Aaaaa aaaaa
Anne!
Aaaa aaaaOkadar korkmuştum ki bağırıp duruyordum. Ablalarım koşarak yanıma gelip beni sakinleştirmeye çalışıyorlardı.
Buğra: oha!
Ateş: hey, gizli oda.
Ateş gizli oda deyince bende sakinleşip ayağa kalkıp, baktım .
Sanem: eee, ne duruyoruz? Girelim, bakalım ne var.
Buğra: telefonlarınızla ışık açın. Bakalım içerde ne varmış.
Ateş: amcamları çağıralım mı?
Funda: neden?
Ateş: onlarda bilsin.
Buğra: Off, Ateş, sende amma korkak çıktın. Neyse sen kal şimdi korkudan altına kaçırırsın.
Ateş: ha ha ha, çok komiksin!
Buğra: huuu, belki cinler vardır. Bilinmeyen yaratıklarda ola bilir.
Funda: abartmayın yaa.
Ateş telefonunun ışığını açıp önden içeri girdi. Arkasından Funda ablam ile ben girdim.
İçerisi çok karanlıktı. Bayağı büyük bir odaydı. Duvarlarda değişik sembollar vardı. Bir köşede masa, masanın üzerinde kalın bir kitap duruyordu.Funda: baksanıza buraya. Burda ne var.
Yerde büyük bir delik vardı.
Ateş: Buraya gelin!
Birlikte Ateşin durduğu yere gittik. Yerde garip dört köşe bir sembol vardı.
Buğra: durun belki şu kitapta birşeyler yazıyordur bunun la ilgili.
Buğra masadan kitabı alıp geldi. Elinde birkaç tane mum da vardı. Mumları daha önce fark etmemiştim.
Cebinden çakmak çıkarıp önce mumları yaktı sonra yere oturdu. Buğra kitabı okumaya başlamıştı. Diğerleride yere oturdu. Ben ise ayakta duruyordum. Birden Buğra kahkaha atarak:Ey dinleyin şindi. Herkes Bir köşesine geçsin.
Ateş: neden?
Buğra cevap vermeden kitabı ortaya koydu.
Elele tutuşmamız lazım.
Sonra Buğra okumaya başladı:Arakum raskule
Makulum baçkule
Baçkura Arçura
Baskura Arçura
Baskura Arçura