Bölüm 8

311 24 5
                                    

Odamda turlayıp duruyordum. Cidden söylediğimi anlamıştı. Ama anlamadım demişti.
"Lanet olsun zekam henüz olayları kavrayacak kadar gelişmedi benim !" Diye kendi kendime bağırdım. O sırada sesimi duyan Eunha içeri girdi.
"Neden bağırıyorsun ? İyi misin ?"
"Evet iyiyim. Sadece-"
"Minseok abim seni heyecanladırıyor değil mi ?" Dedi ve güldü.
"Ne saçmalıyorsun ! Alakası yok. O benim doktorum. Ona sadece yaptığı şeyler için minnet duyuyorum o kadar !"
"Ya peki.. ama Minseok'un dediğine göre aranızda romantik olaylar ve konuşmalar geçiyormuş ha prenses ?" Dedi. "Prenses." Kelimesini bastırarak söylemiş ve sonra kahkaha atmıştı.
"Dalga geçmesene !"
"Bak SooMi. Cidden iyileştin sayılır artık. Her şeyin tamamen yerli yerine oturduğuna emin olunca bir bakıcaz hop hastaneden çıkmışsın."
"Her şeyin yerli yerine oturduğuna emin olmak mı ? Nasıl olacakmış o ?"
"Benden duymuş olma ama, bugün sana test yapacaklar. Yüzde kaç iyileştiğine ve ne kadar daha iyileşmen gerektiğine bakacaklar."
"Ne ! Ciddi misin ?!" Eunha'yı kolundan tutup önümden çekilmesini sağladım ve kapıya koştum. Koridara çıktığımda yaptığım tek şey, hastanenin içinde koşarak Minseok'un adını bağırmak oldu. Üst kata çıktığımda da aynı hareketi tekrarlayınca ismini duyan Minseok bulunduğu odadan koridora çıktı. Ben ise onu görünce hemen yanına koştum.
"Beni. Beni. Test. İyileşmek. Minseok !!!"
"Dur ! Sakin ol ! Kim söyledi sana bunu ?"
"Neyi..?"
"Testi !"
"Şey. İçime doğdu.."
"Kötü bir yalancısın. Eunha mı söyledi ?"
"Ehe evet.."
"Aish ! Ben söyleyecektim !"
Masumca ona baktım.
"Tamam bakma öyle. Çok heyecanlı olduğuna göre buradan bir an önce çıkmak istiyorsun galiba ? Benden bıktın mı sen ?"
"Ne alakası var ! Sen dememiş miydin bana; "Bu hikayenin sonunu anlatacağım." Diye. Bak merak ediyorum işte."
Minseok gülümsedi. Saçlarımı karıştırdı ve konuştu;
"İyi madem. Şimdi hazırsan gidelim mi ? Yoksa bekleyelim mi ?"
"GİDELİM !"
"Tamam prenses sakin ol. Hadi takip et beni."

Testin üzerinden iki saat geçmişti. Ben ise hâlâ odamda sonuçları bekliyordum. Odamdan çıktım ve çatıya gittim ve gökyüzüne bakmak istediğim için uzandım. Hava kararmak üzereydi. Silik bir şekilde bulutların arasından gözüken aya baktım. Havaya bakılacak olursa yağmur yağacak gibiydi fakat bunu umursamadım. Derin bir nefes aldım. Uykuya daldığımı farketmemiştim bile.

"SooMi ! SooMi !" Minseok'un bağırışlarını duyuyordum. Uyandım. Sırılsıklam olmuştum. Şiddetli bir yağıyordu. Hava tamamen kararmıştı.
Minseok'un git gide yaklaşan sesi artık yanımdaydı.
"SooMi ! Her yerde seni aradım ! Burada ne arıyorsun sen ?!"
"Burada olmayı seviyorum."
"Sırılsıklam olmuşsun ! Seni yalnız bırakmaya gelmiyor ! Bundan sonra bana söylemeden hiç bir yere gitmeyeceksin ! Şimdi odana git ve üstünü değiştir !" Bağırıyordu. Ben ise sadece ona baktım. Hiç bir şey demeden merdivenlere yöneldim ve odama doğru yürüdüm.
Odama geldim ve üstümü değiştirdim. Daha sonra yatağıma yattım.
Bir kaç dakika sonra Minseok geldi. Onu görünce arkamı döndüm.
Derin bir nefes aldı ve bana yaklaştı. Daha sonra ise yanıma yatıp arkamdan sarıldı.
"Küstün mü bana ?"
Cevap vermedim.
"Hadi ama yapma böyle."
Yine cevap vermedim.
Beni kendine çekip yaklaştırdı ve daha sıkı sarıldı.
"Özür dilerim prenses. Seni üzmeyi istemedim."
"İyi git artık."
"Ama sonuçları merak etmiyor musun ?"
"Hayır git."
"Şuna bak bir de trip atıyor. İyi hikayenin sonunu anlatmıyorum o zaman."
Birden ayağa fırladım.
"NE ! İyileştim mi ?!"
"Merak etmiyorsun zaten boşver."
"Doğru etmiyorum. Git hadi."
"Ah peki gidiyorum."
"Bir daha da gelme. Benimle doktor DongWoo ilgilensin mümkünse. O çok şey.. yakışıklı."
"Aish amacın ne senin ?! Mümkün falan değil ilgilenemez !"
"Neden ?"
"Onun çok hastası var çünkü."
"E sen onun bir hastasını al beni ona ver ?"
"Yok olmuyor öyle."
"Ama Eunha bana mümkün olduğunu söyledi ?"
"Gerizekalı o dinleme sen onu. Teyzem onu yanlışlıkla balkondan attı böyle oldu o."
"İyi. İlgilenmesin. Bari ben gidip sohbet edeyim onunla." Dedim ve kapıya yöneldim. Birden Minseok kolumdan tuttu.
"Olmaz ! O şeyde. Gitti o. Şeye gitti. Çin'e."
"Ama odama gelirken gördüm."
"Ya sen gördün sonra ben az önce gelirken buraya o şeydi çıkıyodu. 'Nereye?' Dedim 'Çin'e.' Dedi. Öyle yani."
"İyi öyle olsun. Ama sen de git artık. GİT !"
"Ya yapma böyle senin için çok endişelendim. Çok korkmuştum ben de bir an bağırıverdim.. affet."
"Gitsene uyuyacağım of !"
"Tamam. Gidiyorum." Dedi ve kapıya yöneldi. Tam çıkarken arkasını döndü ve işaret parmağını bana doğrulttu.
"Geri geleceğim kraliçem."
💫💫💫💫
Evet yb geldi ama ne yazdığım hakkında hiç bir fikrim yok osnowjzoajsa

MY DOCTORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin