Yıldızları topla ve bedenine yay. Öyle bir parlayacağım ki, woah!(B.A.P-Hands Up)
-Kim Mingyu
------------
Gözlerimi açmaya çalışıyordum. Kirpiklerim yapışmış gibiydi. Gözlerimi aralayıp bulanıklaşan ortama baktım. Baktıkça daha da bulanıklaşıyordu. Gözlerimi açtıkça görüşüm azalıyordu.
Etrafa bakındım. Burası benim odam, evim, gittiğim gördüğüm herhangi bir yer değildi. Birilerini aramak istedim. İçimde hafif bir korku vardı. Daha önce adım atmadığım bir yerde duruyordum. En son biri beni aramıştı. Açtığım da ise;
"Seni özlediğimi söylemiştim. Neden hemen gelmiyorsun?"
Dedi. Bir kadın sesiydi. Annemin sesi olabilirdi. Böyle bir ihtimal vardı. Herhalde bunun düşüncesi ile birden yığılmışım. Öyleyse neden buradayım? Wonwoo nerede? Ben neredeyim? Biraz daha bakındıktan sonra seslenmeye karar verdim.
Mingyu--"KİMSE VAR MI? LÜTFEN SES VERİN."
Ses gelmedi biraz daha durup seslenmeye devam ettim.Takır tukur sesler gelmeye başlamıştı. Biri bana doğru geliyordu.
Mingyu--"Lütfen bakar mısınız? Ben neden buradayım? Kim beni buraya getirdi? Wonwoo mu?"
Dedim. Cevap bekliyordum. Yıkık dökük bir yerde tek başıma oturuyordum. Kalkıp yürümeye korkuyordum. Nasıl buraya geldim böyle?Yabancı--"Beni özlediğin için buradasın. Hoşgeldin. Temelli gelmek istemez misin? Ben seni çok özledim."
Dedi. Bu ses bu..çok tanıdıktı. Görmek istedim. Arkadası dönük kumral bir bayandı. Kim olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Önünü dönmüyordu. Aklıma tek bir kişi geldi.
Mingyu--"Ben neden buradayım? Lütfen cevap verin. Beni neden özlediniz? Anlamıyorum lütfen anlatın."Diye haykırdım. Saatlerdir buradayım ve çıldıracaktım.
Yabancı--"Beni özledin bunu sende biliyorsun. Beni affetmeni istiyorum Mingyu. Senin için savaşmamış, bırakıp gitmiş, ömrü boyunca seni düşünmüş anneni..beni affetmeni istiyorum. Seni çok özledim. Sarılmak istiyorum sana,ölesiye sarılmak.."Bunu dedikten sonra yüzünü biraz çevirip,şok olmuş bana yarım gülerek sözüne devam etti.
Yabancı--"Ama bunu yaparsam asla buradan gidemezsin. Beni çok özlediğini bildiğim için yapmalıyım. Sence?"
Diyip bana baktı. Bu kadın annemdi. Ve ben.. nefes almayı bırakmıştım. Bunlar ne demek oluyordu. Ben nasıl burada geldim? Buradan çıkabilecek miyim peki?
Birden ağlamaya başladım. Gitmek istiyordum. Karşımda ki kadın bana yavaş yavaş yürümeye başladı. Çok korkuyordum. Buradan gidememek, nasıl geldiğimi bilmeden.. Konuşmak istiyordum ama konuşamıyordum. En son bağırmaya başladım bir umut.
Mingyu--"WONWOO WONWOOOOO WONWOOOO OAAAT POOP LÜTFEN BULUN BENİ. NASIL GELDİM BURAYA WONWOOOOOOO LÜTFEN. NEREDESİNİZ? WONWOOOOOO"
Devam ettim. En son bir ses duydum.
Wonwoo--"Sakinleş Mingyu sakinleş buradayım tamam geçti. Uyanacaksın ve geçecek."Birden gözlerimi açtım. Etrafıma baktım. Koltuğumda uzanıyordum. Karşımda bana dolu gözlerle bakan bir Wonwoo vardı. Kendi evimdeydim.
Ağlayarak Wonwoo'yu kendime çektim ve ona sarıldım. Gerçekten çok korkmuştum. O kadar gerçekçiydi ki. Ağlayarak konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Light || Meanie ~~
Fiksi PenggemarEllerim titredi senin boşluğunda. Yanışlarım anlamsızlaştı yanışlarında. Gözlerin görebileceğim en parlak yıldız sen ise görebileceğim en zorlu ders.. #1 MEANIE