lütfen oy verin ve yorum yapın:)))
çünkü kendi kendime takılıyormuşum gibi hissediyorum ve bu beni üzüyor:(((3 ay sonra
Bugün hangi üniversiteyi kazandığımızı öğrenecektik. Bu da hepimizin en çok korktuğu şeyin gerçekleştiği zamandı. Ayrılmak. Yeni bir ortama girmek ve birbirimizden kopmak. Şöyle bir düşününce Aph gittiğinde bizden kopmamıştı. Hatta aylar önce yaşadığımız şeyler birbirimize kenetlenmemizi sağlamıştı. Fakat biz, büyüyorduk. Düşüncelerimiz değişiyordu. Calum ile ayrılabilirdik ve bu arkadaşlığımızı, grubumuzu etkileyebilirdi. Ya da genelde hikayelerde olduğu gibi mutlu sona ulaşıp evlenirdik. Çocuğuma erkek olursa Thomas ismi verirdim? Ah hayır. Böyle olmazdı. Hiçbir zaman böyle olmaz. Korkuyordum. Çünkü Calum ile bozulmak istemiyordum. Yine cumartesi günleri çocuklarla oyunlar oynamak cips bira yapmak istiyordum. Üniversite dramaları çekmek istemiyordum. Eğer çekeceksem bile bunu Aphrodite ile birlikte yapmak isterdim. Ben hostes olmak istiyordum. Çocuklar ise müzik üzerine birşeyler okumak istiyordu. Aphrodite ise, oyuncu olmak. Onda bu yeteneği görüyordum. İleride değer kazanacağınıda. Çocuklar... Onlar bu iş için doğmuştu. Zaten küçük yerlerde çalıyorlardı fakat, biliyordum ki dünyaya açılacaklardı. Aklıma okulun başında söylediğim söz geldi. "Hostes olamazsam siz çocukların menajeri olacağım." Belki de olabilirdim. Yani eğer olaylar bu yönde gelişirse Calum'dan ayrı kalmak zorunda olmazdım. Belki de şuan aptalca düşünüyorumdur çünkü henüz on sekizlik bir kızım. Ama... Zamanın ne göstereceği hiç belli olmaz.
Ben bu düşüncelerin içindeyken telefonumun sesi ile düşüncelerimi bir kenara bıraktım. Arayan Calum'dı. Beni beş dakika içinde alacağını söyleyip kapattı. Hepimiz Lukelarda buluşacak ve sonuçlara hep beraber bakacaktık. Üzerime lila renginde değişik desenleri bulunan sweat giyip kot pantolonumu ayaklarımdan geçirdikten sonra aynaya baktım. Yeni saçıma alışmıştım. Kıvırcıklarımın oldukça tatlı olduğunu düşünüp sırıttım. Korna sesini duyduğumda aşağı koşar adım indim. Annemde beni yolcu etmek için kapının önüne geldi. "Seni ararım." dedim converselerimi ayağıma geçirirken. "Sonuç ne olursa olsun üzülme tamam mı? Biz hep yanında olacağız."
Doğruldum ve gülümsedim. Annemin yanağına öpücük kondururken Calum tekrsr kornaya bastı. "Geldim amına koyayım." dedim oldukça sessiz bir şekilde. Fakat annem duymuş olacak ki uyarıcı bakışlarla bana kapıyı açtı. Ona gülümseyip koşarak Calum'ın arabasına bindim.
"Selam." yanağına öpücük kondurdum. Yarım bir şekilde gülümsedi. Elini çenesinde gezdirmesinden gergin olduğunu anlamıştım. Çenesinde ki elini indirip sıkıca tuttum. "Calum, sorun olmayacak."
Badem gözleriyle gözlerimin içine baktı. "Senden ayrılmak istemiyorum." elimi öptü. Boşta olan elimle yanağını okşadım. "Bunu sonuçları öğrendikten sonra konuşalım." dedim. Kafasını sallayıp ellerimizi ayırdı ve arabayı çalıştırdı.
Lukelara geldiğimizde herkes bizi bekliyordu. "Gerginlikten altıma sıçacağım." dedi Mike. Göz devirip yere oturdum.
Aphrodite yanıma geldi ve birden bana sarıldı. "Hiç hazır değilim Azula."
Sanırım gruba motive verecek seçilmiş kişi bendim. Aphrodite'nin sırtını pışpışladım. "Çocuklar dünyanın sonu değil. Sadece üniversiteye gidiyoruz o kadar."
"Evet ama bir daha ne zaman böyle bir araya gelebileceğiz."
Michael'a baktım. Sesi çok üzgün çıkmıştı ve yavru köpek bakışları içimi acıtıyordu. Kafamı eğip, "Bilmiyorum." dedim. "Ama bizim için en iyisini diliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
point break 》c.h
FanfictionElini kalbimin üzerine koydu. "İşte benim kırılma noktam tam olarak burası Azula."