4

3.4K 123 37
                                        

Dudağımı dişleyip bir sonra ki resme geçtim. "Ve burda da Bay Sprinky'nin dükkanın da dondurma yiyorduk."

Luke ile beraber Stiles ile olan resimlerime bakıyorduk. Luke kulağıma yaklaşıp fısıldadı. "Bütün yakışıklı erkekleri sen kapıyorsun ve bana kalan tek şey sizin fotoğraflarınıza bakmak oluyor." kaşlarını çatıp devam etti. "Hiç adil değil." kıkırdayıp saçlarını karıştırdım. "Eğer tercihin kızlardan yana olsaydı seni sağ bırakmazdım Luke. "

Mavi gözleri anlamamış bir şekilde bana bakarken şüpheli bir hali vardı. "Bu da ne demek?"

Bir elimle yuvarlak yapıp diğer elimle işaret parmağımı o deliğe geçirip kahkaha attım. Luke ellerini yeni çıkmış sakalına götürerek çığlık attı.

"Siz iki salak ne bok yiyorsunuz?"
Kelsey ve Calum ellerinde biralarla karşımızda ki kanepeye oturunca yattığım yerden doğruldum.

"Luke ile Stiles'la olan fotoğraflarıma bakıyorduk." dedim yüzüme şirin bir gülümseme takınırken.

"Bu Stiles'dan hiç hoşlanmıyorum." dedi Calum yüzünde hiç bir mimik oynamadan.

"Bence iyi bir çocuk." dedi Luke, Calum'ı umursamadan.

Kelsey birasını masaya bırakıp gözlerini gözlerime dikti. "Ne zamandan beri bize bir şey söylemez oldun?"

"Ah... Her şey Calum çocuğu dövmesin diye."

Calum kahkaha attı. "İkinizi takılırken gördüğüm de onu asfalta yapıştıracağım."

Calum'a kaş göz hareketi yapıp susturmaya çalıştım.

"Aslında tam niyetini anlamış değilim, sürekli müstehcen şakalar yapıyor."

Birden Ashton belirdi. "Seni yatağa atmaya çalışıyor.

"Götü yemez."

"Bi' zahmet." dedim Calum'a karşılık.

"Ben bunu mezara götüreceğim." dedim. Neyden bahsettiğimi anladıklarında gülmeye başladılar. Luke hayret içerisinde sordu.

"Gerçekten mi Azula?"

Kafamı onu onaylar bir şekilde sağa yatırdım. "Yani sevilmeye değer bir erkekle karşılaşırsam ki - bu bence imkansız- evet."

Dediğim ile Calum kanepeden kalkıp odadan çıktı.

Kelsey'e döndüm. Mimiklerimle 'ne oldu' dedikten sonra bana "Onu sen daha iyi tanıyorsun ben değil." dedi. E haklıydı da tabii. Benim böceğimin regl zamanı gelmiş.

Evde Calum'ı ararken lavaboya yaslanmış bir şekilde buldum. Sessizce yanına yaklaşıp elimi omzuna koyduğum da direkt olarak bana döndü. Gülümsedim. "Sorun nedir?"

Kafasını olumsuz bir şekilde salladı. "Bir sorun yok."

Kaslı kollarını tutup bedenini tamamen bana çevirmesini sağladım.
Gözlerimi, onun küçük çekik gözlerine sabitledim. "Bana her şeyi anlatabilirsin, biliyorsun değil mi?"

Gözlerini kapatıp bir süre öyle durdu. Oluşan sessizliğin bölen tek şey ikimizin de derin nefes verişleriydi.

Sonunda gözlerini açtığında yanağına bir öpücük koyup ona sarıldım.
"Eğer yılbaşı partisine benimle değil de Stiles ile gidersen çok fena bozuşuruz kırılma noktası. Beni anladın mı?"

Bedenimi ondan ayırıp yine göz teması kurdum. Açıkcası Gwen ile gitmeyecek olması beni sevindirmişti.

"Beni ekmeyeceksen... Tabii ki seninle gelirim."

Elini boynuma götürüp kendine çekti ve kafamı göğüsüne yasladı.

"Ekmeyeceği mi biliyorsun."

Kafamı hafifçe kaldıradak ona baktım. "Aslında bilmiyorum."

Güldü. "Şurda kitaplarda ki gizemli, aşık adam gibi davranmaya çalışıyordum."

Yerimde zıplayıp kollarımı boynuna sardım.

"Bana aşık olduğunu biliyordum."

Elini oldukça yavaş bir şekilde belime yerleştirdikten sonra sessizce konuştu. "Tabii, sana aşığım."

Ben uzun yazamıyorummmmmm.

point break 》c.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin