Ben Nefes.Soyadımın bir önemi yok, çünkü yıllar önce terkettiğim o evin içinde yaşayanların soyadını taşımam bana utanç veriyor. Nedenmi terk ettim? açıklayim. Benim annem ben doğduğumdan itibaren sorumluluğumu üstlenmemiş bir insan, sanki o evde hiç büyümemişim, sanki hep bir başkasıymışım gibi davranırdı. Beni 10 yaşıma kadar teyzem yetiştirdi, annemle küs oldukları halde yinede bana acıdı kendi kanındanım diye bana bakmayı ihmal etmedi. Babama gelirsek, o tam bir piskopattı. Hangi baba hergün içip içip dışarı çıkıp geceleri gelmezdiki, hangi baba eve tanımadığı kadınlarla gelirdiki? Annem bir süreye kadar tahammül etti ama sonra, ben 10 yaşımdayken beni ve bu evi bırakıp gitti. Babam hep annemin gitmesini bana yükleyerek bana şiddet uyguladı, eve getirdiği kadınlara bana zorla hizmet ettirdi. Teyzem müdahale etmek istedi ama onun kocası onu sıkıştırarak müdahale etmemesini söyledi, teyzemde geri çekildi.Artık birgün canıma tak etmişti, evde en büyük hangi valiz varsa aldım içine hangi kıyafet elime gelirse tıka basa doldurdum topladım onu, çektim gittim! Bunu yatığımda daha 18 yaşımdaydım, 18 yaşındayken, hangi kız koskoca İstanbulda baş etmeye çalışırdıki? İşte onu ben yaptım, çalışmadığım kafe, gezmediğim yer, kalmadığım pansiyon kalmadı. Sonra atladım bir otobüse, hiç, nereye gitsem, nerede kalsam? diye düşünmeden. Atladığım gibi yola koyuldum, oda beni bu asilik kokan Karadeniz'e getirdi. Otobüsten indim, garajda beni alacak ne bir tanıdığım vardı, nede tanımadığım biri ama Allah işte, oturdum bir banka öylece etrafı izlemeye başladım, bir simit alıp karadenizin kokusunu içime çeke çeke onu yavaşça yedim. Gözlerimi kapatıp, karadenizi biraz dinleyeyim derken. banka biri oturdu, ama hiç umursamadım, işte Asiye Reisle böyle tanıştık;
A:Karadenizimi dinliysın?
N:(gözlerimi açmadan cevap verdim) Evet!
A:Nekadar güzel değulmi?
N:Evet öyle, huzur veriyor insana.
A:öyledur bizum karadenizimiz. Buralumisun?
Gözlerimi açtım, utanarak ve çekinerek cevap verdim, nede olsa tanımadığım bir kadındı.
N:Hayır, değilim.
A:Tanıdığın birileri varmidur?
N:Maalesef, karadenizde tanıdığım hiçkimse yok.
A: Egı kimi bekliysın o zaman?
Onun gözlerinin içi gülüyordu konuşurken, bana güven veren birşeyler vardı, bir bağ oluşmuştu sanki ikimiz arasında itemsizce.Sanki benim gibi birini daha önceden iyileştirmiş gibi bilmiş, ve anlayışlı ve bir okadarda sıcakkanlı bakıyordu gözlerime. Ona olan bitenimi anlattım tanımasamda gözlerinden anlamıştım o iyi bir insandı. Hiçsözümü kesmeden, sıkılmadan anlayışlı bir şekilde söylediklerimin her harfini dikkatlice dinliyordu. Ama anlattıklarımın acısını verdiği yüz ifadelerindende anlıyordum. Söylediklerimi bitirindikten birkaç dakika sonra;
A:Bak ne deyceğum nefes, gel isteduğun kadar bizde kal.
N:Yok Asiye hanım, teşekkürler, ben size rahatsızlık vermeyim, hem tanımadığım birinin evinde, tanımadığım insanlarla kalmak biraz garip olur. Sizi geçtimde, evde yaşayanlar varsa beni istemeyebilirler.
A: E gı onlar oyle senin sanduğun gibi insanlar değiller, beni az çok tanudun benum gibiler, hem hanum nedu da?! abla de bağaa.
Gülüştük, sonra kafamla onayladım. Sonuçta gidecek biryerim yoktu ve asiye ablanın dediğine göre onun gibi iyi insanlarmış ve beni anlayışla karşılayacaklarmış, yani o zaman gidebilirdim.
N:Sen neden geldin asiye abla buraya?
A:Benum dangozum yani tahir, iş için istanbula gitmişti, onu bekliyrım.Ben alacağum, bizim yangazlar şirketteler, onlar alamadı, mıstafamda şirketta mecburen ben alacağum.
N:Onlar kim asiye abla?
A:He doğri, ben saağa onlaru tanıtmayı unuttum. Bu yangazlar ikizler, muratla, fatih. Her yangazlığı yaparlar. Dangozumuz, yani tahir, pek asi, pek inat, pek bir dangozdur ama altın kalpli dangozdur orası ayrı. Mıstafama gelursek, o benum kocam, en büyükleri. Ha bide gaynanam var ama oda iyidur, kimseya oyle karuşmaz, laf söylemez saağada soleyeceğuni pek sanmayrum.
Biraz daha konuştuktan sonra uzaktan uzun boylu, deli deli bakışlarıyla kehribar gözleri olan bir adam yaklaşmaya başladı, o bize doğru her bir adımla yaklaştığında benim nefesimi dahada kesiyordu.Bakışları benim gözlerimde son buldu, duruldu, gözleri koyulaştı ve büyülenmiş gibi bakmaya başladı. Aynı şekilde bende ona öyle bakıyordum. Asiye abla ayağa kalktı, bir dakika! yoksa dangoz dediği tahir bumuydu?! yüzümü utanarak yere eğdim. Kendine gel nefes! kendine gel! Ne oluyor sana böyle?! ayakkabılarını yerde görebiliyordum, kafamı kaldırsam yüzünü görebilecek mesafedeydim.
A:Hoşgeldun yengem.
T:Hoşbulduk yenge.
A:Bu nefes, bizum misafirimuz.
T:Hoşgeldun.
Kafamı kaldırıp, ayağa kalktım.
N:Hoşbuldum.
Elini uzattı;
T:Tahir, ama bana buralarda deli tahir derler.
Uzattığı eli tuttum, yumuşacıktı elleri, sıcacıktı. Sadece elini tutmak bile içim ısıtmıştı.Gözlerime hayran hayran bakmaya devam ediyordu hala.
N:B-bende nefes,lakabını duymuştum, asiye abla söyledi.
Tokalaştıktan sonra, arabaya yöneldik, içimde bastıramadığım bir duygu vardı, neydi bu duygu?tarifimi varmıydı bunun? Ama kendime gelmem lazımdı, ben buraya yeni bir hayat kurmak için gelmiştim, yeni bir aşk bulmak için değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdamısın Sen?
RandomTenim törpülenmiş gibi hissiz, ama teninin yumuşaklığı hafızamda. Kokun az önce yastığından başını kaldırmışçasına taze burnumda. Ve tadı dilimin ucunda dudaklarının, ne yesem, ne içsem, ne çeksem geçmiyor. Unutulmaktan korkar gibi saklanmış. Yutkun...