I Know You Care

1K 129 4
                                    

''Hoseok ile senin arandaki fark nedir?''

Jimin odaya gelmeden önce yanına aldığı ses kayıt cihazını açtı. JHope'un ilgisi başka yerde olduğundan onun bu yaptığı hareketi görmemişti ama eğer görseydi, pek hoş karşılamayacağı kesindi. Jimin, onunla koridorda konuştuktan sonra bir karar vermişti. Ne zaman odasına gitse konuştuklarını kaydedecek ve Hoseok'un ne zaman belireceğini öğrenecekti. Ayrıca aklında bu iki kişilik hakkında bilgi edinmek de vardı. Sonuçta her şeyi böyle yavaş yavaş öğrenmesi gerekiyordu ve o, bir öğrenci gibi davranmayı seçmişti.

''Hoseok benden daha inatçıdır. Kendisiyle ilgilenilmesini sevmez.''

''Neden?'' dedim, merakla. İlk önce omzunu silkti ve sonra da gülümsedi. Nedense sürekli gülümsüyordu, sanki burada olması onu rahatsız etmiyormuş gibi.

''Kimsenin onu sevmemesi kolayına geliyor. Acı çekmekten hoşlanan bir tarafı var nedense.''

Sanki çok komik bir şey söylemiş gibi kahkaha attı JHope. Bu hareketiyle Jimin oturduğu yerde sıçrarken ortam fazlasıyla tuhaftı. Turuncu saçlı yerinden kalkmıştı ve kıyafet dolabını açmıştı. Birkaç saniye dolabın içinde sakladığı bir şeyi arıyormuş gibi kıyafetleri dolabın içine saçtı ve aradığı şeyi bulduğunu farz ederek tebessüm etti. Jimin onun eline bakınca kaşlarını çattı. JHope dolabın içinden kırmızı bir şarap şişesi çıkarmıştı.

''Onu nasıl içeri soktun?'' diyerek, şüpheli bir şekilde, yatağa oturup yanına gelmesini işaret eden turuncu saçlıya baktı. Bu sırada JHope çoktan şişenin kapağını açmış ve bir yudum almıştı. Memnuniyet ile karışık haz aldığını belli eden bir ses dudaklarının arasından kaçıverdi.

''Hoseok bir ezik. Korkmadığını sanıyor ama aslında korkuyor. Birine bağlanmaktan ölesiye korkuyor o.''

Yanına oturmuş olan Jimin'in eline şarap şişesini tutuşturdu, onun elinin üzerine elini koyarak donuk bakışlarını yüzünde gezdirdi. ''İç.'' demişti emir verircesine.

''İçemem ve bence sen de içmemelisin.''

Reddetti genç hemşire ve elini hızlıca JHope'un elinden kurtardı. O şişeyi çekerken turuncu saçlının elinin üzerine de birkaç damla şarap dökülmüştü. Kafasını kaldırarak Jimin'e baktı ve dudaklarını elinin üzerine bastırarak şarabın dudaklarına yayılmasına izin verdi. Şarap kıpkırmızı bir renge sahipti ve aynı o şarap gibi JHope'un dudakları da kırmızı renge boyanmıştı.

''Tatmak istediğine eminim, Jimin-ah.''

JHope, genç hemşirenin çenesini tuttu ve gözlerine bakmasını sağladı. Genç hemşire ortamın gericiliği yüzünden derin bir nefes almıştı, o nefes JHope'un yüzüne çarptı ve turuncu saçlı aldığı vişne kokusuyla sarhoş olmuşcasına iç çekti. ''Masum gözükmen beni delirtiyor.'' Jimin'e biraz daha yaklaşarak aralarındaki mesafeyi kapattı ve dizlerinin birbirine değmesine neden oldu. Jimin'in gidecek yeri kalmamıştı. Yatağın ucunda oturuyordu ve eğer bir hamle yaparsa yere düşebilirdi. Çaresizce JHope'a bakıp durmasını diledi ancak turuncu saçlı sıkıştırdığı çocuğun dudaklarına kapanmıştı.

Escape Moon × JiHopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin