Elindeki bitmiş çikolatalı süt kutusunu yavaşça yanındaki minik komidine bıraktı ve aşağıdan gelen bağırışmaları dinlemeye devam etti genç çocuk.
Annesinin bağırışı yankılandı bir süre kulaklarında. "Oğlumu o delilerin yanına göndermem Kim Woo Ji! Sakın böyle bir şey yapmaya kalkma!"
Daha sonra babasının gür sesi yankılandı küçük odasının duvarlarında. "Sen ne kadar inkar etsen de o sorunlu bir çocuk! Kabul et artık bunu!"
Anlam veremiyordu genç. O yalnızca çikolatalı sütünü içer, uyku saatlerini aksatmaz, mor ağaçlarla dolu resimler yapıp duvarlarına asar, elinden geldiğince ailesinin sözünden çıkmamaya çalışırdı. Tüm 21 yaşındaki kişiler de böyle yapmaz mıydı zaten? Babasının onda sorun olarak gördüğü şey neydi?
Düşünceleri arasında annesinin yorgun sesi tekrar doldurdu kulaklarını. "Eğer onu hastaneye gönderirsen... Boşanırım sende-..."
"PARK JİYEON!"
Babası annesinin sözünü şiddetli bir bağırma ile kestiğinde sıçrayıp titremesine engel olamadı genç.
Bu bağırışla doluvermişti gözleri hemen. Çok çabuk korkardı ki o. Büyük bedeninin ardında savunmasız bir çocuk taşıyordu.
Akmaya hazır gözyaşlarını elinin tersiyle özensizce silip hızla odasından çıktı ve merdivenleri seri bir şekilde indi çocuk.
Görüş alanına iki bedenin girmesiyle hemen koşup annesine sarıldı. Kolları annesinin ince beline dolanır dolanmaz ağlamaya başlamıştı bile. Tutamamıştı gözyaşlarını. Hiçbir zaman tutamazdı ki zaten.
Jiyeon omzunda hıçkıran oğlunun ilgiyle saçlarını okşayıp şefkat barındıran sesiyle sordu. "Ne oldu benim oğluma? Niye ağlıyosun bebeğim?"
Çocuk cevap vermek için hıçkırıklarının dinmesini bekledi bir süre. "A-anne. Babam b-bir anda b-bağırınca k-korktum işte. Neden b-bağırdı k-ki sana?"
Jiyeon gözlerini kapatıp oğlunun kokusunu çekti içine. Daha sonra ağlaması durmuş küçüğüne cevap verdi sesinin titrememesine özen göstererek. "Bir şey yok oğlum. Sadece şakalaşıyorduk öyle."
Baba gözlerini sarılan ikiliden çekip evden hırsla çıktı. Ardından kapıyı gürültülü bir şekilde çarpmıştı tabii, bu hareketinin oğlunu yine korkutacağını düşünmeden...
Nefret ediyordu oğlundan. Oğlundan ve davranışlarından... Ünlü bir iş adamı olan kendisinin kameralar önüne gururla çıkarabileceği bir evladı olmalıydı. Yaşına göre çocuksu hareketler sergileyen sorunlu bir evladı değil.
Oğlu aksine karısını ölesiye seven bu adam, birkaç gün önce keşfettiği hastaneye yatırmaya çalışıyordu oğlunu. Fakat ne yaparsa yapsın ikna edemiyordu dertli anneyi. Ayıramıyordu onu çocuğundan.
Öte yandan karısının o hasta çocuğu nasıl sevdiğine anlam veremiyordu. Daha kendi başına banyo bile yapmaktan aciz bir çocuk nasıl sevilebilirdi ki?
Ağrıyan başını ovuşturarak cebinden telefonunu çıkardı yaşlı adam. Hızla birkaç tuşa basıp telefonu kulağına götürdü ve aradığı kişinin açmasını bekledi bir süre.
"Simons Psikiyatri Hastanesi buyrun. "
"Merhaba ben WJ Group'un kurucusu Kim Woo Ji. Doktor Eun ile görüşecektim."
"Ah Bay Kim. Biraz bekleyin hemen bağlıyorum."
Kulağına ulaşan birkaç 'dıt' sesini dinlerken derince ofladı adam. Her şeyiyle yük oluyordu o çocuk onlara. Bir an önce başlarından atmalıydı.
"Buyrun ben Prof. Dr. Eun Hye Rin."
"Merhaba doktor Eun. Sizinle önceden de konuşmuştuk, oğlum hakkında. Maalesef karımı hastaneye yatırma konusunda ikna edemiyorum."
"Hastanın ebeveynlerin ikisi de bunu kabul ederse yatış işlemleri başlayabilir. Eğer eşinizi ikna edemezseniz elimizden bir şey gelmez."
"Birazdan çalıştığı kurulun toplantısına katılacak. Acaba haberi olmadan bir şeyler yapamaz mıyız?"
"Bu yasalara aykırı Bay Kim."
"Para yönünden hiçbir sıkıntı olmayacaktır. İstediğinizin 5 katını verebilirim."
"Bay Kim..."
"Bu yanlış bir şey değil doktor. Oğlumun tedavi görmesi gerekli bir şey. 21 yaşında olmasına rağmen 5 yaşındaki bir bebek gibi davranıyor. Bunun benim açımdan ne kadar utanç verici olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur."
"..."
"Lütfen doktor. Biz eski dostuz."
"Tamam, tamam. Şimdi bir arabaya haber veriyorum. Arabadaki görevlilerin size vereceği birkaç kağıdı imzaladığınız zaman, oğlunuz tamamen bizim olacak. En azından iyileşene kadar."
"İyileşme ihtimali var demek. Ne kadar sürer tedavi süreci?"
"Buna biz değil hasta karar verecek."
"Tamam. Teşekkürler doktor. Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, söylemekten çekinme."
"Çekinmem. İyi günler."
Telefonu suratındaki sırıtışla kapatıp arkasını döndü. Yapması gereken tek şey o gereksiz çocuğu arabaya sokmaktı. Çok kolay...
Kısa süre sonra evi görüş alanına girdiğinde kapıdan çıkan karısını görüp duraksadı. Birkaç adım geri çekilip duvara dayandı ve Jiyeon'un evden uzaklaşmasını bekledi.
Jiyeon evin dışına kadar onunla gelen oğluna sımsıkı sarıldı bir süre. Her zaman yaptığı gibi birkaç tembih fısıldadı kulağına. Daha sonra da oğlundan ayrılıp el sallayarak uzaklaştı evden.
Çocuk annesi gider gitmez hemen eve girdi. Dışarısı tehlikeliydi ona göre. Ya birisi onu kaçırırsa?
Çikolatalı sütüne pipetini soktuğu anda açılan kapı korkuyla titremesine neden olmuştu. Hırsız mıydı bu?
Hızla koltuğun altına saklandı çocuk. Yerden yüksek ve oldukça geniş olan koltuk takımı, onun büyük vücudunu kolayca örtüp saklayabiliyordu.
Kapıyı ardından kapattı yaşlı adam. Adım sesleri boş gibi görünen evde yankılandığında kaşlarını çatıp oğluna seslendi.
Çocuk babasının sesiyle rahatlayıp saklandığı yerden çıktı hemen. Güvendeydi şimdi. Çünkü bir tehlike olursa, babası süper kahraman misali kurtarırdı onu. Babalar böyle yapardı değil mi?
"Baba! Çok korktum, hırsız geldi sandım. Senmişsin!"
Adam oğlunun gereksiz korkusuna yüz buruşturdu bir süre. Nasıl bu kadar aptal olabiliyordu?
"Birazdan seni almak için gelecekler. Bir süre başka yerde kalacaksın."
Çocuk masumca kafasını eğdi. "Neden ki? Annem de olacak mı?"
"Annen yok. Yalnız olacaksın. Hadi hazırlan."
Çocuğun hemen dolmuştu gözleri. Ayrı kalmak istemiyordu o ailesinden. Geceleri korkardı karanlıktan. Gündüzleri üzülürdü yalnızlıktan. Daha kendisi saçlarını da kurutamıyordu. Banyodan sonra hasta olurdu. Doğru ilacı bilmediği için iyileşemezdi de.
Yaşlı adam önünde bebek gibi ağlayan çocuğa hiddetle bağırdı. "HEMEN ÇIK YUKARI EŞYALARINI-..."
Eş zamanlı olarak çalan zil yüzünden kesilen sözünü devam ettirmeden kapıyı açtı adam.
Karşısındaki iki önlüklü gencin karşısına doğru ittirdi hemen oğlunu. Genç ikiliden kahverengi saçlı olan boğazını temizleyerek kendisine korkak bakışlar atan çocuğa doğru sorarcasına konuştu.
"Hasta Kim Taehyung?"
___________
Umarım beğenirsiniz :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stupid // taegi✔
Fanfiction~Tamamlandı "Başkalarının yanında soyunmak çok ayıp bir şeydir hyung." "Biz evliyiz aptal!" #1 - taegi