım, derlersede bizden birisi deruz.
N:Asiye abla ben size yine yük oluyorum başka biryerde kalim bırakın.
A:Oy nenem! Burda gosgoca kaleli konağu dururken sen nereye kalacasun?!
N:Asiye abla, ben rahatsızlık vermeyim siz-
Sözümü tahir kesti;
T:Bi dakka, bi dakka. Sizin bana anlatmaduğunuz bişeylermi var?
A:He yengem, konağa gidelum, hepsunu anlatacum.
N:Asiye abla-
A:Nefees, riv riv de riv riv! Darlandum da darlandum!
Oflayıp, yine kafamı cama gömdüğüm sırada, telefonum çaldı. Arayan babamdı, açmak istemiyordum ama yoldada birçok kez aramıştı en sonunda dayanamayıp açtım;
N:Ne var? Ne istiyorsun?!
Ben konuşmaya başlayınca dikiz aynasında tahir bana şaşkın şaşkın bakıyordu, asiye abla ise hemen yanımda olduğundan aniden kafasını bana çevirdi.
B:Nerdesin sen?Niye açmıyorsun telefonlarımı?!
N:Beni bulamiyacağın biryerdeyim.
B:Seni bulamayacağım yerden çıkıp hemen buraya geliyorsun!
N:Asla, ölsemde gelmem!
B:Geleceksin!
N:Gelmicem dedim, o cehenneme birdaha asla geri dönmicem!
diyip yüzüne kapattım, gözlerimden birkaç damla yaş süzüldü, beni asla rahat bırakmayacak korkusu vardı içimde, asla huzur vermeyecek korkusu.Birden nefes alıp , verişlerim hızlandı. Gözlerim puslandı, Asiye abla ve tahir seslendi ama sesleri çok boğuk geliyordu, en son hatırladığım asiye ablanın gözyaşlarımı silmesi ve tahirin o masum ''Gitme!'' dermişçesine bakışlarıydı. Sonrasında aniden asiye ablanın kucağına bayıldım.
*
*
*
*
*
Gözlerimi yavaş yavaş açıyordum, burası hiç tanıdık biryer değildi, belliki burası bir odayı.Aniden doğruldum hiçbirşey hatırlamıyordum sadece, asiye ablanın bana Dağdevirenler hakkında verdiği öğütleri hatırlıyordum.Etrafa bakındım, burası çok temiz biyerdi, ayağa kalktım , odayı kaşfetmeye başladım, muhtemelen burası kaleli konaktı. Pencereye doğru yönelip, pencereyi açtım Karadeniz'in kokusunu ciğerlerime kadar çektim, veişte gerçelk huzur buydu. Aniden kapının açılmasıyla irkilip arkamı döndüm. Gelen asiye ablaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdamısın Sen?
RandomTenim törpülenmiş gibi hissiz, ama teninin yumuşaklığı hafızamda. Kokun az önce yastığından başını kaldırmışçasına taze burnumda. Ve tadı dilimin ucunda dudaklarının, ne yesem, ne içsem, ne çeksem geçmiyor. Unutulmaktan korkar gibi saklanmış. Yutkun...