'RÜZ,
" Kaan herkese hâlâ onun peşini bırakmadığını ve kendisini deli gibi kıskandığını anlatıyormuş." dedi Berrin kaşlarını büyük ihtimal istemsiz çatarak. Genelde yaptığı bir hareketti.
" Onun ağzını bir si-
Kaya'nın lafını elimi ağzına kapatarak bölmüştüm.
" Şş sakin." diye mırıldandım.
Sinirlenmemiştim. Böyle olacağını biliyordum zaten.
Kaya sinirli gözlerini bana çevirirken körük arkadaşımız Toprak cümlesini aynı tonda tamamladı. " Keriz var yaa-
" Toprak!" dedim uzatarak.
" Ne ya?" dedi kaşlarını çatarak. " Keriz dedim kızım. Seni bırakmış o kaşara gitmiş tabi keriz."
İster istemez, ortamdan uzaklaşma iç güdümün çalışmasıyla bunu hak etmeyen
arkadaşlarıma atarlandım:" Şu konuyu kapatalım mı artık?!"
Bu sırada kantinde olduğumuz için dediklerimi duyan yan masadaki karşı sınıfın aptal kız grubu bana bakıp alaylı gülüşlerini gönderdi.
Kendimi tutamayarak onlara da parladım. " Ne gülüyorsunuz? Hayır neye gülüyorsunuz yani? Hele sen." dedim Gaye'ye bakarak. " Neye gülüyorsun? Okulun full time, neredeyse asgari maaşlı orospusu olmana mı gülüyorsun?"
Toprak muhtemelen kendini tutamayarak, " Ooo," diye anırdı. " Çok güzel koydun Eylül'üm..."
Bu sırada o tarafa bakmasam da Kaya'nın Toprak'a ters bakışlar attığını görebilmiştim. Sonra bana dönerek, " Şşş." diye mırıldandı yatıştırıcı bir tonla. " Sakin. Hadi kalkalım güzelim."
Gaye'nin gülüşü yüzünde donarken o yapmacık sinirli ifadesini takınıp, " Ne diyorsun be sen?!" diye cırladı bana doğru.
" Diyorum ki-
diye başlamış, ayağa kalkarak ona yaklaşmıştım ki Kaya demin benim ona yaptığım gibi ağzımı kapatıp beni susturdu.
Durdurmak içinse koluma girmişti; aynı anda Toprak'ın da diğer koluma girdiğini hissettim.
Beni havaya kaldırarak ortamdan uzaklaştırmaya başladılar.
Ben de bu sırada onlardan kurtulmak için debeleniyordum. Söylediklerimse ancak boğuk mırıltılar hâlinde dışarı çıkıyordu.
Toprak'ın arkasına bakarak, büyük ihtimal yan masayla atışmaya başlayan kız arkadaşlarımıza dönüp, " Uzatmayın siz de hadi yürüyün." dedi. " Belim ağrıyor zaten, hayvan gibi olmuş bu. Vallahi tek tek taşıyamam hiçbirinizi." Bana yönelttiği sözleriyle havadaki ayağımı bacağına geçirdim. " Öküz!" diye bağırmıştım ama anlayıp anlamadığı tartışılırdı...
Sonra da kantinden çıktık.
Daha doğrusu beni dışarı ötelediler.
○●○●○●
Gün boyu dışarı çıkmayıp sınıfta test çözmüştüm.
Bunun o gerizekâlıyla falan alâkası yoktu. Veya söyledikleriyle. Veya söylediğine inanmaya dünden hazır onlarca dedikodu köpeği insanla.
Sadece bu sıralar kafamı dersler dışında bir şeylerle meşgul etmek içimden gelmiyordu o kadar.
Şey aslında...
Belki bir kişi istisnam olabilirdi.
Her neyse. Bütün gün ders çalışmıştım işte ve şimdi erken ayrıldığımız dersten çıkmış okulun çıkış kapısına gitmek üzere yalnız başımıza Kaya'yla merdivenlerden iniyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WİNDOW //don't talk about it (TAMAMLANDI)
Fiksi Remajarüzgar.kargın: heyecanlanınca güzel oluyorsun biliyor muydun? Diyecek bir şey bulamayarak telefonla bakışmaya devam ettim. Yüzüm yanıyordu. rüzgar.kargın: Vazgeçtim rüzgar.kargın: Hem utanıp hem heyecanlanınca çok daha güzel oluyormuşsun. Anında k...