Ayağı kalktım, hala ne olduğununu şokundaydm, murat ''İyimisin nefes?'' diyip beni yavaşça sarstı. Kafamı onaylarcasına salladım, ''İyiyim ben'' Asiye abla ''Hala cevabını söylemedin guzum'' dedi. ''Kabul ediyorum'' dedim kısık bir sesle ve yüzümdeki tebessümle. Murat bunu duyunca ''Yaşa be nefess!'' diyip beni belimden kavrayıp sarıldı. Ardından fatih, en son tahir yaklaştı, ama bir adım atıp ben daha erken sarıldım, Tahir bana karşılık verdi, usulca sarılırken kulağına fısıldadım ''Özür dilerim, kalbindeki küçük çocuğu kırdım'' tahir bu sefer daha sıkı sarldı, bu kabul ettiği anlamına geliyordu. Sonra ayrıldık, ama gözlerimiz hala çekilmiyordu birbirinden, kenetlenmişti, büyüyü bozup '' Ben yukarı çıkıcam'' dedim, asiye abla, ''Sabah erken uyan ha, nakil işi için okula gidecesunuz'' dedi. Kafamı sallayıp yukarı çıktım. Odama girdim, ve yatağa oturdum saçımı topladım ve üstüme rahat birşeyler geçirdim, daha sonrada kendimi uykuya teslim ettim.
*
*
*
*
Sabah uyandığımda yataktan doğruldum, ama kalkmadım.
İçimde ufak çaplı bir sevinç vardı. (Ufak çaplı ne aq jdfkd) Biraz ayılmayı bekledim ve kalktım banyoya girip elimi yüzümü yıkadım ve aşağı indim, asiye abla kahvaltı hazırlıyordu "Asiye abla kaldırsaydın yardım ederdim niye tek başına yapıyosun ya?" "He yok sağol guzum hem zaten siz artuk okula gidecesunuz, aluşderum" diyip, göz kırptı. Masumca gülümsedim, ardımdan yangazlar aynı anda geldiler; Murat "Ooo günaydın erken kalkmışuz" Ben "Evet öyle oldu biraz" dedim gülerek. Fatih sözümün bitmesini bekliyormuşki "Tahir abim nerde?!" dedi, "Ben ne bilim fatih odasındadır" Murat fatihin söyliceği şeyi sürdürdü "Hayır yani, belki siz birlikte yatıyorsunuzdur diye dedi dimi yangaz" sonrasında fatih'i dürttü."Tövbe yaa" dedim sırıtarak. Ben asiye ablaya yardım ederken mustafa abi, tahir, saniye anne aşağı inmişti bile. Herkez masada oturmuştu. 10- 15 dakila sonrada biz kahvaltıları hazırlamıştık bile. Kahvaltıları masaya dizerken asiye abla "Yengem siz kahvaltıdan sonra nakil için gidecesunuz değulmi?" dedi. Tahir gözleri bende kenetlenmişken, "Evet yenge" dedi. Kahvaltıyı hazırlayıp, yedikten sonra Tahir ayağı kalktı "Hayde, gidiyoruz" dedi."Ben üstümü değiştirip geliyorum" dedim ve yukarı çıktım.Üstümü giyindim, saçımı düzleştirip ortadan ikiye ayırdım, rimel sürdüm dudağıma nemlendirici ve aşağı indim. Tahirle evden çıkıp okula doğru yol aldık, okula gidip nakil işlerini hallettik, öğlen olmuştu, ve biz okul bahçesindeydik, tahir "Acıktınmı?" "Napıcaksın?" dedim, anlam veremediğim gözlerle,"Nefes, yemek yemeye götürücem sen ne sanaysun?!" "Ne bilim ya, üstüme gelmesene, hem ben aç değilim!" Ellerini teslim oluyormuşçasına kaldırıp "Tamam sakin ol şampiyon, ama ben açım, gidelim!" dedi. Arabaya doğru ilerledik, kapımı o açar diye beklerken pislik yapıp açmadı, kendi kapımı açıp oturdum, arkama yaslanıp koltuğa başımı dayadım, pencereyi açıp gözlerimi kapattım. Tahir radyoyu açtı radyoda anlam veremediğim bir disko müziği çalıyordu, Gözlerimi açmadan ''Tahir kapat şu saçma şeyi ya!'' diye cırladım, ''Kızım ne bağrıyon ya, ne var diye bakacaktım, sayende bakamayrum içine sı-'' sözünü kestim ''Ya tamam saçmalamazmısın lütfen!'' diyip dinlenmeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdamısın Sen?
DiversosTenim törpülenmiş gibi hissiz, ama teninin yumuşaklığı hafızamda. Kokun az önce yastığından başını kaldırmışçasına taze burnumda. Ve tadı dilimin ucunda dudaklarının, ne yesem, ne içsem, ne çeksem geçmiyor. Unutulmaktan korkar gibi saklanmış. Yutkun...