tg.4

15.6K 1.6K 786
                                    

Taehyung duraksadı. 'Seni değil, kendimi sevmiyorum ben.' Bu onu sevdiği anlamına mı geliyordu. Peki neden kendini sevmiyordu? Kendini sevmeyen insan olur muydu hiç?

"Kendini sev lütfen. Ben de seviyorum."

Yoongi yandaki çocuk gibi kendisini sevebilmek istedi.

"Ben de seviyorum... Seni."

Taehyung annesinden sevdiklerine her zaman onları sevdiğini hatırlatmayı, sakınmadan söylemeyi öğrenmişti. Bu çocuğun da sevgiye ihtiyacı vardı. Başkasından sevgi bulamayan kişi kendini nasıl severdi ki. Taehyung söz verdi kendine. 'Bu çocuğun kendisini sevmesini sağlayacağım.'

Yoongi ise Taehyung'un söylediği sözlerin zihninde tekrar etmesini gözleri kapalı bir şekilde dinliyordu. İlk defa... Bu sözü ilk defa duyuyordu.

"Ama sen bana cevap vermeyince üzülüyorum. Arkadaş olmak istemiyor musun yoksa?"

Gözlerini açtı Yoongi. Bu arkadaş saçmalığını bir türlü anlamıyordu. Yandaki kişinin sesi gayet kalın, erkeksi bir tonda olsa da söylediği sözcükler bir çocuğun ağzından gibiydi. Ne saçmalık ama...

"Kaç yaşındasın sen?"

Yoongi uzun süredir aklını kurcalayan soruyu dillendirdi.

"21."

Kendisinden 3 yaş küçük olan bu çocuğun neden böyle bebeksi düşüncelere sahip olduğunu sorguladı içinden. Saçma geliyordu ona.

"Demek arkadaş olmayı kabul ettin. O yüzden yaşımı sordun değil mi? Tanışmalıyız. Adım Taehyung. Senin adın ne?"

Yoongi şaşırıyordu. Gerçekten de kendisiyle tanışmak mı istiyordu bu? Onca bağırışını duyduktan sonra Yoongi'den herkes korkardı. Öyle olmalıydı zaten. Peki ya Taehyung?

"Yoongi."

Taehyung sıcak bir şekilde gülümsedi duvara. Güzel bir ismi vardı.

Koridordan gelen birkaç konuşma sesiyle iki çocuk da kafasını odalarının kapısına doğru çevirdi. Taehyung doktor olduğunu anladığı kişilerin neden geldiklerini düşünürken Yoongi bunu çok iyi biliyordu. Onun için gelmişlerdi.

Taehyung kapısının cam kısmından doktorların kafalarını gördü. İki doktor ve 5 iri adam...

Kendi kapısını eş geçip yan kapıyı açan doktorları fark edince arkadaşı için geldiklerini anlamış, ve endişelenmeye başlamıştı Taehyung. Ya onu da sarışın yalancı kadına götürürlerse?

"Kalk yerden!"

Yoongi mavi önlüklü tanıdık doktora alttan bir bakış atıp kafasını onaylamazca salladı.

"Kalk diyorsak kalk işte! İlla zor mu kullandıracaksın?"

Doktorun sözlerini cevapsız bırakıp dizlerini kendine çekti, başını eğdi ve sırtını duvara biraz daha bastırdı Yoongi.

Koluna aniden dolanan elleri hissedince kafasını hırsla kaldırdı ve silkelendi. "DOKUNMAYIN!"

Yavaş yavaş gözleri kanlanıyor, damarları belirginleşiyordu.

Kollarını büyük elleriyle kavrayan iri yarı adamlar onu dinlemediler yine. Sert hareketlerle Yoongi'yi ayağa kaldırdıklarında bir krize daha başlangıç vermişlerdi.

"BIRAKIN DİYORUM SİKİK HERİFLER! DOKUNMAYIN BANA! İSTEMİYORUM! ORAYA GİTMEK İSTEMİYORUM! O İLAÇLARI İSTEMİYORUM DEDİM SİZE! YETER!"

Taehyung korkuyordu. Ne yapacaklardı Yoongi'ye. Zarar mı vereceklerdi? Ne ilacıydı bu? Nereye götüreceklerdi onu?

"BIRAKIN ARKADAŞIMI!"

Yapacak tek şey olarak bağırmıştı dışarıya doğru Taehyung. Yoongi için çok korkuyordu.

Fakat adamlar onu duymamıştı... Yoongi'nin boğazını yırtarcasına bağırışları arasında Taehyung'un güçsüz seslenişi kaybolmuştu.

Yoongi'nin haykırışları arasından yüksek sesli bir telefon melodisi yerleşti kulaklara.

Doktor önlüğünün cebinden telefonuna ulaşıp aramayı yanıtladı.

Yoongi tüm hastaneyi inleten bağırışlarını sürdürüp cılız bedeniyle adamların kollarından kurtulmak için boş çırpınışlar sarf ediyordu.

Doktor ufak bir el işaretiyle Yoongi'yi bırakmalarını söyleyip odadan çıktı. Yeni bir hasta geldiği için Yoongi'yi sonraya bırakması söylenmişti ona.

Doktorlar ve 5 adam geldikleri gibi koridor boyunca geri döndüklerinde, kafasını hiçbir acı hissetmeksizin duvara vuran Yoongi bırakmışlardı arkalarında.

Taehyung duvarın dibine çöktü yavaşça bir şekilde. "Yoongi?"

Aldığı cevap ardı arkası kesilmeyen 'tak, tak" sesleriydi.

"Yoongi."

Titreyen sesiyle büyüğünden gelecek tek bir cevabı bekliyordu Taehyung.

"Yoongi lütfen cevap ver korkuyorum."

Gözünden süzülen yaşlar sesine yansıyınca duvarın ardından gelen "tak,tak" sesleri kesilmiş, yerini uzun soluklu bir sessizliğe eşlik eden Taehyung'un hıçkırıklarına bırakmıştı.

Yoongi son 3 gündür yaptığı gibi duvara doğru sırtını yasladı ve yere bıraktı kendini. Büyük bir ağrı hissediyordu. Kafasını duvara vurduğu için mi?

Kendi adını sayıklayarak ağlayan küçüğünün seslerini dinledi yutkunarak.

"Ağlama. İyiyim ben."

__________

Lütfen vurmayın djrhjr

stupid // taegi✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin