Sorgu

241 37 38
                                        

Hiç açmayacak bir çiçek gibi solduğum gün, sendelerken, beni tutan sendin.

Parlak bahar günlerinin önünde sana söz veriyorum.(Wanna One-İ.P.U)

-Kim Mingyu

------------------------------

Az önce duyduğum bağırış ile koşarak balkona geldim. Aşağı baktım, hiçbir şey yoktu. Ama..duymuştum. Eminim, duyduğuma.

Tamam delirebilirim aslında baya sebebim var ama bu biraz hızlı olmadı mı?

Hemen Oat'ı aramalıydım.

Mingyu--"Alo Oat? Az önce bir bağırış duydun mu?"

Oat--"Hayır. Ne oldu ki? Ne diye bağırdılar?"

Mingyu--" Adımla bağırdılar.(Adımla seslendi nasıl Ağrımaaaa gittiiiiiiii belki de Konyama gitmiştir skdhkshd)Duymamış olamazsın Oat. Sen benim alt katımda oturuyorsun."

Oat--"Evet duymamış olamam. Ev sessiz bir de herhangi birşeyle de ilgilenmiyorum. Duymam gerekir öyle birşey olsa. Emin misin duyduğuna?"

Mingyu--"Aslında evet eminim. Ya da değilim. Neyse kapatmalıyım."

Diyerek kapattım. Sesler duymaya başlamam tuhaf olur yani daha 10 dakika olmadı. Evet daha 10 dakika olmadı.

Wonwoo tavukçudan dönmüş olamaz. Değil mi? O hızlı yürür ama yavaş geleceğini söyledi. Öyle yazıyordu. Ya da yazmiyor muydu? Beni özler o gelir. Her sarıldığında kokumu çekiyordu illa ki özler. Değil mi Wonwoo? Gelirsin değil mi? Açsana hadi telefonunu. Seni seviyorum Wonwoo. Ne yaparsan yap seviyorum.

Balkon kapısının önünde oturup ağlıyordu Mingyu. Seviyordu Wonwoo'yu belki de kendinden daha çok seviyordu. İstiyordu sonuna dek. Oysa ki bu eve gelirken beraber yemek yapacaklarını hayal edip durmuştu. 30 dakika önceye kadar beraberdiler. Bu kadar acımasız olabilir mi Wonwoo? Mingyu'ya göre ASLA.

Mingyu ağlayarak ve yalvararak Wonwoo'yu arıyordu. Telefon yetmiyordu. Çıkmalıydı. Belki de Wonwoo tavukçuda onu bekliyordu? Hassas bedenine tavuk ve diğer aldıkları ağır gelmişti belki? Gitmeliydi Mingyu. Wonwoo'suna. Onun su an bir araba içerisinde kanlar içerisinde olduğunu bilmeden..

Böyle oturarak hiçbir şey yapamayacağımı anladım. Kalkmalıydım. Wonwoo'nun bir açıklaması vardır belki de. Belki de sürprizi bu değildir. 'Wonwoo beni bekliyor gitmeliyim' diyerek paltomu giydim. Üzerimi düzelttim çünkü Wonwoo beni güzel görmeli.

Aklıma o bağırışı ve yüzüme sahte, umutlu gülümsememi katarak dışarı çıktım. Kapıyı kapatıp derin bir nefes aldım ki yukarıda ki komşu abla beni gördü ve seslendi.

CL--"Mingyu, oğlum. Dışarı da sanki biri seni çağırdı. Sevgilin sanırım."

Ben tek duymamıştım. Doğruydu.

Mingyu--"CL abla sen gördün mü? Kimdi o gelen? Ne şekilde bağırdı?"

CL--"Evet gördüm ama olayı değil. Balkonda bir sigara içeyim dedim. Seninle kalan siyah saçlı yakışıklı çocuk varya işte o geldi kapıdan. Ellerinde birşeyler vardı. Takılmadım gülümseyip içeri geçtim. Sonra bağırışını duydum geri dönüp baktığımda yoktu. Senin yanına çıktığını düşündüm. Kötü bir şey mi var?"

The Light || Meanie ~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin