☆9☆

35.6K 1.3K 629
                                    

'PLANLAR,

Heyecanımı gizlemek için olağanüstü bir çaba göstermiştim.

Veya kalakalmamak için.

Neyse ki sadece bir saniyelik duraksamanın ve istemsiz bir yutkunmanın ardından hemen cevap verebildim.

" Peki benim seninle gelmeyi kabul edeceğimi sana düşündüren şey neydi?"

Evet, tamam her hareketi bana aşırı çekici geliyordu.

Evet sakallarıyla hâlâ garip bir iç sevişme yaşıyordum.

Evet kalbimi bir saniyede bin beş yüz attırabiliyordu.

Ve evet ONUNLA TABİİ Kİ HER YERE GİTMEYİ KABUL EDEBİLİRDİM!

Ama sadece utanıyordum işte...

İstemesem de çok utanıyordum ve o benim her fırsatta üzerime gelmeye devam ediyordu.

Tamam evet bu da beni ona daha çok çekiyor olabilirdi ama şimdiden onunla bu kadar çok ilgilendiğimi belli etmek istemiyordum.

Hele ki hâlâ, ondan utanmama sebep olan olay aklıma geldiğinde daha da utanılacak şeyler hissediyorken ona bir şeyler belli etmek hiç iyi bir fikir değildi. 

Yüzü her zamanki gibi eğlenir bir hâl aldığında sert olduğunu umduğum ifademi korumaya devam ediyordum.

Gözleri hızlıca yüzümü dolaştı. " Ama benimle gelmeni istiyorum."

Yine o göz kısma hareketi.

" Aslında bunu sen de istiyorsun. Her neyse..."

Kalp atışlarım anında daha yüksek bir tempoya geçiş yapmıştı.

" Ve bir de seninle olabilmek için Doğan Cüceloğlu'nun seminerine katılmadım. Bence bir 'tamam'ı hak ediyorum."

" Şey," diye mırıldandım. " O kim?"

" Türkiye'nin en ünlü psikologlarından biri. Aynı zamanda hayranı olduğum bir yazar."

Bir dakika. Ne demişti o demin?

Seninle olabilmek için seminerine katılmadım demişti.

BENİM İÇİN O ADAMI GÖRME ŞANSINI MI TEPMİŞTİ YANİ?!

YAAAA AMA SALAK...

Ben mal mal yüzüne bakmaya devam ederken yine üstün yeteneklerini kullanarak dışımdan sormadığıma emin olduğum soruyu cevapladı.

" Evet senin için. Şimdi, bana öyle bakmaya devam mı edeceksin yoksa arabaya binelim mi?"

" Benim-" dedim kekeler gibi. Tekrar konuşabilmek için şansımı denedim. İçimden kendimi tokatlıyordum. " Benim, yani bizim Kaya'yla bir planımız vardı."

Gözleri arkama kaydıktan sonra tekrar bana çevrildi. Bakışları çok olmasa da sertleşmiş gibi göründü. " O zaman planınızı erteleyin. Benimle gel."

" Çok tatlısın ama, ben-

Önce aptal bir şekilde sırıttığımı sonra da söylediğim şeyi fark ettim.

Aslında tek amacım Kaya'yı satamayacağımı söylemekti ama bu kadar düşünmeden konuşacağımı hesap edememiştim.

" Ne dedin sen?" Şimdi ifadesi yumuşamıştı.

" Bir şey demedim. Hadi sen koş yetiş seminere. Başka zaman şey yaparız."

Hızlı hızlı konuştuğum için ben bile ne dediğimi zor anlamıştım.

WİNDOW //don't talk about it (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin