Güneş üzerime parlıyor. Gerçek hala olduğu gibi, değişmiyor.
Oyuna geldim istesem de benliğime dönemem artık. (Kard-You in me)
--Kim Mingyu
--------------------------
Hala Oat ile ayrı masada oturuyorduk. Kendime gelmeye çalışıyordum. Diğer masadakiler bizi çağırmaya başlayınca da hemen tuvalete gitmek için kalktım. Kendime gelmeliydim.
Tuvalette elime, yüzüme ve enseme su çarptıktan sonra, biraz daha iyi bir şekilde, masaya geri döndüm. Herkes sipariş vermişti fakat ben vermemiştim. Gerçi ne yiyeceğimi de bilmiyordum ki.
Menüyü elime alıp incelemeye başladım. Bunu gören Wonwoo gelip konuşmaya başladı. Onu dinleyecek gibi değildim. Gözlerine bakamıyordum. Onunla konuşmam gerekliydi ama yapamazdım.
Wonwoo--"Mingyu, boşuna bakma ben senin için sipariş ettim. Hoşuna gidecek."
Gözlerine baktım. Bu hayalkırıklığını üstümden atamıyordum.
Mingyu--"Ben seçerdim neden zahmet ettin."
Wonwoo--"Burayı ben önerdim sana. O yüzden buradayız. O yüzden senin için seçmeliydim. Şey..istersen başka birşey söyleyebilirsin."
Niye para için babam ile işbirliği yapma ihtimali olan birine bu kadar sarılmak istiyorum?
Mingyu--"Hayır bunu yiyeceğim. Sadece senin için söyledim. Gelse de yesek."
Wonwoo--"Oat ile ne konuştunuz. Bir gözyaşı görüyorum şu an."
Farketmeden akmıştı. Tıpkı benim sana farketmeden kapıldığım gibi, gözyaşlarımda sana kapıldı.
Mingyu--"Farketmedim aktığını herhalde havadan oldu. Öyle önemli birşey konuşmadık."
Wonwoo--"Annenin olayı ile ilgili mi konuştunuz? Bana anlatabilecegini biliyorsun değil mi?"
İnan hiçbir şey bilmiyorum. Bildiğim şeyler de akla zarar.
Mingyu--"Tabiki biliyorum ama konuyu biliyorsun. Konuşmak istemiyorum bu konu hakkında."
Wonwoo--"Tamam öyleyse. Ben bir siparişlere bakıp geleyim."
Diyerek gitti.
Gittiği gibi ayakkabılarımı bağlıyormuş gibi yaparak, gözyaşlarımı bıraktım. Bir masanın altında ağlıyordum. Herkes gülerken, her zaman ki gibi ben ağlıyordum. Gene sebep annemdi tek bir farkla, bu sefer kalbimde ağlıyordu.
Wonwoo yemeklerimizi getirip geldi. Her zaman ki gibi yanıma oturdu. Konuşmuyordu. Bende bu arada gözden geciriyordum yaşananları. Tanışmamızı, yaptığı hareketleri, bakışını, dokunuşunu, benimle ilgilenişini..saçma geliyordu. Onun para için böyle birşey yapmayacak biri olduğu belliydi, ama o not. Herşeyi hatırlıyordum. Dün gece dışında herşeyi.
Ben sessizce masadakileri izliyordum. Wonwoo Namjoon ve Tae ile konuşuyordu. Oat ise Pop'u kolları arasına almış Xuan ile konuşuyordu. Hao telefonla uğraşırken, Jaehwan ve Jaehyun ciddi bir konuşma yapıyorlardı. Ben onlardan uzaktim. Yakın olduğum kişiye bile uzaktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Light || Meanie ~~
FanfictionEllerim titredi senin boşluğunda. Yanışlarım anlamsızlaştı yanışlarında. Gözlerin görebileceğim en parlak yıldız sen ise görebileceğim en zorlu ders.. #1 MEANIE
