Zorla uyuyorum çünkü gerçekle baş etmek çok zor.
Nasıl olduğumu soranlara cevabım her daim kocaman bir gülümseme olacak
--Kim Mingyu
-------------------------------------
Unutamayacaklari anların ardından temizlenip yataklarina geçip uyudular. Sonunda gerçekten birlikte olabilmislerdi. Ruhen bağlı olan bedenleri de bu hazzı almıştı. Geç veya erken farketmez bu kadar şeyden sonra zorda olsa, hala beraberlerdi.
Aralarında sırlar, acılar, hüzünler, inatlar olsa da o aşk bütün bu duyguların önündeydi. Ne olursa olsun ihanet yoktu veya yalan. Saflardı birbirlerine karşı. Sade bir aşk.. Daha başka ne ister ki insan? Uyandığında kolları arasında o sevdiği bedeni bulmaktan başka..
Wonwoo, sonunda o daldığı kollar arasında huzurlu dünyasına uyandı. Gözlerini açar açmaz karşısında sevdiği beyi gördü. Biraz ona baktıktan sonra aklına sevişmeleri geldi.
İçinden nasıl bu kadar cesur olabildim diye geçirdi kızarırken. Mingyu uyanık olmadığı için çok şanslıydı. Eğer uyanık olsaydı onu daha da fazla utandırıp yerin dibine kadar sokabilirdi.
Wonwoo içinde ki mutlulukla Oat ile telefonda konuştuktan sonra sevdiği beyin duduşlarını öpüp geri uykuya daldı.
Her şey duzelmemisti belki ama huzurlari vardı. Mingyu'nun bilmediği çok şey vardı ve Wonwoo bunları nasıl söyleyecekti? Ertelemekten başka bir şey bulamıyordu. Fakat böyle de olmazdı. Artık bazı şeylerin zamanı gelmişti.
.
.
.
---------------------—--------Mingyu'dan-----------
Sonunda-Oat'ın kapıyı kırma çalışmaları sayesinde-uyandığımda, Oat'a teşekkür edip yolladım. Bu sesten gram etkilenmeyen sevgilimin yanına döndüm. Resmen hastane sallandı bu çocuk nasıl uyanmadı??
Birkaç durtuklemeden sonra nihayet gözlerini açan sevgilimin yanına uzandım. Geri uyumaya çalıştığını görünce hızlıca üstüme bindirdim. Uyanabilen bu minnoşa "işte böyle uyandırırlar" bakışı attıktan sonra doğrulup boynunu öptüm.
Mingyu--"Bir kaç saat önce neler yaptık. Kucağıma çıkarmama mi şok geçirdin? Gerçekten mi?"
Kızarmak mı? Yoksa ben başka biri ile mi birlikte oldum. Yani bu kişi ile o kişinin pek alakası yok gibi.
Mingyu--"Wonwoo abartmıyor musun? Utandın mı? Ne oldu böyle?"
Wonwoo--"Evet utandim."
Hiç kabul edeceğini düşünmemiştim. Şimdi ne demeliyim?
Mingyu--"Tamam bunun hakkında konuşmayalım. Aç şu yüzünü."
Wonwoo--"Tamam ama şimdilik konuyu acmayacaksın."
Kafamı salladiktan sonra elini yüzünden çekip derin bir nefes aldı. Bu çocuk cidden bu kadar utandı mı? Şu domates surat ile dalga geçmeli miyim? Ağzına sicar Mingyu, bosver tosun.
Mingyu--"Ee sevgilim ne yapalım şimdi?"
Wonwoo--"Tekrar mı seks diyorsun yani?"
Diyerek gülümsedi ve dudaklarını ısırarak bana doğru yöneldi. Az önce utanmıyor muydu ya bu çocuk? Bu duygu geçişleri niye bu kadar ani. Ayak uyduramiyorum.
Mingyu--"Hayır sevgilim popisin zaten fazlası ile acıdı ve kaç saat oldu birazdan doktorlar gelirler ama istiyorsan tabiki dünden hazırım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Light || Meanie ~~
FanfictionEllerim titredi senin boşluğunda. Yanışlarım anlamsızlaştı yanışlarında. Gözlerin görebileceğim en parlak yıldız sen ise görebileceğim en zorlu ders.. #1 MEANIE
