Benim, üzüldüğümde başımı koyabileceğim, sevindiğimde boynuna sarılabileceğim, ne yüzümü güldüren nede bana biraz olsun bir avuç sevgi veren olmadı. Şimdi sen çıktın karşıma ve bana bunların hepsini verebileceğini söylüyorsun? İnanayimmi sana?! Yüreğimi bu sevdaya koyayimmi?! Bu onca üzüntünün içinde, göğsünde sana deli gibi sevdalı, acılardan kaçmak için kaybolayimmi?
*
*
*
Gelen babamdı, yine bir nebze olsun nefes aldırmıyordu bana, yine nereye bassam orada çiçek açtırmıyordu. Yine kendi ayaklarımın üstünde durmaya çalıştıkça dahada aşağı çekiyordu. Boğazım yırtılırcasına;
N:Senin ne işin var burda?!
diye bağırdım. Herkes aniden kafasını bana çevirdi, ve şaşkınca bana bakmaya başladılar. Babam bana doğru bir- iki adım attı ama aniden yangazlar onun iki kolunuda çekip yerinde durmasını sağladı, ardından aşağı Tahir indi büyük ihtimalle oda sesimi duymuştu. Hemen yanıma gelip sarıldı;
T:Nefes sakin ol, iyimisin, ne oldu?
ben boğuk ve ağlamaklı bir sesle;
N:İyi değilim, tahir hiç iyi değilim.
Tahir kafasını çevirdi ve babamı gördü, babamı yeni fark etmişti bana sarılmayı bıraktı, ve hemen babama yönelip yumruk attı. Sinirli ve nefes nefese kalmış ses tonuyla
T: Ula senun burda ne işun var şerefsuz!
tekrar bir yumruk daha attı. Ben hemen Tahire doğru yönelip, tam babama atacağı yumruğunu tutup kendime doğru çevirdi, anlını anlıma dayadım fısıldayarak ve sakinleştirici ses tonuyla;
N: Sakin ol Tahir sakin ol!
Biraz duruldu, Tahir biraz sakinleşmişti ama babamın o sözünden sonra dahada delirdi.
B: Demek, bu p**ç'e kaçtın he?!
yangazlar babamın kolundan çekiştirmeye başladılar. Tahir yine gözü dönmüş bir şekilde
T:Ula ben senun...
ardından babama saldırmaya devam etti. Araya hemen mustafa abi girdi ve tahire sarılıp onu geriye itti sakinleşmesi için kafasını okşadı ama nafileydi. Tahirin gözü çoktan dönmüştü.
B:Benimle geleceksin, ve hemen gidicez!
Bu sözün üstüne tahir dahada çok hırpalanmaya başladı, mustafa abi onu zar zor tutuyordu.En sonunda ben dayanamayıp;
N:Yeter artık, git burdan! Seninle asla o cehenneme dönmicem birdaha! Sana birdaha boyun eğmicem! (yutkunarak ve ağlamaklı ses tonuyla, zorla çıkan sesimle) BABA!
Gözlerimden birkaç damla yaş süzüldü, hıçkıra hıçkıra ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Tahir bu ''Baba'' sözümün üstüne sakinleşmişti, gözleri dolmuştu, tabi diğer herkesinde,ama babam bana herzaman baktığından daha öfkeli bakıyordu. Asiye abla yanıma yaklaşıp, kolumdan sarılıp;
A:Hayde guzum biz yukarı çıkalum senlan. dedi.
Beni yavaşça merdivenlere yönlendirdi, tahir kafasını bana döndürmüş, masum masum, kedi gibi, gözleri dolmuş bakıyordu. Babam hala yangazların elleri arasında çırpınıyordu, kurtulamayacaktı onu buda biliyordu ama yinede bir ihtimal çırpınıyordu. Tıpkı benim gibi yıllarca benim o evde çırpındığım gibi. Asiye abla yavaşa merdivenlerden yukarı çıkardı beni, ve odama götürdü. Yavaşça yatağa oturttu ve yanıma oturdu, nazikçe elimi tuttu;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdamısın Sen?
RandomTenim törpülenmiş gibi hissiz, ama teninin yumuşaklığı hafızamda. Kokun az önce yastığından başını kaldırmışçasına taze burnumda. Ve tadı dilimin ucunda dudaklarının, ne yesem, ne içsem, ne çeksem geçmiyor. Unutulmaktan korkar gibi saklanmış. Yutkun...