Fiction

275 36 13
                                        

   Sarıldığımda gitmene izin vermiyorum. Bizim için son diye bir şey yok

    Hikayemiz bitmeyecek, ben tekrar yazacağım ve sonsuza kadar sürecek. İçime sızan bu gerçeği, oraya gömeceğim.(Beast/Highlight-Fiction)

    -Kim Mingyu

-------------------------------------

   
  Sevdiğim adamın uyandığı zamanı düşleyerek daldığım uykudan uyandım. Bulunduğum yere baktım, emin olmak için. Hala Mingyu'nun kucağındaydım ve hala o uyanmamıştı. Eğer uyanmış olsaydı saçlarımı öper koklardı, belime dolardı kaslı kollarını, belki de her yerime dokunurdu belki de daha fazlası ama en önemlisi benimle konuşurdu. Sadece sesini çok fazla özledim, beni sevdiğini söylemesini çok çok fazla özledim. Onu çok özledim, uyanamazsa bende uyanamam.

   Erken bir saatte uyanmıştım ve hala istediğim hiçbir şey olmamıştı. Bari günüm aydınlansın diyerek yerimden doğrulup sevdiğim adamı izlemeye başladım. Teninin rengi gitmiş, yüzünde ki tebessüm eksilmisti. Zayıflamıştı birde bana hep zayıf diyen devim. Değişmeyen şeyleri de vardı tabi, mesela yüzüne baktığımda gördüğüm şeyler değişmemişti, değişecek duygular değildi bunlar. Benim onda gördüğüm şey değişmezdi.

   Uyandığımdan beri yaptığım tek şey sevdiğim adamın saçlarını okşayıp onu izlememdi. Saatlerce yapabilirdim ki şu an yapıyordum zaten.
   
   Uyandığı zaman ona acimayacağımı da not aldıktan sonra odanın lavabosuna doğru yol aldım. Lavabo da işimi bitirip elimi yüzümü de yıkadıktan sonra Mingyu'nun yatağının karşısında ki koltuğa oturup elime telefonumu aldım. Kaç gündür doğru düzgün bakmıyordum, olan şeylerden de haberim yoktu. Bir kaç tane habere şaşırıp, birazına üzülüp, kızıp, sevinip, hıçkırdıktan sonra bizim haberimizi gördüm. Acaba okumalı mıydım? 'Kim bilir hakkımızda neler yazdılar.' diyerek telefonu tekrar kapattım.

   Birkaç hemşire ve güzel arkadaşlarımız gelip gittikten sonra kendime bir şeyler söyledim ve tekrar manzaramın başına kuruldum. Uyandığı zaman ona yapacağım veya yapacağımız şeyleri düşününce bir yerlerimin kalkmaması da mümkün olmuyor tabi.

     Wonwoo--"Ahh Mingyu ah. Keşke bir uyansan da sana ne kadar aç olduğumu görsen."

     Diyerek dudaklarını öptüm güzelimin. Saçına da küçük bir öpücük kondurup geri çekildim. Masasının üzerine bıraktığım kitabımı alıp okumaya başladım.
  .
  .
  .

   Mingyu--"Bende seni çok özledim sevgilim. Beni affet."

   Benimle konuşan Mingyu'ya döndüm

   Wonwoo--"Gerizekalı tabi ozleyeceksin. Kendine gel."

     Bir insanın daha doğru sevgilisi Wonwoo olan bir insanın özledim demesi kadar saçma bir şey yok. Yani senin neyine beni özleme-bir dakika.

    Wonwoo--"Mingyu sen..sen.. konuştun mu? Mingyu hadi güzelim tekrar soyle. Seni ne kadar çok özledim haberin var mı? Seni çok seviyorum bebeğim."

    Wonwoo--"Lan gerizekalı konuştun az önce konuşsana tekrar."

   Hayır canım yok artık delirecek kadar ilerlemedim herhalde.

   Duraksayıp biraz daha baktım Mingyu'ya. Yani duydum..buna eminim. Yada değil miyim acaba? Yok artık Wonu kendine gel.

   Wonwoo--"Lan bak bir daha söylemeyeceğim. Duydum söylediğini tekrar söyle. Uyan hadi ya. Bak valla ağzına sıçarım senin. Net söylüyorum."

The Light || Meanie ~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin