"Benim ordum hazır, ya seninki?" Taehyung kirpiklerinin altından kibirli bir ses tonuyla sorduğunda Jeongguk iç çekmiş ve yavaşça kafasını olumlu anlamda sallamıştı.
"Güzel," Dedi ve parmaklarını çıtlattı. Bağırıp çağırmamak için kendisini çok zor tutuyordu çünkü sinirleri bozuktu. Jeongguk'la aynı krallığı yönetmek istiyordu, düşman olmak değil. Ama beyefendi tutturmuştu 'kralın eşi savaşmaz' diye, Taehyung'da haliyle sinirlenmişti.
Jeongguk'la savaşıp ona marifetlerini gösterecekti.
"İlk kim hamle yapacak?" Jeongguk'un sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Elini yumruk yapıp Jeongguk'a uzattığında onu anlamadığını fark ettiği için açıklama yapma gereksiniminde bulundu.
"Taş, kağıt, makas oynayacağız." Jeongguk onu onaylayan mırıltılar çıkartıp biraz daha arkadaşına doğru yaklaşırken Taehyung içten içe kötü kahramanlar gibi kahkaha atıyordu. Bu oyunda kimse onu yenemezdi, Jeongguk bile.
İkisinin de yumruk yaptığı elleri karşı karşıya geldiğinde aynı anda yukarı aşağı oynatarak konuştular. "Taş, kağıt, makas--" Taehyung makas yapmış ve Jeongguk'un elinin de kağıt olduğunu fark etmişti. Tam kazandığı için hava atacakken Jeongguk birden yüzüne doğru yaklaşmış ve kağıt yaptığı elini sağ yanağına koyup sol yanağına da minik bir buse bırakmıştı. "Öpücük!"
Taehyung'un makas yaptığı eli kucağına düşerken şaşkınlıktan gözleri büyümüş ve ağzı açık kalmıştı. Midesinde canavar kamyonların yarıştığını hissediyordu. Öylesine kıpkırmızı olmuştu ki bir anda kafasından duman bile çıkabilirdi.
"A-ma, ama sen hile yaptın!" Kekeleyerek itirazını dile getirirken Jeongguk onu umursamamıştı. Dudaklarına yerleşen minik sırıtışıyla omuz silkmiş, kendi kırmızı krallığının arkasına oturmuştu. İlk hamle onundu.
"Savaşta her türlü şey yapılabilir." Demiş ve gözlerini ordusuna çevirip eksik var mı diye kontrol etmişti. O sırada Jeongguk'un sözleri Taehyung'un zihninde birçok kez yankılanmış ve yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmasına sebebiyet vermişti. Eğer Jeongguk hile yapıyorsa kendisi de yapabilirdi demek oluyordu bu.
Taehyung kendi mavi krallığını ve ordusunu gözden geçirdi. Stratejilerinin ve savaş pozisyonlarının tamam olduğunu aklına not etti ve kafasını kaldırıp Jeongguk'a baktı. Kazanacaktı, ne olursa olsun bu savaşı kesinlikle kendisi kazanacaktı. Jeongguk'a gösterecekti kim savaşabilirmiş, kim savaşamazmış.
"Başlayalım!" Jeongguk elini yumruk yapıp havaya kaldırarak bağırdığında boşta kalan eliyle de bir tane altı askeri hareket ettirmişti. Ağzından atın ayak sesleri, askerin çıkardığı acı dolu inlemeleri ve bıçak/silah seslerini çıkarırken Taehyung birden ayağa kalkmıştı. Jeongguk ne olduğunu anlamayarak ona baktığında esmer oğlan arkadaşının üstüne çullanmış ve kolları ile bacaklarını zayıf bedene sıkıca dolamıştı.
"Yah, Kim Taehyung! Krallar savaşmayacak!" Jeongguk, Taehyung'dan kurtulmaya çalışırken laf yetiştiriyor, çatık kaşlarıyla huysuzluğunu belli ediyordu. Taehyung birden sinirlendi, o da kaşlarını çattı.
"Ne demek savaşmayacak? Düşmanız biz, düşman!" Jeongguk omuz silkti ve başını başka bir yere çevirdi. Taehyung'la tabii ki de savaşmayacaktı, ona zarar vermezdi. Ama ordusuna ve krallığına verirdi. Hem eğer mavi krallığı yıkarsa Taehyung boşta kalırdı ve Jeongguk onu yanına alırdı. Planı böyleydi fakat Taehyung şuan her şeye engel oluyordu. Hiç söz dinlemiyordu!
"Ben seninle savaşmam!" Taehyung eliyle Jeongguk'un çenesinden tuttu ve acıtmamaya özen göstererek kafasını kendisine çevirdi. Şimdi göz gözelerdi.
"Neden? Çok mu güçsüz duruyorum?" Taehyung'un somurtarak dedikleriyle Jeongguk onun bollaşan kollarından kurtulmuş ve ellerini hızla onaylamaz şekilde sallamıştı. Taehyung güçsüz değildi ki, asla olamazdı. O, Jeongguk'un kahramanıydı sonuçta.
"Hayır, hayır! Ben sadece.." Üfleyerek gözlerini yere indirdi ve elini ensesine atıp kaşıdı. "Seninle aynı krallıkta olmak istiyorum, düşman olmak değil." Sitemli sesi ve yanaklarını şişirerek konuşması Taehyung'un kalbini hızlandırırken ikili aynı anda utanç duygusunu yaşamış ve gözlerini kaçırmışlardı.
Taehyung eliyle saçlarını karıştırıp derin bir nefes aldı ve daha fazla dayanamayacağını anlayarak ayağa kalktı. Jeongguk ona alttan alttan merakla bakarken yanına iyice yaklaşmış ve oturmuştu. Dip dibe oldukları için mutlulukla gülümsemişlerdi.
"Tamam," Dedi ışıl ışıl parlayan gözleriyle. "Senin eşin olacağım." Jeongguk duyduğu cümleyle sevinçle cıvıldayarak kollarını hızla Taehyung'un boynuna dolamıştı.
"Her yeri fethedeceğiz!"
******
Kitabın bitmesine çok çok az kaldı, bu tip boş bölümlerle sizi boğduğum için kusuruma bakmayın. Sadece, onları böyle düşündükçe kafayı yiyesim geliyor ve yazıyorum. Artık ne kadar becerebiliyorsam:,)
Havalar cidden fazlasıyla sıcak, bol bol su için. Vitamin alın, öğünlerinizi aksatmayın. Geç saatlere kadar ayakta kalmayın, uyurken üstünüzü örtmeyi sakın unutmayın! Uyuyan insan üşür. Kendinize çok dikkat edin, güzelce eğlenin<3
Sizi çok seviyorum<3
Bai!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nothing like us
Fanfictionso never tell yourself you should be someone else stand up tall and say i'm not afraid |fluff|