BRAD HOCLEİN -2

6.5K 253 22
                                    

Kapıda babamı bekliyordum ama karşıma çıkan beni büyük bir dehşete düşürdü.

.....

....

...

..

.

Yan komşumuzun en büyük oğlu ve benimde çok yakın bir arkadaşım olan Philip karşımda kanlar içinde duruyordu , sarışın saçları dağılmış ve yüzü , üzerindeki mavi t-shirt ve kahverengi pantolonu kanlar içindeydi.

Omzundan hala kanlar süzülüyordu.

Sıradan ve bir o kadar da sıkıcı olan hayatım gitgide korkunçlaşıyordu.

Philip yüzüme baktı , ayakta zor duruyordu ağzından bir kelime çıkacaktı ki üzerime doğru yığıldı , onu tutup arkadaki koltuğa yatırdım , bayılmıştı.

Annem donakalmıştı , onun böyle şeyleri görmesini istemiyordum , elleri titremeye başladı.

"Sakin ol , hadi gel şuraya otur." diyip sakinleştirmeye çalıştım.

Annemi oturduktan sonra kapıyı tekrar kapattım.

Phlip pek iyi görünmüyordu , televizyondaki sunucu hala birşeyler söylüyordu , dışardaki çığlıklar gitgide artıyordu.

Kendimi kaybetmek üzereyim ki kapıdan sesler gelmeye başladı.

Hemen toparlandım , mutfağa gidip bir bıçak aldım ve sıkıca tuttum.

Kapıdaki yumruk sesleri durdu ve babamın sesini duydum.

"Brad , aç kapıyı Brad... "

Hemen kapıyı açtım , babam içeri girdi ve kapıyı kilitledi.

Annem babamı görünce birazda olsa rahatlamış görünüyordu , ayağı kalkmaya çalıştı ama elini başına götürerek tekrar oturdu.

Babam:"İyimisiniz , eve kimseyi aldınız mı ?"dedi.

Babama cevap vereceğim sırada kapı tekrar yumruklandı.

"Kapıyı açın! Ordunun kurtarma ekibinden geliyoruz , tekrar ediyorum kapıyı açın"

Elimdeki bıçağı fırlatarak kapıya yöneldim ama babam kolumdan sıkıca tuttu ve beni geri çekerek "Hayır , dışarıda neler olduğunu bilmiyorsun sakı..."

Kapı kırıldı ve eli silahlı üç asker bize nişan aldı.

"Bay Hoclein bizimle geliyorsunuz"dedi o kaba sesiyle.

Annem yanımıza gelmek için ayağı kalktı ama Phlip birden ayaklarınarak anneme arkasından saldırdı , değişik sesler çıkarıyordu.

Annemi kurtarmak için birden hareketlendim fakat 3 askerde aynı anda silahlarını ateşledi.

Hedeflerinde Phlip olmalıydı fakat hem Phlip'i hem annemi vurmuşlardı , ikiside yere yığıldı.

Annemin pembe elibesi kanlar içinde kalmıştı , hemen yanına çöktüm ve kendimi tutamayarak ağlamaya başladım.

Son 20 dakika içinde herşey tersine dönmüştü , çok korkuyordum.

Askerlerden ikisi babamın koluna girerek onu götürdü.

Nefes alış-verişimi kontrol edemiyordum , hem öfkeliydim hemde korkuyordum.

Ayağı kalkıp babamı nereye götürdüklerine baktım , bir askeri araca bindirdiler.

Babam giderken son kez gözgöze geldik onunda en az benim kadar korktuğunu gördüm ama birşeylerin farkındaydı sanki.

Askerler etraftaki insanları infaz ediyorlardı , yerde sürünen , yalvaran bütün gördükleri insanları vuruyorlardı , içeri geçtim ve annemin nabzını kontrol etmek için yanına gittim.

Çok sevdiği beyaz halısı kendi kanıyla lekelenmişti , nabız alamadım , Philip'e baktığımda onun durumu daha kötüydü , yüzü tanınmicak haldeydi , kafasına yaklaşık 2-3 mermi gelmişti , arkadaki beyaz duvarın üzerine kanlar sıçramıştı ve aşşağı doğru akıyordu , gördüklerim gerçekten de korkunçtu.

Geri geri sürünerek sırtımı duvara verdim ve ağlamaya başladım.

Dışarda durmak bilmeyen silah sesleri , karşımda annemin ve arkadaşımın cesedi...

Neler oluyordu bu bir kabus mu diye düşündüm ama herşey capcanlı karşımda duruyordu.

Toparlanmam gerek , dışardaki askerler benide vurabilir diye düşündüm.

Babamın odasında bir silah vardı , üst kata çıkmak için merdivene yöneldim ama içeri eli silahlı bir asker geldi ve silahı bana doğrulttu...

BÖLÜM SONU...

YORUMLARINIZI VE OYLARINIZI BEKLIYORUM.

ZOMBİ:İNSANLIĞIN SONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin