Tenim törpülenmiş gibi hissiz, ama teninin yumuşaklığı hafızamda. Kokun az önce yastığından başını kaldırmışçasına taze burnumda. Ve tadı dilimin ucunda dudaklarının, ne yesem, ne içsem, ne çeksem geçmiyor. Unutulmaktan korkar gibi saklanmış. Yutkun...
''Ya senin sesini si- neyse'' alarmımı kapatıp yataktan kalktım, bugün okul başlıyordu içimde gıram bir sevinç varsa namertim, kendimi direk banyoya atıp duş aldım. Duş aldıktan sonra çıkıp üstümü giyindim;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçımı düzleştirdim. Ve çantamı alıp aşağı indim. Tahir çoktan hazırdı, onu gördüğümde ağzımdan istemsizce "Oha" sözcüğü çıktı, şimdi ben bu taşlamı okula gidicektim, pardon kaya dicektim, ağzımın suyu akarken birden kendimi toparladım ve ağzımın suyunu elimin tersiyle sildim. Tahir beni baştan aşağı süzdü ve kaşlarını çattı. "Böylemi geliceksin sen?" "Eveet" "Gelemezsin" "Pardon, sana soran olmadı" "Nefees, beni dellendirme, git üstüne birşeyler geçir" "Ben zaten giydim birşeyler tahir!" "Bu giyinmiş halinmi?" "Eveet" "Nefes!" Diye bağırdı aniden, "Cırlama hemen, ben böyle gelicem ister kabul et, ister etme!" Sonra gidip divana oturdum. Tahire göz ucuyla baktım, öfkeden deliriyordu. Biraz bekledik, asiye abla zaten çoktan kahvaltıyı hazırlamıştı yangazlarda gelince masaya oturup birşeyler atıştırdık, sonrasında kalkıp okula doğru yol aldık, tek araba gidiyorduk, oda Tahirin arabasıydı, arkaya Tahire trip attığım için muratla oturdum, önede yangaz fatih geçti, pislik onu bana karışmadan önce düşünecekti, ben muratla her konuştuğumda deli deli bakışları artıyordu. Sonunda okula geldik, arabadan indik. Ve okulun girişine yürüyüp durduk, tahir arabayı park etmeye gitti, biz onu kenarda beklerken gelen geçen kim varsa bize bakıyordu, bende onlara ne var? Anlamında kafa sallayınca önlerine geri dönüyorlardı, en son dayanamayıp "Murat, bu angutlar neye bakıyor karşim?" "Valla, karşim biz kalelilyiz bırak bir zahmet baksınlar" diyip sırıttı, fatih ve bende sırıttık sonra uzaktan gelen Tahiri gördüm, önden ben arkadan yangazlar tahirin yanına geldik, arkadan cendy shop çaldığını düşün çok havalıydık beea. Zaten bakıyorlardı, ben tahire doğru yönelince daha çok bakmaya başladılar. Tahirin yanında durdum etrafa göz gezdirerek "Bizimle dolaşacaksın" dedi "Niye ya!" "Kızım seni bu kıyafetle bırakacağımımı sanıyon?!" "Eveet" dedim dalga geçen bir ses tonuyla, "Pesupanallah"dedi tahir kafa sallayıp gülerek. Sonra biz tahirle önde yangazlar arkada havalı havalı okula girdik.Tahir nereye ayak bassa, herkez geri çekiliyordu, bu ne ya sanki başbakan gelmiş aq dedim içimden (Havalı çıcık Tahir Kaleli isjfdjgjdg). Sonra okula girdik, bir üst kata çıkıp sınıfa geçtik, en arka sıra birde bir öndeki sıra boştu, oralar harici heryer doluydu. "Tahir kapıdan girer girmez yangazların arkasında iki çocuk daha belirdi, (iç ses: Çete gibi dolaşıyoruz bu ne aq fnfdjg), kızlar bizi görünce kendi aralarında bize bakarak fısıldaşmaya başladılar. Ben hemen en köşedeki en arka sıraya ilerleyip oturdum, sonra tahir yanıma gelip oturdu, "Ne yapıyorsun sen ya, git başka yere otur be! Allahın muşmula suratlı angutu!" (İç ses: Çarpılıcan kızım sussana djfjsj) diyip tahiri ittirdim,ama milim kıpırdadımı tabiiki hayır "Af buyuur, burası benim sıram" "Öylemi, bende muratla otururum o zaman!" Diyip ayağa kalkacakken, tahir bileğimden tutup beni geri oturttu. "Hani git başka yere otur diyordun!" "Yoo, ben burası benim sıram dedim, git başka yere otur demedimki" gözümü devirip, sıraya başımı koydum. Hiç farketmemiştim, sınıfa hoca gelmişti, hocanın bağırışıyla değilde, tahirinin kalemin ucuyla beni dürttüğü ve onun bana verdiği acıyla sıçrayarak uyandım "Aaağh! Allahın piskopat sadisti kalemin ucuyla dürtülürmü, omzumu deldin salak!" Tahir bana sırıtarak bakıyordu, muratla fatih arkası dönük bana daha doğrusu hoca dahil herkez bana gülerek bakıyordu, bende durumu toparlamak için, "Şeyy, yani şu salak beni kalemin ucuyla dürtünce şey oldu, bende o yüzden şey dedim" murat fısıldayarak "Karşim hiç boşuna toparlayamazsın, yerin dibine girdin artık, ben bile çıkartamam" diyip sırıttı, doğru tabiikide toparlayamamıştım, hoca kendini toparlayıp "Kalk kızım" dedi, ayağa kalktım, "Bize biraz kendinden bahset" "İsmim Nefes, soyadımın bir önemi yok bukadarını bilseniz yeterli" diyip oturdum, bizim hizamızda diğer köşede oturan bir kız gurubu vardı, onlar beni dikkatlice dinledikten sonra, kendi aralarında fısıldaşmaya başladılar, kesin birşeyler çıkacaktı ordan o kesindi. Ben dersi dinleyip kafamı yine sıraya gömdüm, tahirde ben kafamı koyduktan sonra, koymuşki tenefüste uyandığımda, tahirle burun burunaydık, nefesimiz karışıyordu, öyle masum ve güzel uyuyorduki hele kirpikleri en az yüzü kadar pürüzsüzdü, sonra kendimi toparladım hemen kalktım, ve tahiri rahatsız etmeden, sıranın üstüne çıktım ve ordan atlayıp yere sertçe bastım. Hızlıca sınıftan çıkıp kantine yöneldim. Kantine indiğimde, Murat, Fatih, ve o biz sınıfa girerken, murat ve fatihin arkasına geçen iki çocuklarda vardı, çocuklar resmen taştı. Onların masasına yöneldim yanımızdaki boş masadan sandalye çekip oraya oturdum. "Selamünaleyküm" Hepsi aynı anda "Aleykümselam" "Eee nabıyonuz?" Murat; "Kız kesiyoz" dedi sırıtarak. Ben muratın kafasına sertçe elimle geçirdim. "Sakın ha! Yakarum!" Çocuklardan biri; "Niye sen bukadar takıldınki?" dedi sırıtarak, onunda kafasına birtane geçirdim "Sus lan, o ne biçim ima benim kardeşim o, onu kimseye yedirtmem ben!" "Tamam ya" dedi yüzünü toparlayarak. Ben kolumu muratın omzuna attım "Ben sana bulurum birini karşim, hiç kafanı bozma sen, en güzelini hemde, bana ve asiye ablaya layık eeenn güzel eltiyi bulurum sana ben" kafasını kafama yan yaslayıp "Kardeşim bee" dedi. O sırada kantinin kapısından renkli gözlü, kıvırcık saçlı biri girdi. Bizim masaya ilerleyip Fatihin gözlerini kapattı, fatih ona arkası dönük olduğu için görmemişti. Birden bağırdı "Aslı!" Kız hemen Fatihin gözlerini açıp kafasına birtane geçirdi "Aslı kim be!!" Fatih arkasını döndü, "Ya aşkım biliyorum senin olduğunu, şaka yaptım ben" "Şakanın içine edim fatih bir kıza böyle söylenirmi salakmısın kardeşim sen!" dedim. Kız "Aynen öyle, bunun beyni basmadığı için bazı şeylere" "Normal o, Tahirdede var aynısı" dedim kıkırdayarak ve devam ettim "Genetik yani", artık kahkahalarla gülüyordum. Kızda gülüyordu, ister istemez ısınmıştım ben bu kıza, kahkahalarımız sustuğunda kız tanışmak için elini uzattı, kolumu muratın omzundan çekip elini tuttum "Ben Berrak" dedi kız, "Anladığın gibi Fatihin sevgilisiyim" Yüzümde samimi bir gülüş oluşmuştu"Bende Nefes, memnun oldum"kolumu tekrardan muratın omzuna attım,oda benim omzuma tam o sırada Tahir kapıdan girdi hızlıca ve sinirle başımızda dikildi, dişlerinin arasında "Çek lan elini Nefesin üstünden!" Murat hemen elini omzumdan çekti. Bende çektim, ben"Ne oldu Tahir yine?!" "Ula sevmiyorum sizi böyle sarmaş dolaş" "Ya Tahir sanane ya?!" Berrak hemen atıldı "Bence Tahir biraz kıskandı" "Hee kıskandım varmı?!" dedi kendinden emin ses tonuyla. Ben şaşırmıştım, hoşuma gitmişti kıskanması, ister istemez yüzümde bir sırıtma oluştu. "Bakıyorumda hoşuna giti orti" dedi murat. Dalmıştım ben o sırada, sonra birden yanımdaki çocuk beni sarstı, "İyimisin Nefes?" Hazır elimde Tahir Kaleliyi kıskandırma fırsatım var, neden bunu kullanmayimki? (Nefes ve komiklikler, şakalarr) Çocuğa doğru döndüm, "İyiyim ben sağol, ha seninle tanışmadık dimi biz." "E-evet tanışmadık" "O zaman ben Nefes" dedim elimi uzatıp, "Ben Mert" dedi. elimi sıkarken, Tahir birbirine dolanmış elimize her an patlayacak volkan gibi bakıyordu, diğer çocuklada tanıştım "Ben Nefes" elimi sıktı "Bende Akın ,memnun oldum" "Ben daha çok" Tahir hemen yanımıza bir sandalye çekti, zaten tüm kızlar ona bakıyordu, anlam veremediğim birşekilde, bir kızın ismini gözlerimin içine bakarak bağırarak söyledi "Pelin" bu kız o günki kafedeki kızdı, kız hemen yanımıza bir sandalye çekip oturdu, "Selam tatlım" dedi, cırtlak sesiyle ve tahirin eline yapıştı, tahir şaşırarak eline baktı ama bir tepki vermedi. Ayağa kalkıp "BEN O TATLIMI SANA YEDİRİCEM ŞİMDİ BIRAKSANA TAHİRİN ELİNİ ALLAHIN SÜLÜĞÜ!" diyip kızın saçına yapıştım, saçını avuçlayıp ayağa kaldırdım ve yere fırlattım, Sonra Tahirin elini tuttum karşılık verip daha sıkı tuttu. Zorla kaldırıp sınıfa getirdim. Herkez bize bakıyordu Tahir bağırdı "Ne bakıyosunuz lan, çıksanıza!" 3 saniye içerisinde herkez sınıfı boşalttı. Ben "Beni sakın kıskandırmaya çalışma Tahir Kaleli, sökmez!" Elimizi kendine doğru çekti, nefeslerimiz karışıyordu, deli gibiydik ikimizde "Asıl sen bana bak, bu numaralar banada sökmez Akınla yada Mertle yakınlık kurma, yakarım!" "O niye o ?!" dedim. "Çünkü-" aniden sınıfın kapısı açıldı.
Çok mükemmel biryerde kestiğimin farkındayım, küfürleriniz için tşk bir dahaki bölümde görüşmek üzere. (Ha bu arada vote atmayı lütfen unutmayın :) )
